Tarihin üstünü çizen müdür
Abone olBodrum Sualtı Arkeoloji Müzesinin eski müdürü Oğuz Alpözenin yeni icraatları ortaya çıktı.
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi"nin eski müdürü Oğuz Alpözen"in
kendisine şövalye arması çizdirdiği, mermere işlettiği armaları
kaledeki caminin minaresiyle müzenin 5 değişik yerine monte
ettirdiği ve yine kaledeki bir kuyunun kapağına da kendi adından
ilham alarak Oğuz boylarının sembolünü kazıttığı ortaya çıktı.
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi"ndeki zindanın girişinde yeralan ve
"Tanrı"nın Bulunmadığı Yer" anlamına gelen "Inde Deus Abest"
sözlerini bir teknisyene yazdırdığı iddia edilen müzenin eski
müdürü Oğuz Alpözen"in kendisine şövalye arması çizdirdiği, mermere
işlettiği armaları kaledeki caminin minaresiyle müzenin beş değişik
yerine monte ettirdiği ve yine kaledeki bir kuyunun kapağına da
kendi adından ilham alarak Oğuz boylarının sembolünü kazıttığı
ortaya çıktı.
Eski yüzyıllarda Bodrum"a hákim olan Saint Jean Şövalyeleri
tarafından Bodrum Kalesi"nin kumandanlığına tayin edilenlerin
kendilerine arma yaptırıp mermere kazıtmaları ve bu mermerleri kale
duvarlarına koymaları bir gelenekti. Şövalyelerin bu ádetini
yüzyıllar sonra yeniden hayata geçirmeye çalışan Oğuz Alpözen"in
arması, altta yan yatmış bir anforanın üzerinde ayyıldız, onun
üzerinde de çift kuleli bir kaleden oluşuyor.
Müzede, Oğuz Alpözen"in yedi ayrı yerinde arması bulunuyor. Karyalı
Prenses, Uluburun ve Cambatığı salonlarının giriş kapılarının
üzerinde ve Komutan Kulesi"nde birer "Alpözen arması" var.
Kendisinden önce görev yapmış olan müdürlerin isimlerini de arma
halinde mermere nakşettiren Alpözen, Geçitkule"ye bu armalarla
birlikte kendi armasını yerleştirmiş. Altıncı arma ise çok daha
ilginç bir yerde bulunuyor: Alpözen, Refahyol iktidarı döneminde
büyük tartışmalardan sonra inşa edilen minareye de armasını
koydurmuş ve arma, minarenin şerefesine çıkan müezzin ile aynı
hizada duruyor. Armaların bazılarında şekillerle beraber "Oğuz
Alpözen" kelimeleri, bazılarında ise sadece "O.A." harfleri
yazılı.
Oğuz Alpözen"in ismini "ölümsüzleştiren" bir diğer işaret ise,
Uluburun batığının sergilendiği salonun avlusundaki kuyunun üzerine
nakşedilmiş. Sergi salonunun altında eski devirlerden kalma bir
sarnıç, avlunun kenarında da sarnıçtan su çekmeye yarayan bir kuyu
var. Birkaç yıl öncesine kadar sıradan bir kapakla örtülen kuyunun
üzerine taca benzer bir iláve yaptıran Alpözen, yeni kısımdaki
çıkıntılara iki ayyıldız koydurmuş ve ayyıldızların ortasına da
adından esinlenerek Oğuz Boyu"nun işaretlerini kazıtmış.
Kendi armalarını kendileri yapan "Hidalgo"ların, yani Ortaçağ"da
yaşamış topraksız şövalyelerin arma heveslerini çağrıştıran
Bodrum"daki bu arma macerasının ayrıntılarından sonra, bir hususu
yeniden hatırlatmam gerekiyor:
Önceki gün "Latince kitabelerde "U" harfi yerine "V" kullanılır,
Bodrum Arkeoloji Müzesi"ndeki zindanın girişinde bulunan ve
tartışmaya konu olan yazı hatalıdır, dolayısıyla da yenidir" diye
yazdım ve kitabelerden yahut Latince"den anlayan-anlamayan çok
sayıda kişiden değişik yorumlar geldi.
Şimdi tekrar söyleyeyim: Latince kitabelerde "U" harfi yerine "V"
kullanılır. Oğuz Alpözen"in iddiama cevap olarak gösterdiği
kitabenin üçüncü satırındaki "CAPITANEVS" kelimesinde de "U" değil,
"V" vardır, bu harf satırdaki boşluğu doldurmak maksadıyla diğerine
göre geniş şekilde kazılmıştır, "E" ve "U" harfleri zaten birleşmez
ve bu, kitabelerde sık rastlanan bir durumdur. İsimlerinin başında
"Latince profesörü" unvanını taşıyan ve "Zindanın girişindeki
Latince cümle eski devirden kalmadır" iddiasında bulunan kişilerin
de klasik kaligrafi bilgilerini gözden geçirmeleri gerekir.
Kaynak: www.hurriyet.com.tr