TARİHİ DAVA ÖNCESİ GERGİNLİK
Abone olAlmanya’da Nasyonel Sosyalist Örgüt (NSU) davası bugün başlıyor. Dava öncesi mahkeme salonu önünde oldukça kalabalık bir Türk heyeti yer alı...
Almanya’da Nasyonel Sosyalist Örgüt (NSU) davası bugün başlıyor.
Dava öncesi mahkeme salonu önünde oldukça kalabalık bir Türk heyeti
yer alırken Türkiye’den ve dünyadan birçok basın mensubu da sabah
saatlerinden itibaren olay yerine geldi. Mahkeme öncesi açıklama
yapan Münih Belediye Başkanı Christian Ude açıklamasında, “Dava
Münih kentinin imajına gölde düşürmüştür” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Yurt Dışı Örgütlenmeden Sorumlu Koordinatör
Ali Kılıç ise Alman mahkemelerinin sınıfta kaldığını ifade ederek,
“Türkiye Cumhuriyeti parlamentosunun çok saygı değer
milletvekilleri, İnsan Hakları Komisyonu Üyeleri Nazi Örgütünün
Üyeleri ile aynı sırada bekletiliyor. Bu olsa olsa bu insanlara
yapılan en büyük saygısızlıktır” dedi. Alman Yeşiller Partisi’nin
Göç ve Entegrasyon Sözcüsü Federal Milletvekili Mehmet Kılıç
Almanya tarihi için en büyük davalardan birinin görüldüğünü
belirterek ülkede güvenlik güçleri zaafının olduğunu ifade
etti.
Münih kentinde görülen dava öncesi açıklama yapan Münih Belediye
Başkanı Christian Ude, “Münih kenti Nazi Terör Örgütlerinin birçok
terör eylemlerine maruz kalmış maalesef polis teşkilatı fazla
başarılı olamamış tabı tüm bu örgütün yaptığı eylemler Münih
kentinin imajına gölge düşürmüştür. Uluslararası kamuoyu nezdinde
de mahkemenin yeterince hassas duyarlılığı göstermemesi bizi de zor
duruma düşürmüş üzmüştür aslında bu kentte büyük bir demokratik güç
var Nazilere karsı. Maalesef bu söylediğim üzüntülü ve maruz
kaldığımız imaj problemini halen ortadan kaldırmamıştır” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Yurt Dışı Örgütlenmeden Sorumlu Koordinatör
Ali Kılıç ise davadan beklentilerinin çok yüksek olduğunu
belirterek, “Beklentimiz aslında çok yüksek. Sonuçta bir hukuk
devletinden bahsediyoruz. Almanya Nürnberg Mahkemeleri’nden sonra
Münih mahkemesiyle karşı karşıya bir sınav veriyor. Gerçekten bir
hukuk devleti olup olmadığını ispatlamak konumunda. Yani yıllardır
vitrine konulan bir hukuk devletiyle mi karşı karşıyayız ya da
gerçekten burada Alman olmayan, başka inançlardan, başka etnik
kimliklerden gelen insanların hakları da korunuyor mu bunu burada
göreceğiz. Görebildiğimiz kadarıyla Almanya sınıfta kalmıştır.
Hukuk anlamında sınıfta kalmıştır. Aylardır bu dava gitti geldi,
gitti geldi ve bu noktaya geldi. Bugün neyi yaşıyoruz kapıda,
Türkiye Cumhuriyeti parlamentosunun çok saygı değer
milletvekilleri, İnsan Hakları Komisyonu Üyeleri Nazi Örgütünün
Üyeleri ile aynı sırada bekletiliyor. Bu olsa olsa bu insanlara
yapılan en büyük saygısızlıktır. Yaşamını yitirenlerin ailelerine
verilecek en büyük saygısızlık örneğidir. Nasıl olur da aylardır
biz gelmek istiyoruz diye Türkiye tarafından başvuru yapılmasına
rağmen 4 tane milletvekilini iki buçuk saat burada kapıda
bekleteceksiniz, ondan sonra burası hukuk devleti diyeceksiniz. Ben
böyle bir hukuk devleti kabul etmiyorum. Çünkü benim yüreğim
yanıyor. Benim vatandaşlarım yaşamını yitirmiş ve benim devletimin
parlamenterleri buraya bu davaları izlemeye gelmişlerse bunlar
sıradan izleyici konumuna düşürülmemeliydi” dedi. Yaşanan olayın
büyük bir skandal olduğunu da dile getiren Kılıç, “Bugün gördüğümüz
olay içler acısı bir olay. Bu bir skandaldır, bir rezalettir.
Hükümetin bir an önce bu konuda tavır takınmasını bekliyorum. Çünkü
aksi takdirde bu davanın 85 celsede deva edecek davadan ortaya
çıkacak sonuç şimdiden belirlenmiştir. Bu anlamda müdahale etmek
gerektiğine inanıyorum. Bu davanın özellikle de aileden bir sürü
insan gelmiş burada sırada bekliyor. Ve bunlara takınılan tavır 2
tane polisi kapıya koymuş insanları itiş kakış sinemaya girer gibi
bir tavır içerisinde insanlara muamele yapılmasını kafam almadı,
anlam veremedim ve ben bunu buradan protesto ediyorum. Bir an önce
bu sorunun çözülmesi lazım aksi takdirde diğer celselerde de aynı
sıkıntı devam ederse ilgi düşecektir ve kamuoyundan bir şeyler
saklanmak üzeredir. Alman derin devleti bunun içerisindeyse bunun
çözülmesi gerekiyor. Kozmik odalar varsa buralara girilmesi
gerekiyor. Sadece vitrine konulan 1 kişiyle bu dava kapatılamaz.
Bütün suç, örgüt, yapı birine mal edilemez. Bunun arkasında derin
izler var. Kılcal damarlar var, buralara mutlaka girilmesi
gerekiyor, aksi takdirde Almanya’nın bir karanlık sayfası daha
tarihe geçmiş olacak” dedi.
ALMAN Yeşiller Partisi’nin Göç ve Entegrasyon Sözcüsü Federal
Milletvekili Mehmet Kılıç ise açıklamasında, “Hakikaten Almanya
tarihinin en önemli davalarından birini yaşıyoruz. Göçmenler içinse
belki de en önemli ikinci davası demek gerekir. Buraya gelirken
hakikaten hem heyecan vardı hem de kısmen soru işaretleri vardı
kafamda. Acaba ne olur, ne çıkar. Çünkü Almanların bir sözü vardır,
gerçeklere en çok yaklaşılan yer mahkeme salonlarıdır denir. Ancak
burada bir sorunumuz var o da şu. Bu mahkeme önünde bulunan 5 tane
sanığın suçlu olup olmadığını haber verecek, suçlu bulursa
cezalarını tespit edecek. Ancak burada 190 kadar tanık dinleneceği
için 488 sayfalık iddianame söz konusu mutlaka bir şeyler ortaya
çıkabilir. Ek şeyler ortaya çıkabilir umudu içerisindeyim. Acaba
devlet içerisindeki bazı unsurlar bu işte sorumlu mudur bunun
ortaya çıkarılması gerekir bana göre. İkinci bir nokta da acaba bu
mahkeme salonunda da şu ortaya çıkar mı, kuvvet birimlerinin
yenilenmesi gerekiyor, personel olarak da yenilenmesi gerekiyor.
Biz Yeşiller olarak bu konuda bir karar aldık. Acaba bu kararımızı
destekleyici şeyler mahkeme salonundan çıkar mı duygularıyla geldim
buraya” dedi.
Derin devlet yapılanması iddiaları ile ilgili de konuşan Kılıç,
“Bence bir başka ülkenin kavramlarıyla bir başka ülkeyi
karşılaştırmak doğru değil. Çünkü biz derin devlet var mı sorusunu
sorduğumuzda şu akıllarına gelecektir. Türkiye’de iddia edilen şu;
yargı, asker, polis, istihbarat teşkilatı ve siyasetin içerisinde
olduğu bir örgütlenmeden bahsediliyor. Bizim bugüne kadar
izlediklerimiz, ben çok kritik olarak izliyorum böyle bir şeyin
varlığını onaylamıyor. Almanya’da böyle bir şey gözükmüyor ama
bundan sonra ortaya çıkar mı ben bilemem tabi ki. Ama şu ana kadar
öyle bir şey gözükmüyor ama gözüken bir şey var benim için o da
güvenlik birimlerinin içerisinde yanlış hareket eden, başka yerlere
de çalışan unsurlar olduğu gözüküyor benim için. Bunlar açıkça
ortaya çıkarılması gerekiyor. Özellikle benim sorum hep havada
kaldı Almanya’da. Bu ortaya çıksa belki bir şeyler ortaya çıkar.
Ölen teröristlerin bir resmi kimliği vardı ve bu resmi bir makamda
düzenlenmişti, sahte kimlik. Benim bu konuda sorduğum sorular önce
duyulmadı. Sonra duyuldu cevaplanmadı, sonra cevap vermek zorunda
kalındığında ise basit bir cevap verildi. Eğer bir makam
yanıltılmışsa apaçık ortadaysa bu kişiler hakkında niye soruşturma
yapalım dediler. Nereden biliyoruz bu adamların yanıltıldığını?
Neden soruşturma yapmadan hemen biliyoruz bunu? Bir kere bir
soruşturma yapalım. Ben dosya numarası sordum bu nedenle. Var mı
dosya diye, hiç bir şey yoktu. Onun için bu konunun da üzerine
gidilmesi gerekiyor. Siyasetin sorumluluğunun üzerine gidilmesi
gerekiyor. Bir de yargılamanın da üzerine gidilmesi gerekiyor,
adaletin. Çünkü baş savcılık acaba zamanında doğru kararlar mı
vermiş, vermemişse neden öyleydi? Savcılıkla istihbarat
teşkilatları iletişim kurduklarında nasıl sonuçlar çıkmış, bu
konuların üzerine gidilmesi gerekiyor, inşallah gideceğiz”
dedi.
(İHA)