Tarihi günlere şahitlik ediyoruz. Tarihi bir değişim
yaşanıyor.
Muhalifler 11 günde, 61 yıllık diktatörlük Baas rejimini sona
erdirdi. 1963’te başa gelen Baas iktidarı son buldu.
Ortada tam 12 yıllık bir geçmiş var, 12 yıllık bir iç savaş
yaşandı. 1 milyondan fazla sivil hayatını kaybetti. 7 milyon
Suriyeli ülkesini terk etti. Büyük bir kısmı ülkemize geldi,
Lübnan, Ürdün, Irak ve Avrupa’ya gitti. Yerlerinden, yurtlarından
edildiler. Evleri, toprakları, tarlaları ellerinden alındı, sürgün
edildiler. 12 yıldır vatan hasretiyle yaşıyorlar.
Şam düştüğünde muhalifler tarafından yapılan ilk açıklama
Suriyeliler evlerine dönmeleri içindi. Çünkü vatansızlık büyük bir
problem ve derin bir acıdır.
11 günlük devrimle, Halep alındığında ortaya atılan teorilerin
çöküşünü de gördük.
Teoriler;
Şiilerin, Nusayrilerin kesileceği,
ABD ve İsrail’in bu işin içinde olduğu,
Rusya’nın bu işe müdahil olacağı,
Muhaliflerin batağa çekilerek büyük katliamların yapılacağı,
İran’ın, Irak topraklarından Suriye’ye girip savaşı kaderini
değiştireceği,
Bu işin sonuçsuz bir girişim olacağı,
İddialarının tümü çökmüş durumda.
Tüm dünyanın şaşkınlıkla izlediği muhaliflerin, 12 yıllık iç
savaşta çektikleri acılardan ve içine düştüğü kaostan ders aldığını
gösterdi.
HTŞ için terör örgütü, İŞİD gibi katliam yapacak diyenlerde
şaşkınlık yaşadılar, teorileri çöktü. Yağmalar olacak, siviller
katledilecek, kaos yaşanacak denildi. Tam aksi sükûnet ve sessizlik
hâkim oldu.
HTŞ lideri Ebu Muhammet Colani ülkedeki insanlara; Şiilere,
Dürzilere, Nusayrilere, Hristiyanlara hiçbir şekilde
dokunulmayacağının can güvenliğinin sözünü verdi.
Suriye’de uzuncadır yaşanan kaosun en önemli sebebinin bu
ülkedeki yabancı devletlerden kaynaklandığını düşünüyorum. ABD,
İran, Rusya ve dolaylı olaylı olarak İsrail kaosu destekliyor. 12
yıllık süreçte bunu gördük. Ülkeyi parçalamak için ne kadar çok
çaba gösterdiklerine şahitlik ettik. Bundan sonraki süreçte yabancı
tüm devletler geri çekilmelidir.
Türkiye’de çekilecektir. Türkiye’nin ülkemizin 910 km sınırı
var. Bu sınırda 40 yıldır savaşan bir PKK gerçekliği var. Bu PKK
unsurlarından arındırıldığında sınır güvenliği sağlandığında, bizim
ülkemizde yaşayan Suriyeliler geri döndüğünde Türkiye’de oradaki
askerini geri çekecektir. Kimsenin toprağında asker bulundurmak
temenni edilecek bir durum değildir.
O nedenle Suriye’yi Suriyeliler yönetmelidir. Bütün etnik
grupların ortak paydaş olduğu yeni bir anayasanın yapıldığı, özgür
seçimlerin olduğu bir Suriye’nin bize de Lübnan’ ada, Irak’ada
faydası var. Suriye özgür, güvenli ve Suriyelilerin yönettiği bir
devlet haline gelir. Suriye halkı huzur bulur. Yaşanan 7 milyonluk
sürgün insani bir dramdır. Bu dram umarım tez zamanda son
bulur.
Bu yaşanan krizde ülkemizin tüm kurumları özellikle
Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve Dış İşleri Bakanı Sayın Fidan başta
olmak üzere sürdürülen politika takdirle anılmalıdır. Hiçbir
şekilde hamaset yapmadılar, olaya müdahil olmadılar sessiz ve
derinde çalışıp Türkiye’nin güvenliğini sağladılar. Başarılı bir
güvenlik politikası ve başarılı bir diplomasi bizim gelecekte
sınırlarımızı ve şehirlerimizi yeniden inşası için çok önemli.
Suriye’nin yeniden inşası için Türki’ye en önemli ülke. Tecrübe,
birikim ve teknolojisiyle büyük bir destek Türkiye.
Halep, Tel Rıfat, Hama, Humus küt diye düştü…
Suriye Milli Ordusu ( SMO ) Fırat’ın doğusuna geçerek Süleyman
Şah Türbesinde de güvenliği sağlamasını bekliyoruz. Çünkü Süleyman
Şah bizim için vatan toprağıdır.
Tarihi bir değişim yaşanıyor.