Tarihi eserlerimiz Allah'a emanet
Abone olSayıştay'ın hazırladığı yeni bir rapora göre, cami, han ve kervansaraylar başta olmak üzere tarihi eserlerimizin büyük bir kısmında hiçbir güvenlik önlemi bulunmuyor.
Tarihi eserler hırsızlık ve yangına karşı tam anlamıyla
korunmasız durumda. Sayıştay, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün
sorumluluğundaki tarihi eserlerin korunması hakkında rapor
hazırladı. Rapora göre, han ve kervansaraylar başta olmak üzere,
tarihi eserlerin büyük bir kısmında hiçbir güvenlik önlemi
bulunmuyor. Sayıştay raporunda özetle şu tespitlere yer verildi:
Sergi ve depolardaki taşınır tarihi eserlerin güvenliği için
gerekli önlem alınmamış, elektrik kablolarının genellikle açıkta
durduğu müze depolarındaki eserler gelişigüzel üst üste yığılmış ve
sadece bir kilitle koruma altına alınmış durumda. Vakıflar Genel
Müdürlüğü Ankara Bölge Müdürlüğü'nün sergi ve depolarının bulunduğu
katta, çay ocağı işletiliyor. Genel müdürlük merkez binasında
bulunan halı-kilim deposu, evrak giriş çıkış kayıtlarının yapıldığı
birimin hemen arkasında. Ankara'daki müze, kütüphane ve depo
kapıları kilitlendikten sonra kurşun mühürle kapatılıp, elektronik
hırsız ve yangın alarmı devreye sokuluyor. Ama anahtarların sadece
müze müdürlerinde olması, eserleri bir yangın durumunda korumasız
bırakıyor. Camilerde bulunan bazı halı ve kilimler ya Vakıflar'ın
deposuna kaldırılmakta ya da camilerin bir köşesinde yığılı olarak
tutulmakta. Genel müdürlüğe gönderilen halıların hangilerinin
tarihi değere sahip, hangilerinin sahip olmadığı tasnif edilmemiş.
Birçoğu Türk ahşap oyma ve çini sanatının eşsiz örnekleri
durumundaki minber, mihrap, kapı, pencere kanadı, çini gibi
parçalar için özel bir koruma önlemi yok. Cami ve mescitlerin
birçoğunda kışın ısınmak için soba kurulmakta. Özellikle ahşap
ağırlıklı camilerde bu durum yangın riski doğurmakta. Özel
şahıslara kiralanan tarihi çarşılar sadece mekanik olarak
korunmakta, aydınlatma sistemi yangın riski taşımakta. Tarihi
yapılarda uzun yıllar devam eden onarımlar nedeniyle binaların
çevresine kurulan iskeleler kaldırılmamakta, yapının etrafı
yeterince korunmaya alınmadığından meçhul kişiler içeriye
girebilmekte. İstanbul Yeni Cami Hünkar Mahfili'ndeki çiniler,
Piyale Paşa Camisi'ndeki çini panolar bu şekilde çalındı. Camilerin
korunmasından Diyanet İşleri, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Kültür
Bakanlığı, Elektrik İdaresi, valilik ve belediyeler sorumlu. Cami
ve mescitlerin güvenliği için özel güvenlik teşkilatı kurma görevi
Diyanet'e verilmiş. Özel güvenlik teşkilatına sahip tek cami
durumundaki Sultanahmet Cami'nin güvenlik teşkilatını ise cami
derneği kurmuş. Diyanet'in 600 güvenlik görevlisi alması gerekirken
bu konuda hiçbir gelişme sağlanamamış. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nde
güvenlik personelinin çoğunluğu kadınlardan oluşmakta ve bunların
da büyük bir kısmı görevleriyle ilgisiz başka birimlerde görevli.
Kültür Bakanlığı'nın sorumluluğundaki müzelerin çoğunda mekanik ve
elektronik yangın alarmı, bazılarında özel güvenlik personeli ve
kamera bulunuyor. Ama camilerin güvenliği daha çok cami derneğinin
görevlendirdiği şahsın kapıdaki asma kilidi açıp kapamasıyla
sağlanıyor. Haber: Radikal Gazetesi