Taraf muhabiri kötü yakaladı
Abone olTaraf muhabiri Mehmet Baransu'nun bu kez kendisi haber oldu. Jandarma istihbaratını sahtecilikle suçladı..
Van Jandarma İstihbaratı "bir PKK'lıyı" dinlemek için mahkeme
kararı aldırttı. Bir yıldır dinlenen o numaraların Taraf muhabiri
Mehmet Baransu'ya ait olduğu iddia ediliyor..
Taraf gazetesi "Jandarma sahte belgeyle dinliyor"
manşetiyle okurların karşısına çıktı. Baransu kendisini dinleyen
Jandarma'ya belgeleriyle cevap verdi..
Haberin spotunda "Jandarma İstihbaratının gazetecileri
dinlemesinin haber değeri bile yok bu ülkede. Peki, ya bu iş için
mahkemeye yalan söylemesinin" ifadeleri yer aldı.. İşte
Baransu'nun haberi:
Son günlerin en tartışmalı konularından biri telefon
dinlemeleri. Türkiye'nin bölümünün dinlendiği düşünülüyor. Düne
kadar ben de dinlendiğini düşünenlerdendim. Artık düşünmüyor,
dinlendiğimi biliyorum. Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat
Başkanlığı ve Van Jandarma Alay Komutanlığı tarafından bir yıldan
fazladır dinleniyormuşum. Dinlendiğim ortaya çıkmasın diye de bir
dizi kanunsuz işleme imza atılıp suç işlenmiş.
Öncelikle, ismim ve telefon numaram "tesbit edilemediği"
gerekçesiyle mahkemeden gizlenmiş. Mahkemeye ise cep telefonumun
IMEI numarası ibraz edilmiş. Bununla da yetinmeyip, dinlendiğim
ortaya çıkmasın diye sahte bir isim üzerinden dinleme kararı
çıkartılmış. 'Mehmet Baransu' ismini ve telefon numarasını
mahkemeden saklayan Jandarma, kullandığım telefon cihazının IMEI
numarasını nöbetçi hâkime sunup, "PKK/Kongre-Gel Terör örgütüne
yönelik olarak yürütülen çalışmalar kapsamında Serdar Kod isimli
Şükrü Özkan'a ait olan IMEJ numarasını dinleyeceğiz" diyerek, beni
dinlemeye başlamış.
3. saniyede 'bippp' sesi |
Birçok vatandaş gibi telefonlarımın mahkeme kararı olmadan dinlendiği yönünde benim de şüphelerim vardı. 12 Haziran 2009'da duyurduğum "İrticayla Mücadele Eylem Planı" haberinden sonra resmi olarak beni de dinleyeceklerini düşünmeye başlamıştım. Yanılmadığımı anlamam uzun sürmedi. Telefon görüşmelerimin ikinci yada üçüncü saniyesinde 'bippp' sesiyle birilerinin kayda girdiğini duyabiliyordum. Bazen işlerinin yoğunluğundan olsa gerek konuşmanın 20. saniyesinde koştur koştur kayda girdikleri de oluyordu. |
IMEI numarasını kontrol etmeyen Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi de
böylece PKK'lı Şükrü Özkan adına dinleme kararı verdiğini
zannederek, dinlenmeme yeşil ışık yakmış. Anlayacağınız, PKK'lı
dinliyoruz adı altında, telefonlar Jandarma tarafından uzun bir
dönemdir dinleniyor.
Hukuk tarihine skandal olarak geçecek bu dinleme kararının
ayrıntılarını tüm belgeleriyle aşağıda anlatacağım ama en son
söylemem gerekeni en başta söyleyerek konuya girmek istiyorum.
Sahte delillerle, numaram gizlenip üstüne üstlük bir de PKK'lı
birini dinliyoruz diye hakkımda bu kararı alanlarla yargı önünde
hesaplaşacağım.
Birkaç gün önce bana ulaşan belgeleri görünce, deyim yerindeyse,
küçük dilimi yuttum. Dinlendiğime dair mahkeme kararlarının yanı
sıra artık beni dinleyen kişiyi de öğrenmiş, fotoğrafı da ele
geçirmiştim.
KARAR BEN ASKERDEYKEN ALINMIŞ
Hakkımdaki ilk dinleme kararı 24 Ekim 2008'de, Çanakkale Boğaz
Komutanlığı'nda "Bahriyeli" olarak vatani görevimi yaptığım dönemde
alınmış. Van Jandarma İl Komutanı Jandarma Kurmay Albay Vecihi
Halil İyigün, dinlenmem için Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi
Hâkimliği'ne müracaat etmiş. Albay İyigün, dört adet IMEI numarası
ve iki adet GSM telefon numarasının dinlenilmesi için karar
verilmesi talebinde bulunmuş. Bu listedeki iki IMEI numarası da
bana ait.
Hukuksuz ve kanunsuz talepte bulanan Albay İyigün, dinlemenin
ortaya çıkmaması için adıma kayıtlı gizli olmayan telefon
numarasını "tesbit edemediklerini" belirtmiş. Numara yerine de
telefon cihazlarımın IMEI numaralan listeye konmuş. Listede bana
ait olan iki adet IMEI numarasının 'Serdar' kod isimli 'Şükrü
Özkan' adında bir PKK'lıya ait olduğunu belirtip, 'Özkan'ı
dinleyeceğiz' adı altında, mahkemeyi kandırarak, hakkımda dinleme
kararı talep etmiş.
Konunun daha iyi anlaşılması için şunu hemen belirteyim.
Kullandığım iki telefon cihazının da ilk ve son kullanıcısı benim.
Bu telefonları daha önce kimse kullanmadığı gibi halen ben
kullanıyorum. Yani ne hattımı ne de telefon numaramı başka biri hiç
kullanmadı. Telefon cihazlarımdan birini, 2005'te yurtdışından
getirip adıma kayıt yaptırdım. Diğerini ise 2008'de Motorola
bayisinden satın alıp, ilk kullanıcı olarak yine adıma kayıt
ettirdim. Bu kayıtlarda Telekomünikasyon Kurumu Başkanlığı başta
olmak üzere, GSM operatörü şirketinde kayıtlı. Adıma kayıtlı tek
hattımı da zaman zaman radyolu diğer telefonuma taktığım için
mahkemeye her iki telefonumun IMEI numarası verilmiş.
Albay İyigün'ün, isim sahtekarlığı ve IMEI oyununun yanı sıra
mahkemeye sunduğu dinleme gerekçesi de bir o kadar ilginç;
"PKK/Kongra-Gel Terör örgütüne yönelik olarak yürütülen çalışmalar
kapsamında, iletişimin dinlenmesi, izlenmesi, tesbit edilmesi,
sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi ve kayda alınmasına üç ay
süre ile karar verilmesini talep ederiz."
Albay İyigün'ün sahte evrak düzenleyip, Van 3. Ağır Ceza
Mahkemesi'ne sunduğu dinleme talebi, aynı gün karara bağlanmış.
Hâkim Müslüm Uzun, IMEI numarasının kimin üzerine kayıtlı olduğuna
bakmaksızın, PKK'lı dinlenecek diye Jandarma'dan gelen bu talebe
onay vermiş. Jandarma'nın PKK'lı Şükrü Özkan'ı dinleyeceğini
düşünen Hâkim Uzun, araştırma ve inceleme yapmadan skandal bir
karara imza atarak, böylece dinlenmemin yolunu açmış.
Mahkemeye sunulup, mahkemenin kabul ettiği dinleme listesinde,
benimle birlikte de iki telefon numarası ve iki IMEI numarası daha
var. Gazetede üzeri siyah bantla taranmış bir halde göreceğiniz
listedeki bu IMEI ve telefon numaralarının da yakınlarıma ait olup
olmadığını araştırıyorum.
Aldığı emir gereği, evrakta sahtecilik yapıp, mahkemeyi
aldatarak hakkımda dinleme kararı aldıran Albay İyigün, 24 Ekim
2008 günü Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı'na da
"Gizli" damgalı bir yazı yazdı. Ankara'ya gönderilen yazıya,
mahkeme kararı başta olmak üzere, IMEI ve telefon numaralarının yer
aldığı liste de eklenip, "Belirtilen numaraların teknik takibe
alınması" istendi. Ankara'da aynı gün yazıya onay verip, hakkımdaki
teknik takip işlemini başlattı.
Bana gelen "Gizli" ibareli dinlenmem yönündeki kararların altına küçük bir de not düşülmüş. "Bağlantı noktası: Jandarma Kademeli Başçavuş Yusuf Ataman." Bu nottan anladığım ise dinleme kayıtlarını bu ismin tuttuğu ve her gün üst makamlara rapor olarak sunduğu.
Hakkımda alman bu üç aylık ilk dinleme kararı, 12 Ocak 2009 tarihli bir kararla süre dolduğu için sonlandırılmış. Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı, 12 Ocak günü aldığı "İptal Kararıyla" ilk dinleme kararına son vermiş.
Hakkımdaki teknik takip ve izleme kararı ise halen devam ediyor. Aynı gerekçe ve sahte belgelerle, Ocak 2009'dan sonra da her üç ayda bir teknik izleme kararı, Van Ağır Ceza Mahkemesi tarafından çıkartılmış.
İşin ilginç tarafı, Jandarma İstihbaratı'nın sahte belge düzenleyip, sahte isimlerle hakkımda dinleme kararı alıp, daha sonra sonlandırmasına rağmen, TİB'in bu güne kadar bana dinlendiğimi ve dinleme esnasında bir suç bulunmadığını bildirmemiş olması. Kanunun dinlenen kişiyle ilgili suç bulunamaması durumunda, bu durum dinleme kararı alınan kişiye iletilmek zorunda. TİB yetkilileri dinlemenin sonlanmasından sonra karardaki IMEI numarasına, yazı yazmak üzere baksaydı, bunun PKK'lı birine değil bana ait olduğunu anlayıp, Jandarma'nın hukuksuz dinleme yaptığını tesbit edebilirdi.
Şimdi başta yetkililer olmak üzere Genelkurmay Başkanı, İçişleri Bakanı, Jandarma Genel Komutanı, TİB, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı ve Albay Vecihi Halil İyigün'den açıklama bekliyorum. Bu suçüstü durumu hiç kimse başını kuma gömerek kapatamaz.
TİB KAYITLARINDA DİNLENDİĞİM MEVCUT
Telefon numaram gizlenip, sahte isimle dinleme kararı alınan telefon cihazlarımdan birinin IMEI numarası 358 257 000 955 082. Mahkemeye gönderilen numara ise 358257000955080. İkinci cihazımın IMEI numarası ise 359 621010 984 722. Mahkemeye gönderilen numara ise 359 621010 984 720. Son rakamların değişik olması kafaları karıştırabilir. IMEI numarası TİB kayıtlarına göre resmi olarak 14 rakamdan oluşuyor. Bazı telefonlarda 15, bazılarında da ise 17 rakam çıkabiliyor. TİB'den görüştüğümüz yetkililer, numaraların 14 rakamdan oluştuğunu, 15'inci rakamın bu yüzden o olarak görünebileceğini söylediler. Bazen 15. rakamın farklı olabileceğini de belirttiler. Bu yüzden 15. rakam resmi olarak önemli değil. Telefonlar 14 rakam üzerinden kayıt altına alınıyor. TİB, yetkilisi sonu 80 ve 20 ile biten IMEI numarasının bana ait olduğunu da yaptığımız görüşmede doğruladı. Bu yüzden de LAW silahına boru, İrticayla Mücadele Eylem Planı'na kağıt parçası diyenler, son rakama güvenip, kafaları karıştıracak açıklamalar yapmasın. IMEI numarası 14 rakamdan oluşuyor ve 15. rakamın önemi yok. Dinlettirdiğiniz numaraların bana ait olduğu TİB kayıtlarında mevcut.
PKK İTİRAFÇISI KARATAŞ, JANDARMA İSTİHBARAT'TA DİNLEME GÖREVLİSİ OLARAK ÇALIŞIYOR
Bu fotoğraf yakın bir tarihte çekildi. Fotoğraftaki kişi, beni
dinlemek üzere görevlendirilen Abdülkadir Karataş. Bu şahıs eski
bir PKK'lı. Şimdilerde ise itirafçılık yapıyor. Temizlik işçisi
olarak Van Jandarma Komutanlığı'nda çalışıyor. Sivil işçi olmasına
rağmen Van İstihbarat Şubede, Alay Komutanı Albay Vecihi İyigün'ün
emriyle dinleme yapıyor. Abdülkadir Karataş Hakkari'li. İsmi askeri
istihbarat arşivinde de sıkça geçiyor. PKK'lı olduğu dönemde bir
çok baskına katılan bu isim, şimdi "İtirafçı" kontenjanından
askerle kol kola geziyor. Van'da çevresine sık sık "Batıya
gideceğim, bana iş ayarlayacak. Asker tanıdıklarım var" diyor. Bana
gelen bilgilere göre birçok karanlık işe de karışmış. Ergenekon
haberlerini izlerken renkten renge giriyor. Eski PKK'lı, yeni
itirafçımız, benimle birlikte başka dinlemeleri de yapıyor.
Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Dairesi Başkanlığı, sahte
delillerle mahkemelerden aldıkları dinlemeleri fotoğrafta
gördüğünüz bu odadan gerçekleştiriyor. Jandarmanın yaptığı yasal
olmayan dinlemelerin yeni adresi Van İl Jandarma Alay
Komutanlığı.