Tarihi eserleri dinamitlemişler
Abone olİşte Türkiye'deki tarihi eser yağmacılığının en güzel göstergesi! Tarihi eser kaçakçıları Antik Kent bombalamışlar.
Burdur'un Gölhisar ilçesinde, 405 hektarlık alanda ayakta
kalmış çok sayıda eser ve kalıntılara sahip Kibyra Antik Kenti'nde
nekropol bölümü kazılarında, toplu yer altı oda mezarlarının
dinamitle patlatıldığı ortaya çıktı.
Gölhisar ilçesinden, Horzum Mahallesi sınırlarına kadar uzanan 405 hektarlık yerleşim alanında Antik Frigya, Pisidya, Likya ve Karya arasında geçiş bölgesi olan ve dört antik bölge kültürünün ortak izlerini taşıyan Kibyra Antik Kenti'nin tarih tahribatıyla karşı karşıya kaldığı ortaya çıktı.
Burdur Müzesi ile Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Bilimsel Danışmanlığı'nca üç yıldır devam eden kazılara bu yıl 27 Haziranda başlanırken, arkeologlar, tepelik alandaki nekropol bölümünde toplu yer altı oda mezarlarının dinamitle patlatıldığını tespit etti.
Kazı ekibi sorumlularından Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oldukça geniş alana sahip kazı bölgesinde 22 kişilik arkeolog ve 15 işçiyle kazı çalışmasına başladıklarını, yer altı toplu oda mezarlarının bulunduğu tepelik alanda kazıya başladıklarında ise ciddi tahribat yapıldığına tanık olduklarını bildirdi.
Tepelik alandaki toplu yer altı mezarlarının üç ayrı noktada dinamitle patlatıldığını ve buralarda kaçak kazı yapıldığını belirlediklerini dile getiren Özüdoğru, ''Tepeyi, tavandan dinamitle patlatarak delmişler. Kışın yapıldığını tahmin ettiğimiz olayda, kaçak kazı yapılan yer altı oda mezarlarının açılan bölümleri sıvanarak kapatılmış. Çalışmalarımızı buradaki tahribatı onarıma yönelik de devam ettiriyoruz. Böylesine değerli bir alandaki tarih tahribatının üzüntüsünü yaşıyoruz'' dedi.
ANTİK HEDİYELİK ESERLER ÇALINDI
Sıvanan bölümlerin kazılması ve temizlenmesi sonucu, 5-6 kişinin gömülü bulunduğu oda mezarlarındaki iskeletlerin dağıldığını ve ölü gömme gelenekleriyle mezarların yanına bırakılan hediyelik eserlerin çalındığını tespit ettiklerini dile getiren Özüdoğru, mezarlarda kalan bazı hediyelik ve etütlük eserleri ise topladıklarını söyledi.
Tahribat nedeniyle ortaya çıkan onarım çalışmalarının da antik kentteki kazı programına alındığını ve büyük maddi kaybın ortaya çıktığını belirten Şükrü Özüdoğru, şunları kaydetti:
''Kazı bütçemizi aştık. Hem antik kentin stadyum alanındaki kazıları sürdürüyor hem de toplu mezarlardaki tahribatın onarımını yapıyoruz. Kazı bütçemizi 20-25 bin YTL civarında aştık. Borçlu çalışıyoruz. Eylül ayına kadar devam etmesi gereken antik kentteki kazılara, öngörülen bütçeyi aştığımız için kaçak kazı yapılan alandaki onarımları tamamlayarak, planlanan tarihten önce son vermek zorunda kalacağız. Kazılar, ancak ek ödenek gelmesi halinde sürebilecek.''
Kaçak kazıların antik kentin en ücra bölümleri arasında yer alan nekropol alanında gece yapıldığını ve bu nedenle dikkat çekmediğini tahmin ettiklerini dile getiren Özüdoğru, Gölhisar Kaymakamlığı'na kaçak kazıları bildirdiklerini ve yetkililerden bölgede tedbir alınmasını istediklerini ifade etti.
Özüdoğru, olaydaki tek tesellilerinin ise yer altı oda mezarlarında bulunan iskeletlerin çalınmaması olduğunu sözlerine ekledi.
Kibyra Antik Kenti, elde edilen bulgulara ve kaynaklara göre, tarihte atları, silahşörleri, 32 bin askeri ve süvarisiyle ün kazanan, dört ayrı dilin konuşulduğu, iyi korunmuş, sosyal ve kültürel hareketliliğin yoğun olduğu bir yerleşim alanı olma özelliğini de taşıyor.
Gölhisar ilçesinden, Horzum Mahallesi sınırlarına kadar uzanan 405 hektarlık yerleşim alanında Antik Frigya, Pisidya, Likya ve Karya arasında geçiş bölgesi olan ve dört antik bölge kültürünün ortak izlerini taşıyan Kibyra Antik Kenti'nin tarih tahribatıyla karşı karşıya kaldığı ortaya çıktı.
Burdur Müzesi ile Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Bilimsel Danışmanlığı'nca üç yıldır devam eden kazılara bu yıl 27 Haziranda başlanırken, arkeologlar, tepelik alandaki nekropol bölümünde toplu yer altı oda mezarlarının dinamitle patlatıldığını tespit etti.
Kazı ekibi sorumlularından Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru, AA muhabirine yaptığı açıklamada, oldukça geniş alana sahip kazı bölgesinde 22 kişilik arkeolog ve 15 işçiyle kazı çalışmasına başladıklarını, yer altı toplu oda mezarlarının bulunduğu tepelik alanda kazıya başladıklarında ise ciddi tahribat yapıldığına tanık olduklarını bildirdi.
Tepelik alandaki toplu yer altı mezarlarının üç ayrı noktada dinamitle patlatıldığını ve buralarda kaçak kazı yapıldığını belirlediklerini dile getiren Özüdoğru, ''Tepeyi, tavandan dinamitle patlatarak delmişler. Kışın yapıldığını tahmin ettiğimiz olayda, kaçak kazı yapılan yer altı oda mezarlarının açılan bölümleri sıvanarak kapatılmış. Çalışmalarımızı buradaki tahribatı onarıma yönelik de devam ettiriyoruz. Böylesine değerli bir alandaki tarih tahribatının üzüntüsünü yaşıyoruz'' dedi.
ANTİK HEDİYELİK ESERLER ÇALINDI
Sıvanan bölümlerin kazılması ve temizlenmesi sonucu, 5-6 kişinin gömülü bulunduğu oda mezarlarındaki iskeletlerin dağıldığını ve ölü gömme gelenekleriyle mezarların yanına bırakılan hediyelik eserlerin çalındığını tespit ettiklerini dile getiren Özüdoğru, mezarlarda kalan bazı hediyelik ve etütlük eserleri ise topladıklarını söyledi.
Tahribat nedeniyle ortaya çıkan onarım çalışmalarının da antik kentteki kazı programına alındığını ve büyük maddi kaybın ortaya çıktığını belirten Şükrü Özüdoğru, şunları kaydetti:
''Kazı bütçemizi aştık. Hem antik kentin stadyum alanındaki kazıları sürdürüyor hem de toplu mezarlardaki tahribatın onarımını yapıyoruz. Kazı bütçemizi 20-25 bin YTL civarında aştık. Borçlu çalışıyoruz. Eylül ayına kadar devam etmesi gereken antik kentteki kazılara, öngörülen bütçeyi aştığımız için kaçak kazı yapılan alandaki onarımları tamamlayarak, planlanan tarihten önce son vermek zorunda kalacağız. Kazılar, ancak ek ödenek gelmesi halinde sürebilecek.''
Kaçak kazıların antik kentin en ücra bölümleri arasında yer alan nekropol alanında gece yapıldığını ve bu nedenle dikkat çekmediğini tahmin ettiklerini dile getiren Özüdoğru, Gölhisar Kaymakamlığı'na kaçak kazıları bildirdiklerini ve yetkililerden bölgede tedbir alınmasını istediklerini ifade etti.
Özüdoğru, olaydaki tek tesellilerinin ise yer altı oda mezarlarında bulunan iskeletlerin çalınmaması olduğunu sözlerine ekledi.
Kibyra Antik Kenti, elde edilen bulgulara ve kaynaklara göre, tarihte atları, silahşörleri, 32 bin askeri ve süvarisiyle ün kazanan, dört ayrı dilin konuşulduğu, iyi korunmuş, sosyal ve kültürel hareketliliğin yoğun olduğu bir yerleşim alanı olma özelliğini de taşıyor.