Tarihteki ilk kölenin ilginç hikayesi
Abone olBir insan doğuştan mı köledir? Yoksa köleleştirildiği için mi köledir? Sanırım iki soruya da evet cevabı verebiliriz?
BELKIS KÜBRA AFŞAR- Bir insan doğuştan mı
köledir? Yoksa köleleştirildiği için mi köledir? Sanırım iki soruya
da evet cevabı verebiliriz? Peki kölelik nedir? Bir kişinin, başka
bir kişinin boyundurluğu altına girip, ona hizmet etmesi, karın
tokluğuna,insafsızca çalıştırılmasıdır. Hizmet edilen kişi; efendi,
sahip.
Köle; yabancı dilde kelime anlamı “slave” anlamına gelmektedir. Vikinglerin Slavları yakalayıp, köle olarak Romalılara satmaları dolayısıyla bu anlamda kullanılmıştır.
Tarihin ilk remi olarak kayıtlı kölesi ve efendisi bir zenciydi
desek şaşırır mısınız? Evet tarihin ilk kölesi Anthony Johnson’dur.
İlk efendi yine Johnson gibi zenci olan John Casor ‘du. Anthony
Johnson’un John Casor’a borcunu ödeyememesiyle Casor mahkemeye
başvurarak kontratlı olarak borcunun karşılığın da Johnson’u karın
tokluğuna evinde ve işinde çalıştırmıştır.
Johnson borcunu ödeyip, kölelikten kurtulmasıyla, ilerleyen
yıllarda çok zengin olmuş ve Afrika’dan kendi kölelerini
getirtmişti. Böylelikle, tarihten bu yana köle olmaya en çok layık
görülen zencilerin kaderi iki zenci tarafından çizilmişti..
Afrika topraklarının Avrupa ve Amerika tarafından sömürülmesiyle bir türlü kendine gelemeyen Afrika halkı da tarih boyunca “köleleştirilmiş” sözünden kurtulamayacaktı.
Afrika kıtasında yaşayan zenciler köle olmaktan ne zaman
kurtuldu peki? İlk olarak Avrupa da İngiltere de, ardından Osmanlı
topraklarında yasaklanmış daha sonra 1926’da Milletler Cemiyeti’nin
kararıyla bütün dünyada da kölelik yasaklanmıştı.
Tabi kölelik sistemine baktığımızda sadece zenci ve Afrikalılar değildi köle olarak kullanılan… Savaş esirleri, borçlular, korsanların elindeki tutsaklar da köle olarak kullanılıyordu.
Roma, Mısır, Yunan bölgelerinde köle sistemi hayatın bir parçasıydı. İslamiyet öncesinde Orta Asya ve İran da da doğal bir durum kabul edilen kölelik, islamiyeti kabul etmeleriyle birlikte sistem tamamen değişmişti.
KÖLELERİN AĞIR ŞARTLARDA ÇALIŞTIRILMASI..
Köleler tarlalarda, ev de çiftlikler de neredeyse bütün gün karın tokluğuna çalıştırılır hatta kölelerin çocukları dahi ailelerine yardım eder onlara da yetişkinler gibi köle statüsün de bakılır, muamele görürdü.
Çok çalışmadığı düşünülen köle, efendisi tarafından bazen aç bırakmak, bazen kırbaçlanmak ve en ağırı olan elinin kesilmesiyle cezaya çarptırılırdı. Ancak Avrupa da kölesine iyi davranan, iyi yiyecekler yediren, kölesini iyi giyindiren kişiye onur ödülü verilirdi.
İSLAMİYET VE KİLİSE DE KÖLELİĞİN DURUMU
İslamiyeti ilk kabul edenler genellikle kölelerdi.. Bunun en iyi
örneklerinden biri Ümeyye Bin Halef’in zenci kölesi Bilal
Habeşi’ydi İslamiyetin kölelere sunduğu korumacı tutumdan etkilenen
Habeşi efendisinin ona uyguladığı işkencelere ve hakaretlere
aldırmadan Hz. Muhammed’in yanında yer almış..İslamiyetin ilk
müslüman olan kölesi Bilal Habeşi daha sonraki dönemde de ilk ezan
okuyan kişi ünvanını alacaktı.
Peki Kur’an köleler için ne diyor?
Nisa suresi 92. ayetinde kazara bir müslümanı öldüren kişinin Müslüman bir köle azad etmesi emredilmiş ve yine Maide suresi 89. ayetinde yalan yere yemin edenlerin on yoksulu yedirip, giydirmesi veya bir köle azad etmesi emredilmiş buna gücü yetmeyenlerin üç gün oruç tutması gerektiği söylenmiştir.
Kölelerin hak ve hukuku konusunda hükümler vermiş, köleliği tamamen kaldırmamakla birlikte köle düzenini yavaş yavaş kaldırmak maksatlı olarak köle edinmeyi zorlaştırmıştır, bedel değerini kölelerin azad edilmesi boyutuna taşıyarak hak ve özgürlükleri konusunda insanların hassasiyetle yaklaşmalarını emretmiştir.
Kilise dönemine baktığımız da önceleri kölelik fikrine sıcak bakılmazken 15.ve 16. yy da Papa köleliği kabul etmiş, savaş sırasında esir düşen putperestleri köle olarak kullanmakta sakınca olarak görmemiştir.
Bilinen manadaki köleler artık özgür, ya bildiğimiz modern anlamdaki köleler?