Tasarruf mevduatına güvence yok
Abone ol50 milyar liraya kadar olan kısma güvence verilirken, mevduat sahiplerinin yüzde 99'u bu kapsama alındı.
Mevduata 1994 yılından bu yana verilen tam güvencenin
kaldırılarak yerine, tasarruf mevduatlarının 50 milyar liraya kadar
olan kısmına güvence verilmesine ilişkin uygulamanın, tasarruf
mevduatı sahiplerinin yüzde 99'unu, toplam tasarruf mevduatlarının
da yüzde 64'ünü kapsayacağını açıkladı. Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumu, 5 Temmuz 2004'ten itibaren tasarruf mevduatı
üzerindeki tam garantinin kaldırılarak sınırlı mevduat garantisine
geçişle ilgili olarak bir açıklama yaptı. Kararın uygulanma
tarihinin yaklaşması nedeniyle konunun değerlendirildiği ve Kurumun
görüşlerinin kamuoyuyla paylaşılmasında yarar görüldüğü belirtilen
açıklamanın yapılması, IMF'ye 7'nci gözden geçirme kapsamında
verilen niyet mektubu ile de taahhüt edilmişti. Açıklamada,
uygulanmaya başlanacak sınırlı mevduat garantisiyle her müşterinin
her bir bankada açacağı 50 milyar liraya kadar olan Türk Lirası ve
döviz mevduatlarının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun güvencesi
altında olacağı belirtilerek, "Söz konusu garanti, tasarruf
mevduatı mudi sayısının yaklaşık yüzde 99'unu, sektördeki tasarruf
mevduatı toplamının da yüzde 64'ünü kapsamaktadır" denildi. "TAM
GÜVENCE PİYASA DİSİPLİNİNİ ZAYIFLATIYOR" Türkiye'de ve dünya
örneklerine tasarruf mevduatına tam garanti uygulamasının finans
sektöründe sistemik bir krizi önlemek veya bir an önce sonlandırmak
ve oluşabilecek maliyetleri en aza indirmek amacıyla başvurulduğu
hatırlatılan açıklamada, bu nedenle tam güvencenin sınırlı bir süre
uygulanması gereken bir politika seçeneği olduğu bildirildi. Tam
güvence sisteminin bir ülkede uzun süre uygulanmasının ve kalıcı
bir hal almasının piyasa disiplinini zayıflatarak ekonomi üzerinde
olumsuz etki yarattığı vurgulanan açıklamada, bu durumun ülke
kaynaklarının verimli yatırım ve faaliyet alanlarına kanalize
edilmesini önlediği, tasarrufların ülke kalkınmasına yapacağı
katkıyı sınırlandırdığı savunuldu. Tam mevduat güvencesinden
sınırlı mevduat güvencesine geçilebilmesi için makroekonomik
politikaların güçlendirilmesi, ekonomik ve mali istikrarın
iyileştirilmesi, bankacılık sektörünün mali yapısının
güçlendirilmesi, sektör üzerinde etkin denetim, gözetim ve
düzenleme faaliyetini gerçekleştirecek kurumsal bir yapının
oluşması gerektiği savunulan açıklamada bankacılık sekörüyle ilgili
olarak şu değerlendirme yapıldı: "BANKACILIK SEKTÖRÜ GÜÇLENDİ"
"Nitekim son yıllarda ülkemizde ekonomik istikrarın sağlanması
yönündeki olumlu gelişmelerin yanısıra, bankacılık sektörünün mali
yapısının güçlendirilmesi yönünde önemli adımlar atılmış ve
gelişmeler kaydedilmiştir. Bankacılık sektörünün 2001 yılından 2004
yılının Mart ayına kadar gelişimine bakıldığında; toplam
aktiflerinin 117.7 milyar dolarından 194.1 milyar dolarına,
mevduatın da 76.6 milyar dolarından 120.6 milyar dolarına
yükseldiği görülmektedir. Sektörün sermaye yeterliliği ve karlılık
yapısında da çok olumlu gelişmeler kaydedilmiş ve 2000 yılı sonunda
yüzde 9.3 olan sermaye yeterlilik rasyosu, 2004 yılının Mart ayında
yüzde 34.6'ya yükselmiş, 2000 ve 2001 yıllarında negatif olan
sektör karlılığı ise 2003 yılı sonu itibariyle 4 milyar 18 milyon
dolara ulaşmıştır. Ayrıca, sektörün döviz pozisyon uygulaması da
yasal sınırlar içinde bulunmaktadır. Kurumumuzca 2001 yılı içinde
getirilen düzenleme çerçevesinde tüm bankalarımız karşılaştıkları
risklerin izlenilmesini ve kontrolünü sağlamak üzere iç denetim ve
risk yönetim sistemlerini kurmuş, Kurumumuz da yerinden denetim ve
uzaktan gözetim faaliyetlerinde risk odaklı denetim yaklaşımını
benimsemiş bulunmaktadır. Diğer taraftan, Bankalar Kanunu'nun
Avrupa Birliği ve uluslararası ilke ve standartlar ile uyumlu hale
getirilmesi, sistematik bir yapıya kavuşturulması ve değişen
ihtiyaçlara cevap verebilmesi amacıyla hazırlanan yeni kanun
tasarısı taslağında son aşamaya gelinmiştir." BDDK, temmuz ayında
tam mevduat güvencesinden sınırlı mevduat güvencesine geçişin
ekonomide ve mali sektörde sağlanan olumlu değişikliklerin bir
sonucu olduğunu ve Türk bankacılık sektörünün gelişmesinde yeni bir
aşama oluşturacağını bildirdi.