Taraftan gündemi sarsacak iddia
Abone ol15 yıl önce kaybolan çoban Nezir Tekçi'nin önce kurşuna dizildiği sonra da mayınla havaya uçurulduğu iddia edildi.
Hakkari Yüksekova ilçesinde 1995'de 1995'de çobanlık yaparken
kaybolan oğlu Nezir Tekçi'nin izini süren baba Halit Tekçi'nin
karşısına Yüksekova Tabur Komutanlığı çıktı. Acılı babanın ısrarlı
aramalar sonucu ulaştığı ve 15 yıl önce Yüksekova Tabur
Komutanlığı'nda er olarak göre yvpan Yunus Şahin, tanık olarak
savcılığa verdiği ifadede Nezir Tekçi'nin bölgede bulunan Bolu Dağ
ve Komando Tugayı tarafından gözaltına alındığını ve öldürüldüğünü
iddia etti.
SAVCI BABAYI KOVDU
Taraf Gazetesi'nden Ömer Oğuz'un haberine göre 1988'de Dağlıca'ya
bağlı Demir (Mıdı) Köyü'nde yaşayan Halit Tekçi, evlerinin
boşaltılması sonucu önce 3 kardeş (Zeli)Köyü'ne ardından Bingöl
Mahallesi'ne yerleşti. Baba Tekçi, 16 nüfuslu ailenin geçimini
sağlamak için çocuklarını da çevre köylerine çobanlık yapmaya
gönderdi. Ancak Tekçi Ailesi 28 Nisan 1995 tarihinden sonra
çocukları Nezir Tekçi'den bir daha haber alamadı. Cemil Kırmızıtaş
adlı bir tanıdıkları sayesinde oğlu Nezir Tekçi'nin Bolu Dağ ve
Komando Tugayı tarafından gözaltına alındığını öğrenen baba Halit
Tekçi, sonrasındaki gelişmeleri şöyle anlatıyor: "Bunun
üzerine Yüksekova Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundum.
Cumhuriyet başsavcısı dilekçemi yüzüme fırlatarak 'Sen nasıl Türk
askerine iftira atarsın' dedi ve beni makamından
kovdu.
15 YIL SONRA GELEN TANIK
Oğlunun peşini bırakmayan acılı baba Yüksekova'da görev yapan Vanlı
bir asker sayesinde 1995 yılında Çanakkale'den Yüksekova Tabur
Komutanlığı'na geçici görevle gelen er Yunus Şahin'e ulaştı.
Tanıklık yapmayı kabul eden Şahin, geçen Ağustos ayında Yüksekova
Cumhuriyet Savcılığı'na ifade verdi.
Şahin tutanaklara yansıyan ifadesinde gözaltına alınan Nezir
Tekçi'yi de baraberinde operasyona götürdüklerini kaydetti.
Operasyona katılan rütbelilerin "1. Bölüğün komutanı yüzbaşı Ali
Osman Akın, 2. Bölük'ten Kemal teğmen ve iki bölüğün komutanı bir
yüzbaşı" olarak sayan Yunus Şahin şöyle devam etti:
"Aşağıya köye doğru yaklaştığımız tepelik bir yerde
durmamızı emrettiler. Fakat olduğumuz yerden köy görünmüyordu. Ali
Osman Akın adlı yüzbaşı Nezir'e 'Bize PKK'nın yerini ve silahlarını
göster' dedi. Nezir, onların yerini bilmediğini söyledi. Bunun
üzerine Ali Osman 'Seni öldüreceğim' deyince Nezir, 'Benim bir
suçum yok ben ne yaptım ki' diye söylendi. Sonra Ali Osman, Nezir'i
alıp bizden 10 metre kadar ileriye götürdü. Nezir öldürüleceğini
anladığı için koşup bizim tarafa doğru geldi. Bunun üzerine Ali
Osman adlı yüzbaşı bize hitaben 'Aranızda hangileri Kürt ise parmak
kaldırsın' dedi. Yaklaşık 20 kişi parmak kaldırdı. Ali Osman bize
Nezir'i göstererek 'Kürt olanlar üzerine ateş etsin' dedi. Orada
olan Kürt askerlerden bir kısmı 'Sadece biz ateş etmeyiz' deyince
kimse ateş etmedi.
TEĞMEN KOPMUŞ KAFASINI GETİRDİ
İfadesinde Kemal isimli bir teğmenin "Komutanın isterseniz
ben vurayım emir komutayı bana verin, ben vurayım"
dediğini ve yüzbaşının bunu kabul ettiğini anlatan Şahin, şunları
kaydetti: "Kemal teğmen, Nezir'in kolundan tutup bizden 10
metre uzağa götürüp orada G3 ile kendisine bir veya iki el ateş
etti. Bu arada Ali Osman bize dönerek 'Hepiniz ateş edin' dedi.
Herkes Nezir'e doğru ateş etti. Ben de bütün bölük gibi o tarafa
ateş ettim. Fakat isabet etmesin diye kenara ateş ettim. Bu sırada
70'e yakın rütbeli ve asker vardı. Herkes de o tarafa doğru ateş
etti. Nezir, yere düşmüş ve ölmüştü. Ali Osman bize 'geri çekilin'
deyince geriye doğru çekildik. Bu sırada Kemal teğmen 'mayıncı
yanıma gelsin' dedi. Bir müddet sonra mayının patlama sesi geldi.
Bizler ölen Nezir'in elbiselerinin havaya uçuştuğunu gördük. Bir
süre sonra Kemal teğmen elinde Nezir'in gövdesinden kopmuş kafasını
saçlarından tutarak getirip bize gösterdi. Ve Ali Osman bize 'Bölük
yola devam etsin' dedi. Biz köydeki çadırlara geri döndük. Birkaç
gün sonra ben köye geri döndüm. O gün yakalanan kendileriyle dağa
operasyona götürülen kişiyi savcılık karşısında fotoğraflarından da
tespit eden Yunus Şahin, "Anlattığım gibi Kemal teğmen bu kişinin
vücudundan kopmuş kafasını getirip bize gösterdiğinden beri bu
olayı ve adamın yüzünü hiç unutmadım. Zaten kendisine çay vermiş ve
konuşmuş olduğum için de yüzünü biliyorum. Kısacası öldürülen
kişinin, fotoğrafını gösterdiğiniz kişi olduğundan hiçbir kuşkum
yoktur" dedi.
Ailenin avukatı Davut Uzunköprü ise konuyla ilgili davanın Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi'ne gittiğini yeni tanıkla birlikte
soruşturmanın yeniden başlamasını talep ettiklerini söyledi.