Tartıcı çocuk nasıl ünlü bir iş adamı oldu!
Abone olTürkiye'nin doğusunda Ağrı'da dünyaya geldi, kantarcılıkla başladığı iş hayatını Türkiye'nin en ciddi projeleriyle devam ettiriyor...
Türkiye bir fırsatlar ülkesi. Dünyanın neresinde ülkenin
en fakir yöresinde doğan, lise eğitimini tamamlayan bir genç,
arkadaşıyla inşaat işine girdikten sonra imkânları değerlendirerek
ülkenin en güçlü müteahhitlik firmasına sahip olabilir? Ve 3’üncü
Boğaz köprüsünü yapmaya soyunabilir?
İstanbul Boğazı’na inşa edilecek 3. köprüyü 2.5 milyar dolar para harcayarak İçtaş-Astaldi Ortak Girişim Grubu gerçekleştirecek.
İtalyan Astaldi 80 yıllık bir uluslararası firma. Onu biliyoruz. “İçtaş” nasıl bir firma? Sahibi kim? İhale sonuçlanınca merak ettim. Sordum, soruşturdum. Öğrendim ki, İçtaş “İbrahim Çeçen”in firması... İyi de İbrahim Çeçen kim? İbrahim Çeçen’in hayat hikâyesi ile ilgili bilgilere ulaşınca “Helal olsun bu memlekete... Bu memleket fırsatlar ülkesi... Çalışan sıfırdan tepeye çıkabiliyor” diyerek sevindim.
; İbrahim Çeçen’in hayat hikâyesi ilginç. 1941 yılında Ağrı’da doğmuş. Liseyi Ağrı’da tamamlamış. 1962’de Ankara’da tekniker okulu bitirmiş, Bitlis’te Bayındırlık Müdürlüğü’nde yapım şefi olarak çalışırken Cumhuriyet
AĞRI'DAKİ DEVLET ÜNİVERSİTESİ ONUN ADIYLA ANILIYOR İbrahim Çeçen ile ilgili ilginç bir notu da aktaralım. Türkiye'deki devlet üniversitelerinden birini ismi verilen tek işadamı İbrahim Çeçen... Ağrı'daki devlet üniversitesi onun öncülüğü ve yardımları ile açılınca okulun adı Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi oldu. |
Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümünden 1.5 yıl süreli
hızlandırılmış programla diploma almış. 1969’da Ankara’da İçtaş’ı
kurarak kamunun inşaat ile ilgili ihalelerine katılmaya başlamış.
Sonra turizm, otelcilik, enerji, hava ve deniz limanları
işletmeciliği ve sanayi sektörlerine girmiş. Bütün bu işleri
şimdilerde IC Holding şemsiyesi altında yürütülüyormuş.
BİR AĞRI HİKAYESİ
IC Holding, İstanbul Eskişehir hızlı tren projesini üstlenmiş. Amerikalı ortakları ile 6 hidroelektrik santralı kuruyor. Antalya Havaalanı’nı işletiyor. Afyon-Kütahya-Uşak arasında yeni bir havaalanı inşa ediyor. Çok sayıda inşaat projesi var. Çeçen 1984’te İbrahim Çeçen Vakfı’nı kurmuş. 3 bin öğrenciye burs vermiş. Ağrı’da 2 okul yaptırmış. Yine Ağrı’da İbrahim Çeçen üniversitesi kurulmuş.
İbrahim Çeçen örneği tek değil. Türkiye’de benzer şekilde ülkenin en fakir yörelerinden çıkarak başarıya ulaşmış işadamımızın sayısı çok. Bunlar bu ülkenin kendi insanına tanıdığı fırsatlar sayesinde oluyor.
Yazıyı İbrahim Çeçen’in bir söyleşisindeki anlatımından bir bölüm aktararak bitireceğim. Söyleşiyi yapan soruyor:
“Çocukken, günün birinde Türkiye’nin en büyük işadamlarından biri olacağınızı hayal eder miydiniz?”
İbrahim Çeçen cevaplıyor:
“Ben müteşebbis ruhluyum. Çocukluktan beri yaratıcıyım.
Günün birinde bir yerlere geleceğimi biliyordum”
diyor.
Ve çocukluğuna ait bir hikâyeyi anlatıyor:
“Henüz 10 yaşındaydım. Babamla, babamın arkadaşı olan
bakkal Ömer amcanın dükkânına gitmiştik. Babam sohbet ederken ben
de bir içeride, bir dışarıda dolanıyordum. Bir ara dükkânın önünde
bir kantar gördüm. Aklıma bir fikir geldi. Ağrı’da o dönemde askeri
bir tümen vardı. Haftasonu askerler çarşı iznine çıkar. Cumhuriyet
Caddesi’ne baktığınızda askerden her yer yemyeşil gözüküyordu.
‘Bakkal Ömer Amca’ dedim. ‘Bu kantarını alıp cumartesi ve pazar
günleri şu askerleri tartabilir miyim. Zavallı askerleri
sevindireyim’ dedim.
KANTARCI ÇOCUK
Ömer Amca da ‘Peki’ dedi. Cumartesi ve pazar günleri o kantarı alıp Cumhuriyet Caddesi’ndeki caminin bitişiğine koydum. Önümde askerlerden kuyruklar oluştu. Para koyacak yer bulamıyordum. Bunu gören Ağrılılardan birkaç kişi daha koşup kantar aldı ve gelip benim yanımda iş yapmaya başladılar. Bu durumu Ömer Amca da görünce gelip kantarı benden aldı ve kendisi bu işi yapmaya başladı. Halen Ağrı’ya gittiğimde bakıyorum, o yerde son model basküller dizilmiş ve insanları tartıyor. Bu manzarayı görünce çocukluğumu hatırlarım.”