Tarihi günlere şahitlik ediyoruz

Tülin Türkoğlu tulindindar@hotmail.com

Tarihi günlere şahitlik ediyoruz. Tarihi bir değişim yaşanıyor.

Muhalifler 11 günde, 61 yıllık diktatörlük Baas rejimini sona erdirdi. 1963’te başa gelen Baas iktidarı son buldu.

Ortada tam 12 yıllık bir geçmiş var, 12 yıllık bir iç savaş yaşandı. 1 milyondan fazla sivil hayatını kaybetti. 7 milyon Suriyeli ülkesini terk etti. Büyük bir kısmı ülkemize geldi, Lübnan, Ürdün, Irak ve Avrupa’ya gitti. Yerlerinden, yurtlarından edildiler. Evleri, toprakları, tarlaları ellerinden alındı, sürgün edildiler. 12 yıldır vatan hasretiyle yaşıyorlar.

Şam düştüğünde muhalifler tarafından yapılan ilk açıklama Suriyeliler evlerine dönmeleri içindi. Çünkü vatansızlık büyük bir problem ve derin bir acıdır.

11 günlük devrimle, Halep alındığında ortaya atılan teorilerin çöküşünü de gördük.

Teoriler;

Şiilerin, Nusayrilerin kesileceği,

ABD ve İsrail’in bu işin içinde olduğu,

Rusya’nın bu işe müdahil olacağı,

Muhaliflerin batağa çekilerek büyük katliamların yapılacağı,

İran’ın, Irak topraklarından Suriye’ye girip savaşı kaderini değiştireceği,

Bu işin sonuçsuz bir girişim olacağı,

İddialarının tümü çökmüş durumda.

Tüm dünyanın şaşkınlıkla izlediği muhaliflerin, 12 yıllık iç savaşta çektikleri acılardan ve içine düştüğü kaostan ders aldığını gösterdi.

HTŞ için terör örgütü, İŞİD gibi katliam yapacak diyenlerde şaşkınlık yaşadılar, teorileri çöktü. Yağmalar olacak, siviller katledilecek, kaos yaşanacak denildi. Tam aksi sükûnet ve sessizlik hâkim oldu.

HTŞ lideri Ebu Muhammet Colani ülkedeki insanlara; Şiilere, Dürzilere, Nusayrilere, Hristiyanlara hiçbir şekilde dokunulmayacağının can güvenliğinin sözünü verdi.

Suriye’de uzuncadır yaşanan kaosun en önemli sebebinin bu ülkedeki yabancı devletlerden kaynaklandığını düşünüyorum. ABD, İran, Rusya ve dolaylı olaylı olarak İsrail kaosu destekliyor. 12 yıllık süreçte bunu gördük. Ülkeyi parçalamak için ne kadar çok çaba gösterdiklerine şahitlik ettik. Bundan sonraki süreçte yabancı tüm devletler geri çekilmelidir.

Türkiye’de çekilecektir. Türkiye’nin ülkemizin 910 km sınırı var. Bu sınırda 40 yıldır savaşan bir PKK gerçekliği var. Bu PKK unsurlarından arındırıldığında sınır güvenliği sağlandığında, bizim ülkemizde yaşayan Suriyeliler geri döndüğünde Türkiye’de oradaki askerini geri çekecektir. Kimsenin toprağında asker bulundurmak temenni edilecek bir durum değildir.

O nedenle Suriye’yi Suriyeliler yönetmelidir. Bütün etnik grupların ortak paydaş olduğu yeni bir anayasanın yapıldığı, özgür seçimlerin olduğu bir Suriye’nin bize de Lübnan’ ada, Irak’ada faydası var. Suriye özgür, güvenli ve Suriyelilerin yönettiği bir devlet haline gelir. Suriye halkı huzur bulur. Yaşanan 7 milyonluk sürgün insani bir dramdır. Bu dram umarım tez zamanda son bulur.

Bu yaşanan krizde ülkemizin tüm kurumları özellikle Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve Dış İşleri Bakanı Sayın Fidan başta olmak üzere sürdürülen politika takdirle anılmalıdır. Hiçbir şekilde hamaset yapmadılar, olaya müdahil olmadılar sessiz ve derinde çalışıp Türkiye’nin güvenliğini sağladılar. Başarılı bir güvenlik politikası ve başarılı bir diplomasi bizim gelecekte sınırlarımızı ve şehirlerimizi yeniden inşası için çok önemli. Suriye’nin yeniden inşası için Türki’ye en önemli ülke. Tecrübe, birikim ve teknolojisiyle büyük bir destek Türkiye.

Halep, Tel Rıfat, Hama, Humus küt diye düştü…

Suriye Milli Ordusu ( SMO ) Fırat’ın doğusuna geçerek Süleyman Şah Türbesinde de güvenliği sağlamasını bekliyoruz. Çünkü Süleyman Şah bizim için vatan toprağıdır.

Tarihi bir değişim yaşanıyor.