Tarihte Türkler ve Kürtler sempozyumu
Abone olTürk Tarih Kurumu’nun gerçekleştirdiği “Tarihte Türkler ve Kürtler” sempozyumu sona erdi.<br/>Sempozyumda Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi...
Türk Tarih Kurumu’nun gerçekleştirdiği “Tarihte Türkler ve
Kürtler” sempozyumu sona erdi.
Sempozyumda Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdülkadir
Yuvalı, Osmanlı döneminden günümüze kadar olan Kürt politikaları
hakkında açıklamalarda bulundu.
Osmanlı Devleti’nde Kürtlerin herhangi bir sorununun olmadığını
belirten Yuvalı, “Çünkü devlet o bölgenin yönetimi için yurtluk,
ocaklık beyi olarak veriyor, o yörenin asayişini sağlaması için
veriyor. Yani o yöreye bir vali göndereceğine, o yörenin karizmatik
özelliği olana babadan oğula aşiret beyliğini sürdürmüş olan kişiye
veriyor. Orada hem asayişi sağlıyor, hem vergisini düzenli şekilde
alıyor. Dolayısıyla Osmanlı döneminde bu durum söz konusu değildir.
Abbasi İmparatorluğu’nun dağılmasından sonra bu bölgede çeşitli
devletler kurulmuştur ama bir Kürt devleti yoktur. Anadolu Selçuklu
Devleti dağıldı ve 16 beylik kuruldu. Bunların arasında Kürt
beyliği yok. Eğer Anadolu’da Kürtlerin belli yaşadığı bir toprak
olsaydı ve o toprağı vatan kılmış olsalardı bu konuya farklı
bakardık. Türklerin devlet hayatındaki varlıkları her kademede
yönetici olmuşlardır. Türk devletlerinin bir özelliği var;
hakimiyet paylaşılmaz” diye konuştu.
Osmanlı Devleti döneminde Kürtlerle alakalı devletin sorunu
olmadığını ancak bazı yerel sorunlar olduğuna dikkat çeken Yuvalı,
açıklamalarına şöyle devam etti: “Dolayısıyla bu sorunları da
devlet Balkanlar’da nasıl çözdüyse Kafkasya’da nasıl çözdüyse
Anadolu’da da öyle çözmüştür. Cumhuriyetle birlikte de biz bu
manada da farklı bir şey söylemiyoruz. Cumhuriyet döneminde de Kürt
kardeşlerimiz Kürt halkından devlet hayatında etkin görevlere gelen
olmuştur. Nitekim bu sempozyumun sunum programında rahmetli İsmet
İnönü, rahmetli Turgut Özal ve ondan önceki bazı devlet adamları bu
çevreden sayıldığı için biz bunların devlet hayatlarına saygılıyız.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti de Türk devlet geleneğinin bir
halkasıdır. Bu devlette bu ülkeye vatandaşlık bağları ile bağlı
olan herkes bu devletin her türlü konumunda görev alır. Ama siz;
’Türkiye Cumhuriyeti Devletini parçalayalım, onun içerisine bir
devlet kuralım.’ Buna hiçbir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı asla
izin vermez.”
Şu an için siyasallaştırılmış bir Kürt sorununun olduğunu savunan
Yuvalı, şu ifadelere yer verdi:
“20. yüzyılda İngilizler Ortadoğu’ya yönelik nasıl bir siyaset
uygulayıp burada yapay devletler kurdularsa ve bugün de 21. asırda
tıpkı Avrupa’nın feodal çağında küçük küçük devletçikler olan bir
Avrupa coğrafyası gibi Amerika’nın küreselleşme politikası
çerçevesinde bu bölgede küçük feodal devletçikler oluşturmak
istiyor. Bu oluşturmak istediği devletçikleri halka dayandırmak
istiyor ve o nedenle Kürt kardeşlerimiz hedef seçilmiştir. Bunun
tarihle bağdaşan bir yönünü bulamıyorum. Devlet ve millet
olabilmenin şartları Kürt kardeşlerimizde yoktur. Dil yönüne
bakıyoruz yok, inanç yönüyle bakıyoruz bir ve bütündür. Tarihten
beri Kürt halkının varlığı söz konusudur ama bunlar millet olma,
devlet olma konusunda bu süreçte ortaya bir varlık koyamamışlardır.
Tarihi kaynaklardan gelen bilgileri günümüze yansıtırsak, günümüzde
bir kaşık suda fırtına çıkarmak isteyenlerin genelde siyasi bir
hesapları vardır. Irak’ın kuzeyinde 36. paralelin kuzeyinde
geçmişteki Çekiç Güç operasyon sürecinin bir benzeri Anadolu’da
gündeme getiriliyor. Bu yanlıştır ve devletin bu konuda gerekli
önlemleri alması lazım. Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi’nde maddi
kültür unsuru olarak Kürt kardeşlerimize ait bir şey yoktur ama
ortak var mı derseniz, evet.”
(İHA)