Tarihi eserler tehlike altında
Abone olVakıflar Genel Müdürlüğü'nün sorumluluğundaki tarihi eserlerin korunması hakkındaki Sayıştay Raporu, TBMM'ye gönderildi. Rapor içler acısıydı..
Raporda, tarihi eserlerin korunması, ''görev, yetki ve sorumluluk, insan gücü ve mali kaynak planlaması, tespit, tescil ve envanter, bakım-onarım ve güvenlik'' yönünden irdelendi. Tarihi eserlerin güvenliğinin değerlendirildiği bölümde, tarihi eserlerin güvenliğiyle ilgili ayrıntılı yasal ve idari düzenlemeler yapılmadığı, eserlerin güvenlik hassasiyetlerine göre bir sınıflandırmaya tabi tutulmadığı belirtildi. Müze, kütüphane ve depolara, hırsızlığa ve yangına duyarlı elektronik sensörlü güvenlik ve yangın alarmı sistemi kurulduğu ancak kameralı güvenlik sistemi öngörülmediği bildirilen raporda, sergi ve depolarda bulunan taşınır tarihi eserlerin güvenliği için sergi ve deponun durumuna uygun önlemler alınmadığı kaydedildi. Müze ve kütüphanelere giriş ve çıkışlarda kullanılan tutanakların düzenli tutulmadığı da ifade edilen raporda, Ankara'daki depo ve sergi yerlerine ait anahtarların sadece müze müdüründe bulunmasının yangın ve hırsızlara karşı anında müdahale konusunda büyük risk oluşturduğuna dikkat çekildi. ''NEREDEYSE BÜTÜN TAŞINMAZ TARİHİ ESERLER...'' Raporda, şu bilgilere yer verildi: ''Hiçbir güvenlik önlemi bulunmayan taşınmaz eserler vardır. Özellikle meskun mahal dışındaki han ve kervansaraylar bu durumdadır. Neredeyse bütün taşınmaz tarihi eserler geleneksel mekanik kilit, demir parmaklık, asma kilit gibi önlemlerle korunmaya çalışılmaktadır. Bazı camilere konulan, hırsızlık olaylarını önlemeye yönelik, harekete duyarlı elektronik sensörler ihtiyaca cevap verememektedir.'' Raporda, taşınmaz eserlerin korunmasında hırsızlığa ve yangına karşı elektronik ihbar sistemi ve yüksek güvenlik hassasiyeti gereken eserlerde ayrıca kameralı güvenlik sistemi kurulması önerildi. Han ve kervansaray gibi hiçbir güvenlik önlemi bulunmayan taşınmaz eserlerin de parmaklık, dikenli tel gibi önlemlerle korunmaya alınması istenilen raporda, depo, müze ve kütüphanelere giriş ve çıkışlarda kullanılan tutanakların düzenli tutulması ve anahtarın tek bir kişi yerine, sorumluluğun paylaşıldığı birkaç kişide bulunması gerektiği belirtildi. Sayıştay raporunda, yüksek hassasiyeti bulunan tarihi eserlerin elektronik ve mekanik donanım yanında özel eğitimli personel tarafından da güvenliğinin sağlanması gerektiğine işaret edildi. ''DİYANET KORUMA PERSONELİ SAĞLAMADI'' Raporda, camilerin korunması için Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB), Vakıflar Genel Müdürlüğü (VGM), Kültür ve Turizm Bakanlığı (KTB), Türkiye Elektrik Kurumu ile valilik ve belediyelere görev verildiği anımsatıldı. Cami ve mescitlerin güvenliğinden sorumlu olmak üzere özel güvenlik teşkilatı kurma görevinin DİB'e verildiği vurgulanan raporda, 1999 yılında DİB'e 600 güvenlik görevlisi temini için gerekli çalışmaları yapması görevi verildiği halde bugüne kadar bir gelişme sağlanamadığının belirlendiği bildirildi. Raporda, tarihi eserleri korumak amacıyla VGM'ce alınan güvenlik personelinin tarihi eser koruması konusunda eğitilmediği ve tarihi eser korumasında görevlendirilmediğinin görüldüğü de ifade edildi. Tarihi eserlerin özel eğitimli personel tarafından korunmasına yönelik çalışma yapılmadığı bildirilen raporda, şunlar kaydedildi: ''Müze, depo ve kütüphane gibi yerlerin korunmasında görev almak üzere işe alınan ve çoğunluğu bayan olan Vakıflar Genel Müdürlüğü güvenlik personelinin kurum müracaat görevlisi olarak istihdam edilmesi sonucu, tarihi eserler korumasız kalmaktadır.'' Cami ve mescitlerin korunması konusunda açık görevleri bulunan DİB, buraları korumak amacıyla güvenlik personeli sağlamamıştır. Güvenlik personelinin temin edilmesi, eğitilmesi ve etkin görev yapması konusunda uzman kuruluşlarla işbirliği yapılmamıştır.'' Raporda, özel eğitimli personel tarafından korunması gereken tarihi eserlerin belirlenerek, bunları etkin olarak korumaya yetecek sayıda personel görevlendirilmesi gerektiğine işaret edildi. Raporda, güvenlik sisteminin, güvenlik personelini de kapsayacak şekilde, tüm yönleriyle gözden geçirilmediği, periyodik test ve denetimlerin yapılmadığı, bu nedenle mevcut güvenlik sisteminin önemli riskler taşıdığı sonucuna varıldığı ifade edilerek, ''Tarihi eserin güvenliğinden sorumlu tüm güvenlik personeliyle beraber mekanik ve elektronik güvenlik sisteminin düzenli denetimi ve testleri yapılmalı, test sonuçlarına göre güvenliğin daha iyi yürütülmesi için düzeltici önlemler alınmalıdır'' görüşüne yer verildi. ''ÇARŞILAR YANGIN RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA'' Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca korunan türbelerden umuma açılmamış olanların hiçbir güvenlik önlemi bulunmadığı da bildirilen raporda, birçok türbede kapı ve pencerelerin kırık dökük durumda bulunduğu, ziyarete açılmış olanların ise güvenlik önlemlerinin yetersiz kaldığı kaydedildi. Raporda, camilerdeki durum konusunda da şöyle denildi: ''Camilerde genellikle güvenlik görevlisi bulunmadığından caminin mütemmim cüz'ü niteliğindeki minber, mihrap, çini vs. gibi parçalar ile diğer taşınır eserler çalınma riskiyle karşı karşıyadır. Cami ve mescitlerde kışın ısınmak için kullanılan soba vs. gibi araçlar özellikle ahşap ağırlıklı camilerde yangın riski doğurmaktadır. Camilerden toplanarak caminin bir köşesine yığılan veya VGM Merkez depolarına taşınan tarihi halı ve kilimlerin bu durumda bulundurulması birçok hırsızlık olayına zemin hazırlamaktadır. Özel şahısların kullanımında olan tarihi çarşılar genellikle yangın riskiyle karşı karşıyadır.''