Tarihi alan harabeye döndü
Abone olİstanbul’da ahşap mimarinin en güzel örneklerinin bulunduğu Süleymaniye’de son on yılda 30’a yakın tarihî eser yakılarak otopark yapıldı. Tarihi alan harabe
İstanbul’un en eski yerleşim yerlerinden Süleymaniye’deki tarihi
yapılar bir bir yok oluyor. Yanan ya da yakılan her tarihî binanın
yerine ise kısa bir süre sonra otopark yapılıyor. Tarihî ahşap
evlerin birbiri ardına yanmasına otopark mafyasının neden olduğu
öne sürülüyor. Son 10 yıl içerisinde aynı mahallede 50’ye yakın
ahşap yapı yandı veya yakıldı. Çoğunun yerine kısa sürede otopark
yapıldı. Süleymaniye Camii çevresindeki yaklaşık 30 otoparkın tümü
ruhsatsız. Belediyenin bile buradaki otoparkları kaldırmaya gücü
yetmiyor. Yakılan ve daha sonra yerlerine otopark yapılan tarihî
evler, bu yapıların yasal olarak korunması gerektiğini söyleyen
Kültür Varlıkları Koruma Kurulu’nun çevresinde bulunuyor. Hatta bu
yapıların bazısı kurul binasının hemen dibinde; ancak onların da
ellerinden bir şey gelmiyor. Tarihî eserleri koruyamamakla suçlanan
Koruma Kurulu, eleştirilere “Biz karar alırız. Uygulamayı belediye
ya da valilik yapar. Bizim yaptırım gücümüz yok, kolluk kuvvetimiz
bulunmuyor.” şeklinde cevap veriyor. İstanbul 1 Numaralı Kültür ve
Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Özer Erenman,
Süleymaniye Evleri’nden hareketle sit alanı ilan edilen yerlerin
daha fazla tahrip edildiğine dikkat çekiyor. Süleymaniye’nin
UNESCO’nun “Dünya Mirası Listesi’nde yer aldığına işaret eden
Uluslararası Anıtlar ve Sit Alanları Konseyi Türkiye Başkanı Prof.
Dr. Zeynep Ahunbay, İstanbul’daki tarihî ahşap mimarinin çok kötü
durumda olduğunu belirtiyor. Sivil mimarinin korunmasını istiyen
Ahunbay, aksi halde Türkiye’nin uluslararası arenada büyük prestij
kaybına uğrayacağını dile getiriyor. Prof. Dr. Zeynep Ahunbay,
“Süleymaniye’yi gezen herkes burada faaliyet gösteren otopark
mafyasını görür. Tarihi bir bina yandıktan sonra otopark yapılıyor,
bu çok düşündürücü. Kimlerin yaptığını kestirmek de güç değil.”
diyerek yetkilileri göreve çağırıyor. Geçtiğimiz salı günü,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bir süre önce açıkladığı ‘Tarihi
Yarımada Projesi’nde, ‘kurtarılacak’ eserler arasında yer alan 500
yıllık Helvai Baba Tekkesi’nin misafirhanesinin kimliği belirsiz
kişilerce kundaklanması, dikkatleri yeniden bu bölgeye çevirdi.
Tarihi ahşap binanın neden yandığı soruşturması daha bitmeden aynı
yerden, dört gün sonra ikinci kez alevler yükselmeye başladı. 16.
yüzyılın önemli şahsiyetlerinden Helvai Yakup Efendi için Kanuni
Sultan Süleyman tarafından yaptırılan Helvai Tekkesi’nin
misafirhanesinde art arda meydana gelen iki yangın, Helvai Baba
Türbesi’ne ulaşmadan söndürüldü; ancak bu bölgedeki tarihi yapılar
için yangın sirenleri çalmaya devam ediyor. İstanbul İtfaiyesi ve
Emniyeti, yangınların çok hızlı bir şekilde yayılmasını ve aynı
yerlerde üst üste meydana gelmesini göz önüne alarak ‘sabotaj’
ihtimali üzerinde duruyor. Yetkililer, ahşap binalarda çıkarılan
yangınların daha çok bölgenin ihtiyacı olan otopark yapmaya yönelik
olduğunu belirtiyor. İtfaiye müdürlüğünün raporuna göre İstanbul’da
meydana gelen yangınların büyük çoğunluğu, bu bölgede meydana
geliyor. Yangınların genellikle gece 01 ile 05 saatleri arasında
gerçekleşmesi de sabotaj kuşkusunu güçlendiriyor. Çevre sakinleri
tedirgin İstanbul’un dini ve sivil ahşap mimarinin en yoğun olarak
bulunduğu Süleymaniye’deki yangınlar, çevre sakinleri ve İstanbul
Üniversitesi hocaları ile sanat tarihçilerini tedirgin ediyor.
Çevre sakinleri, buradaki yangınların ‘otopark mafyası tarafından
çıkarıldığı’nı iddia ediyor. Bölgede yaşayan insanlar, yanma
sırasının hangi binaya geldiğini bile tahmin edebiliyor. Her gün
Süleymaniye’den geçerek İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne
giden Prof. Dr. Hüseyin Hatemi bölgeyle ilgili endişe duyanlardan.
Kendisini ziyarete gelen belediye yetkililerine “Helvai Baba
Tekkesi’ne iyi bakın burası bir süre sonra yanacak.” demiş Hatemi.
Bu sözleri söyledikten tam bir hafta sonra tarihi mekanı alevler
içinde gören Hüseyin Hatemi, “Üniversitenin korumasına bırakılan
Süleymaniye evleri bir süredir yakılıyor. Çevredeki otoparkçılar ya
da birileri bu evleri yakıyor. Çoğu, üniversitenin mülkiyetinde.
Korumasını ise Koruma Kurulu yapıyor; ancak sahip çıkan yok. Acilen
bu evlere çözüm bulunmalı.” diyor. Eminönü Belediyesi,
Süleymaniye’deki kaçak otopark ve yapılarla ilgili yeni bir çalışma
başlattı. Bu tarihi bölgeye has bir güvenlik teşkilatı
oluşturulacağı bilgisini veren İmar Müdürü Mustafa Karasu, kaçak
yapılaşmayla birlikte bölgedeki otoparklarla da mücadele
edileceğini, fiziken kötü durumda olan binaların korunması ve
bölgenin tarihi dokusuna uygun olarak onarılması için Koruma Kurulu
ile anlaşmaya vardıklarını söylüyor. Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kurulu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İstanbul
Üniversitesi’nin korumasına bırakılan bu eserlerin göz göre göre ya
yakılmasına ya da yıkılmasına sessiz kaldığı için eleştiriliyor. Bu
kurumların mülkiyetindeki onlarca tarihi bina yaklaşık 20 yıldır
metruk halde. Şimdiye kadar yanmayanları, tinercilere barınak
olarak hizmet veriyor. Belediyenin koruma projesi SEKA’ya gitmiş
Süleymaniye bölgesinde tarihi mirası kurtarmak için 1977’den sonra
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bir proje hazırlatmış. Bu proje
içerisindeki 130’a yakın ev 1982 yılında dönemin cumhurbaşkanı
Kenan Evren’in devreye girmesiyle ‘restorasyonu yapılmak şartıyla’
İstanbul Üniversitesi’ne verilmiş. Ancak üniversite, bu evlerin
dışına, “Bu bina korumamız altındadır.” yazılı levha çakmaktan
başka bir şey yapmamış. Belediyenin hazırladığı projenin
uygulanması bir tarafa, “Süleymaniye Evleri’nin Restorasyonu
Projesi”ne ilişkin dokümanlar 1994’ten önce SEKA Kağıt Fabrikası’na
gönderilerek imha edilmiş. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Planlama
ve İmar Müdürlüğü’nde uzman olarak çalışan Müfit Yüksel,
“Büyükşehir Belediyesi’nde 1995-2001 yılları arasında başkan
danışmanı olarak çalışıyordum. Bu Süleymaniye projesini merak
ettim. Ancak, belediyenin herhangi bir biriminde bu projeyi
bulamadım. O kadar araştırdım, ama nafile. Ulaştığım bilgiler,
projenin SEKA’ya gittiği şeklinde.” diye konuşuyor. Sit alanı olan
Süleymaniye Camii ve çevresinde bulunan tarihi evler için Recep
Tayyip Erdoğan da İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanı iken bir
proje hazırlattı. Yaklaşık 40 hektarlık alanı kaplayan
Süleymaniye’yi koruma amaçlı bu projeyle buradaki evler,
üniversite, belediye ve çeşitli kamu kuruluşlarının katılımıyla
restore edilecekti. Böylece Süleymaniye ile çevresinin tarihi,
mimari, kültürel ve sosyal değerlerinin korunması hedefleniyordu.
Ancak Erdoğan’ın başkanlıktan erken ayrılması projenin rafa
kalkmasına neden oldu. 1999’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi
başkanı olan Ali Müfit Gürtuna, Süleymaniye için bir proje daha
hazırlattı. Gürtuna’nın projesi, Süleymaniye’de bulunan kaçak
otoparkın bulunduğu yerden başlayacaktı. Hatta buraya bir Mimar
Sinan Müzesi yapılması planlanıyordu. Ne yazık ki bu projede hayata
geçemedi. 2004 yılına gelindiğinde Recep Tayyip Erdoğan bu kez
başbakandı. Belediye başkanlığı döneminde yarım kalan ‘Tarihi
Yarımada’ projesini, başbakan sıfatıyla hayata geçirmeye karar
verdi. Başbakanlık ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca hazırlanan ve
İstanbul’u kültür, müze ve turizmin önemli merkezlerinden biri
haline getirecek ‘Üç İstanbul Projesi’ni, geçtiğimiz aylarda
düzenlediği bir basın toplantısıyla açıkladı. ‘Korumak ve kültürel
mirası daha iyi tanıtmak’ üzerine kurulu proje için Kültür ve
Turizm Bakanlığı’nın emrine 100 trilyon lira kaynak aktarıldı. 2010
yılında bitirilmesi amaçlanan ‘Üç İstanbul Projesi’, Beyoğlu-Galata
çevresi, tarihî yarımada (Süleymaniye, Sultanahmet semtleri) ve
Kilyos-Kemerburgaz (Karadeniz sahili) bölgelerini kapsıyor.
İnsanların gözü kara, kanunlar yetersiz İstanbul 1 Numaralı Kültür
ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Özer
Erenman, koruma kurullarının karar organı olduğuna dikkat çekiyor.
Kurulun aldığı kararların belediyeler ve valiliklerce uygulandığını
söyleyen Erenman, tarihi yapıların durumuyla ilgili şimdiye kadar
pek çok kez suç duyurusunda bulunduklarını, ancak bir netice
alamadıklarını belirtiyor. Yanan binaların yerlerine otopark
yapılmaması ve buralara otopark izni verilmemesi için belediye ve
valiliğe yazı yazdıklarını ifade eden Erenman şöyle konuşuyor:
“Belediyeler de otoparkçılarla baş edemiyor. Hırsızlık da yasalara
göre suç. Ama hırsızlık olayları artarak devam ediyor Türkiye’de.
Gözü kara insanlar bunlar. Haklarında işlem yapılıyor, ancak
kanunlarda boşluk bulup hemen dışarı çıkıyorlar. Yasal düzenlemeler
yapmak lazım. Bir tarihi eseri tahrip edenleri ağır cezayla
yargılamak gerekir.” Sadece levhayla korunuyor! Süleymaniye’deki
tarihi binalarda “Bu bina, İstanbul Üniversitesi’nin ve İstanbul
Belediyesi’nin Süleymaniye’yi Koruma Projesi’nin koruması
altındadır.” levhası bulunuyor. Ancak ‘koruma’ sadece tabelada
kalıyor. Süleymaniye’deki evlerin çoğu 1977’de “sit” ilan edilmiş.
O dönemde kayıtlarda 2 bin olan ev sayısı bugün 150’ye düşmüş. 3
proje yapıldı, hiçbiri uygulanmadı Süleymaniye bölgesinde tarihî
mirası kurtarmak için 1977’den sonra İstanbul Büyükşehir
Belediyesi, bir proje hazırlattı. Bu proje içerisindeki 130’a yakın
ev 1982 yılında ‘restorasyonu yapılmak şartıyla’ İstanbul
Üniversitesi’ne verildi. İddialara göre üniversite, projeye ilişkin
dökümanları SEKA Kağıt Fabrikası’na göndererek imha ettirmiş.
Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığı döneminde tarihi evleri
koruma projesi tekrar gündeme geldi; ancak bir türlü gerçekleşmedi.
1999 yılında Ali Müfit Gürtuna da bir proje hazırlattı. Yine
uygulamaya geçilmedi. Şimdi ise hükümetin gündeminde ‘Tarihî
Yarımada’ projesi var. Bu projenin 2010 yılına kadar bitirilmesi
hedefleniyor. Ancak o tarihe kadar yıkılmaktan veya yakılmaktan
kurtulmuş üç beş eser kalırsa belki onlar kurtarılabilir. Tarihî
miras haritadan siliniyor Süleymaniye bölgesi, bir zamanlar
İstanbul’un dinî ve sivil ahşap mimarisinin en yoğun olarak
bulunduğu yerdi. Ancak zamanla tarihi miras yok edildi. Haritada
turuncu renkli yerler, koruma altına alındıktan sonra son 10 yılda
yakılıp otopark haline getirilen alanları gösteriyor. Kırmızı
yapılar ise koruma altındaki eserler. Bunların da birçoğu harabe
durumda. Önlem alınmazsa birkaç yıl sona bu harita da tarih olacak.
Haber: Abdullah Kılıç Kaynak: Zaman