Tarihi hastaneden sadece duvar kaldı
Abone olÇanakkale ve Balkan savaşlarına tanıklık yapan Edirne Hastanesi'nden geriye sadece yıkık duvar kaldı...
Çanakkale Savaşı'nın ardından Mustafa Kemal Atatürk'ün ordusuyla
geldiği Edirne'de ziyaret ettiği ve Balkan Savaşları sırasında
koridorları dolacak kadar çok hastaya hizmet veren Edirne Merkez
Askeri Hastanesi'nden geriye sadece yıkık duvarı kaldı.
Trakya Üniversitesi emekli öğretim üyesi ve Edirne'nin Sağlık ve
Sosyal Tarihi adlı kitabın yazarı Yrd. Doç. Dr. Ratip Kazancıgil,
Edirne Merkez Askeri Hastanesinin, ihtiyacı karşılayamaması üzerine
piyade kışlasının (halen kapalı cezaevi olarak kullanılan bina)
arkasında Tepebağlar mevkisinde Müşir Veysel Paşa zamanında bin
yataklı olarak 1889 yılında inşa ettirildiğini söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Kazancıgil, hastanenin Balkan Savaşı'nda büyük bir
işlevi olduğunun bilindiğini, o dönemde hastanenin koridorlarının
dahi hastalarla dolup taştığının ve savaş sırasında yaralanan
askerlerin yanı sıra şiddetli geçen kış yüzünden donan askerlerde
tedavi edildiğinin kaynaklarda yer aldığını belirtti.
Hastanenin bahçesinde salgın hastalıklardan ölen askerlerin anısına
çeşme yaptırıldığını bildiren Kazancıgil, bu çeşmenin kitabesinden,
savaş dışında pek çok askerin koleradan öldüğünün anlaşıldığını
ifade etti.
ATATÜRK'ÜN ASKERİ HASTANEYİ ZİYARETİ
Çanakkale Savaşı'nın ardından ordusuyla Edirne'ye gelen Mustafa
Kemal Atatürk'ün hastaneyi ziyaretini, hastane röntgen
uzmanlarından ve hastanenin başhekimi Doktor Rifat Osman'ın
anılarında aktardığını belirten Kazancıgil, "Anılarda Atatürk'ün
Edirne'ye gelişinde Edirneliler'in coşkulu bir karşılama
hazırladıkları belirtiliyor" dedi.
HASTANENİN YIKILIŞI
Edirne Merkezi Askeri Hastanesi, 1941 yılında Gemlik'e taşındı,
ardından da Çankırı'ya taşınarak "Memleket içi 308 numaralı Çankırı
Hastanesi" adını aldı.
Hastane binası, daha sonra jandarma okulu olarak hizmet verdi, bir
süre de boş kaldı.
Bölgenin önemli askeri hastanelerinden olan Edirne Merkezi Askeri
Hastanesi binası, 1985 yılına kadar ayakta kalı, bugüne ise sadece
yıkık bir duvarı ulaştı.