Fight Club “Dövüş Kulübü” (1999) Chuck Palahniuk’un eserinden beyaz perdeye aktarılan ve içinde ciddi bir biçimde kapitalizm eleştirisi barındıran bu anarşist film haliyle Tarantino’nun listesinde yer bulmuş. Battle Royale “Ölüm Oyunu” (2000) Beyazperdede şiddet kullanımı açısından Japon sinemasının tartışmasız bir ağırlığı var. Ölüm Oyunu ise Japonların bu alışkanlıklarını nereye götürebileceğini gözler önüne seriyor.Özellikle gençlerin kontrolündeki şiddettin arttığı Japon toplumunda gençlere göz dağı vermek için korkunç bir oyun tasarlanır. Dokuzuncu sınıfa giden 42 öğrenci zorla bir adaya sürülür ve birbirlerini yok etmeleri sağlanır. Sadece biri geri dönecek ve bu oyunu ibret olması için çağına anlatacaktır Anything Else “Yok Ya!” (2003) İlk görüşte aşk başka şeye benzemez; öyle değil mi? Genç mizah yazarı Jerry Falk (Jason Biggs) özgür ruhlu ve zor bir genç kız olan Amanda’ya (Christina Ricci) aşık olur. Ama ilişkilerinin yürümesi için tahmin ettiğinden çok daha fazla çaba sarf etmesi gerektiğini kısa sürede keşfedecektir. Üstelik 60 yaşında mizah yazarı olmaya kalkan akıl hocası David (Woody Allen) ve Amanda’nın gürültücü annesi Paula ( Stockard Channing) işini hiç de kolaylaştırmayacaktır. Audition “Ölüm Provası” (1999) Aoyama 7 yıl önce karısını kaybetmiş ve o günden beri bir kadınla flört etmemiştir. Onun kederli yaşantısına bir kadının girmesi gerektiğine inanan tv yapımcısı arkadaşı ilginç bir plan yapar. TV şovunun içinde bir bölüm yaparak sözde oyuncu seçmeleri yapacak ve bu sayede Aoyama’ya uygun bir eş bulacaklardır. Başarısız ve komik pek çok aday sonrasında Asami adlı çok çekici bir kadın çıkar karşılarına. Onun ideal eşi olacağına inanan Aoyama kısa zamanda kadının geçmişi hakkında garip şeyler öğrenir. Genç kadın unutulmayacak bir intikam peşindedir. Dao – The Blade (1995) Filmin ne yazık ki Türkçe altyazısı yok. Bu listeye denk gelen gönüllüler çevirirse büyük hizmet olur. Tarantino listeye sokuyorsa vardır bir bildiği. Boogie Nights “Ateşli Geceler” (1995) Eddie Adams bir gece klübünde çalışan ve yükselmeye çalışan bir aktördür. Yaptığı işi bir sanat olarak gören Jack Horner adındaki p.orno fiilm yönetmeni tarafından keşfedilir. Eddie ismini Dirk Diggler olarak değiştirir. 1970 lerin son zamanlarında Eddie ***** endüstrisinin getirdiği zorluklarla savaşmak zorundadır. Zamanının atmosferini ustalıkla yansıtabilen bir film. Dazed And Confused “Genç Ve Heyecanlı” (1993) Rock’n Roll partiler polyester ve makrome… Biz 70’li yılların gençleriydik! Dans ettik eğlendik çok bitkin ve masumduk. Fakat hepsinden öte ne yapacağımız bilmiyorduk ve kafamız karışıktı. Aerosmith Alice Cooper Black Sabbath Deep Purple ZZ Top Bob Dylan Kiss ve Peter Frampton’ın eşsiz müziklerine muhteşem bir oyuncu kadrosu eşlik ediyor. ‘Şimdiye kadar yapılmış en muzip ve en kusursuz tiplemeleriyle bir Amerikan gençlik komedisi” Dogville (2003) İstenmeyen adam (Persona non grata) Lars von Trier’in bi’ acayip filmi karşınızda. Rahatsız etmekte sınır tanımayan bolca yasak yemiş bu filmin özeti şöyle: 30’ların Amerika’sında Rock dağlarında bir kasabadayız. Peşindeki gangsterlerden kaçan güzeller güzeli Grace bir kasabaya sığınmak zorunda kalır. Kadına acıyan kasaba halkı başlangıçta iyi niyetlerle kadına sahip çıkar ve arasına alır. Fakat kadının konumunun kendileri açısından da bir tehlike arz etmesiyle aralarındaki ilişki farklı boyutlar kazanmaya başlayacaktır. Grace kasabalının öteki yüzünü görmeye başlar ve çaresizliği bir kurban konumu almasına neden olur. Friday “Cuma” (1995) Chris Tucker ve rapçi Ice Cube’un başrolde oynadığı bu filmi Tarantino’nun listesinde görmek Tarantino’yu bilenler için hiç şaşırtıcı değil. Sinemanın bir yüzü de eğlencedir. Siz de eğer izlemediyseniz izleyin! Fazla da takılmayın. Eğlenceli bir 90 dakika işte! Tarantino ne adamsın ya ) The Host “Yaratık” (2006) Seul’u ikiye ayıran Han nehri korkunç bir faciaya gebedir. Amerikan ordusunun bir kaç sene önce gizlice boşalttığı kimyasal atıklar nehirde korkunç bir yaratığın üremesine neden olmuştur. Nehir kenarında piknik yapmak için toplanmış şehir sakinleri suların arasından ansızın yükselen devasal bir yaratık görürler. Bir kaç saniye içinde ortalığı savaş alanına çeviren canavar tekrar sulara gömülmeden önce ardında yüzlerce ölü bırakır. Ancak yaratık ile ilgili korkunç gerçek ancak bir kaç gün sonra farkedilir. Hükümet yaratığın insanlara korkunç bir virüs bulaştırdığından şüphelenmektedir.