Tarım sektörünün durumu
Abone olSami Güçlü, Türk ekonomisinin lokomotifi "Tarım"la ilgili önemli noktalara değindi. AB üyeliği tarıma fayda sağlayacak mı? Köyler nasıl gelişecek? Soruları yanıtlandı.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü, ''verim düşüklüğü ve
maliyetlerin yüksekliği'' nedeniyle ''Türkiye bugün AB'ye üye olsa,
tarım sektöründe yüzde 50'nin üzerinde bir alanda üretimin
sürdürülmesinin imkansız hale geleceğini'' söyledi. Güçlü, AK Parti
Ankara İl Başkanlığı Siyaset Akademisi'nde tarımdaki gelişmelere
ilişkin bilgi verdi ve soruları yanıtladı. Bakan Güçlü,
Türkiye'nin, AB'ye üyeliği sürecinde tarımla ilgili dönüşümlerini
yapmak zorunda olduğunu kaydetti. Türkiye'nin sulamada artık
ihmalkar davranamayacağını anlatan Güçlü, sulama konusunda 80 yılda
yapılanların 10-15 yılda yapılması gerektiğine dikkati çekti. Tahıl
ürünlerinde verimin iki katına, sütte üç katına çıkarılması
gerektiğine işaret eden Güçlü, Türkiye'nin bitki ürünleri,
hayvancılık ve su ürünleri konusunda gerekenleri yapmak durumunda
olduğunu belirtti. AB ile tarım konusundaki müzakerelere de değinen
Güçlü, görüşmelerde Türkiye'nin anlaşılmaya çalışıldığını,
kendilerinin işbirliğine hazır olduklarını söyledi. AB'nin kültürel
yapısına da işaret eden Güçlü, yeni üye olan on ülke ile AB
arasında kültürel açıdan bir çizgi bulunduğunu belirterek,''Aynı
şarkıyı söylüyorlar, aynı marşları söylüyorlar, bir ülke hariç. Bu
bizim zor tercihimiz. AB'ye girerken kültürel olarak değerlerimizi
koruyarak girmeliyiz'' diye konuştu. KIRSAL KALKINMA VE KÖY
ENSTİTÜSÜ MODELİ- Bakan Güçlü, kırsal kalkınma konusunda ''Köy
Enstitüleri'' modelinin iyi bir örnek olduğunu, ancak ideolojik bir
yapının ağırlık kazanması nedeniyle başarısını sürdüremediğini
kaydetti. İkinci örnek kalkınma modelinin de eski Başbakan Bülent
Ecevit'in ''köy-kent'' modeli olduğunu anımsatan Güçlü, ''her köye
bir ziraat mühendisi'' modelini geliştirdiklerini ve bunun başarılı
olacağını ifade etti. Güçlü, köylerde liderlik yapabilen bin köy
muhtarı ile bin ziraat mühendisini işbirliği içinde çalıştırmaya
yönelik projeleri bulunduğunu belirtti. -GIDA DENETİMLERİ VE SAHTE
BAL- Bakan Güçlü, gıda ürünlerine yönelik olarak 2003 yılında 42
bin, 2004 yılında 140 bin denetim yaptıklarını hatırlatarak, 2005
yılında da 400 bin denetim yapılacağını bildirdi. Sahte bal
üretimine ilişkin bir soru üzerine Güçlü, bal üreticileriyle ilgili
listeyi kamuoyuna yansıttıklarını belirtti. Toplattıkları ve imha
ettikleri ballar olduğunu ifade eden Güçlü, ulaşamadıkları
durumların olabileceğini, bu konuda da gerekeni yapacaklarını
anlattı. Bal üreten firmalardan kapattıkları, hatta hapis cezasına
çarptırılan bulunduğunu ifade eden Güçlü, ''Balda ilan
ettiklerimizin dışında çok sayıda firmanın ürünü iade edildi. Daha
bir çoğu listeye girecek'' dedi. Bal sektöründe faaliyet
gösterenlerin sert tartışmalarla kendi kendilerini tahrip
ettiklerini dile getiren Güçlü, müdahalelerinin bundan sonra
olduğunu söyledi. Güçlü, bir soru üzerine, eski başbakanlardan
Menderes'in hala köylerde izleri bulunduğunu ifade ederek, o
dönemde kamu kaynaklarının yüzde 20'sinin tarım sektöründe
kullandırıldığını hatırlattı. Güçlü, ''1953 yılında elektriği
olmayan bazı köyler, buzdolabını alarak telli dolap olarak
kullanmıştır'' dedi.