Tartışmalı subaylara YAŞ'ta terfi yolu
Abone olAskeri savcılığın, TSK personelini 'mağdur' olarak göstermesi, soru işaretlerine yol açtı.
Askerî savcılığın, 'Kaos Planı'ndan sadece Dursun
Çiçek'i sorumlu tutması ve Ergenekon'un Erzincan ayağındaki dosyada
adı geçen TSK personelini 'mağdur' olarak göstermesi, soru
işaretlerine yol açtı.
Bazı şaibeli isimlerin YAŞ'ta terfi ettirilmeye çalışıldığı ileri sürülüyor. Yapılan yorumlardan bazıları şöyle:
Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi: Anlıyoruz ki Dursun Çiçek, komuta kademesi tarafından korunmuş ve belgeler onların bilgisi dahilinde hazırlanmıştır. Şimdi ise Çiçek yalnız bırakılmak isteniyor. Plandan komutanların haberinin olmaması mümkün değil.
Emekli Yarbay Tevfik Diker: İddianamede bütün suçlar Çiçek'in üzerine yıkılıyor. Böylece ismi darbecilikle anılan şaibeli subaylar aklanarak, YAŞ'ta terfi almalarının önü açılacak. Birkaç generali kurtarmak için Çiçek'i susuz bırakıp kurumaya mahkûm ettiler.
Emekli Binbaşı Mustafa Hacımustafaoğulları:
Çiçek, zaten içeride olduğu için terfi alamayacak. Hiç olmazsa
diğerleri terfi alsın diye bütün suçlar ona kaldı. Günah keçisi
ilan edildi. Saldıray Berk, İlhan Cihaner ve diğer asıl büyük
sorumluların kurtarılması için bu operasyon yapılıyor.
Askeri savcılığın, Dursun Çiçek'le ilgili hazırladığı iddianame,
tartışmaları da beraberinde getirdi. İddianamede 'Kaos Planı'nın
gerçek olduğu aktarılıyor ancak tek sorumlu olarak Dursun Çiçek
gösteriliyor.
Ergenekon'un Erzincan ayağındaki dosyada adı geçen diğer bütün TSK
personeli ise tam anlamıyla aklanıyor. Emekli Yarbay Tevfik Diker,
Dursun Çiçek'in başta Erzincan bölgesinde Ergenekon adına
faaliyette bulunmakla suçlanan 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk olmak
üzere ismi şaibeli olan birçok üst düzey subayı aklamak için feda
edildiğini söylüyor. Hakkında suçlama olan subayların terfi
alamayacağını hatırlatan Diker, şöyle devam ediyor:
"İddianamede bütün suçlar Çiçek'in üzerine yıkılıyor.
Böylece ismi darbecilikle anılan şaibeli subaylar aklanarak, YAŞ'ta
terfi almalarının önü açılacak. Birkaç generali kurtarmak için
Çiçek'i susuz bırakıp, kurumaya mahkum ettiler." TSK'da
her şeyin hiyerarşiye dayalı bir şekilde geliştiğini ifade eden
Diker, Çiçek'in eylem planını hazırlarken üstlerinin habersiz
kalmasının imkansız olacağını vurguluyor.
Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi ise olayların emir komuta ilişkisi içinde hazırlandığını söylüyor. Çiçek'in Genelkurmay Başkanı Başbuğ tarafından korunduğuna dikkat çeken Tanrıverdi, "Buradan anlıyoruz ki Dursun Çiçek komuta kademesi tarafından korunmuş ve belgeler onların bilgisi dahilinde hazırlanmıştır. Şimdi ise Çiçek yalnız bırakılmak isteniyor." diyor. Gelişmelere bir bütün olarak bakıldığında eylem planının Karargâh'ta hazırlandığını belirten Tanrıverdi, plandan komutanların haberinin olmamasının mümkün olmayacağını sözlerine ekliyor.
KURTARMA OPERASYONU UYGULANIYOR
Emekli Binbaşı Mustafa Hacımustafaoğulları da gelişmelerin
tamamından TSK'nın sorumlu olduğunu söylüyor. TSK'nın üst düzey
komuta kademesinde yer alanların kendilerini YAŞ öncesi korumak
için Çiçek'i kurban verdiklerini söylüyor:
"Çiçek, zaten içeride olduğu için terfi alamayacak. Hiç
olmazsa diğerleri terfi alsın diye bütün suçlar ona kaldı. Günah
keçisi ilan edildi. Kullanıldı. Böyle bir operasyona alet oldu.
Saldıray Berk, İlhan Cihaner ve diğer asıl büyük sorumluların
kurtarılması için bu operasyon yapılıyor. Ancak şimdi 'Pandora'nın
kutusu' açıldı. Ne İlker Başbuğ ne de diğer komutanlar
kurtulabilir. Bugün hesabı sorulamazsa ileride
sorulur."
Kurmay Binbaşı Kemal Şahin de iddianameyi yetersiz buluyor. 'Kirli tezgâh' planından Genelkurmay Başkanı başta olmak üzere kademe komutasındakilerin bilgisinin olduğunun altını çiziyor. Genelkurmay'ın kendisini korumaya çalıştığını söyleyen Şahin, "Planın tamamından o komutanların haberlerinin olmadığını söylemek, gerçeklerin üstünü örtmektir. Bu girişimin asıl amacı Çiçek'i kurtarmaktır." şeklinde konuşuyor.
'İrticayla Mücadele Eylem Planı' soruşturması kapsamında aralarında Genelkurmay 2. Başkanı Hasan Iğsız, Genelkurmay Hukuk Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu ve Korgeneral Mehmet Eröz'ün adı da gündeme gelmişti.