Tantan'dan özel mahkemeye özel çözüm!
Abone olYurt Partisi Genel Başkanı Saadettin Tandan, Özel yetkili mahkemeleri kaldırmanın değil, yasaları uygulanabilir hale getirmenin çözüm olduğunu söyledi
Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan gündemin
birinci maddesi olarak karşımıza çıkan “Özel Yetkili Mahkemeler”i
değerlendirdi.
Tantan, “Katalog suçları tek tek saydığımızda ‘Bu 250. maddenin ana felsefesi ne? Özel Yetkili Mahkemeler gerçekte ne yapar?’ sorusuna yanıt aramakta fayda var. İşin özü şu: Tutuklu sayısının azaltılması, delil toplamaya öncelik verilmesi, tutukluluk sürelerinin azaltılması. Yani bu mahkemeler ve maddeler, aslında yargıda ‘keyfiyet’i değil ‘ciddiyet’i getiriyor. Ama bizdeki uygulamalar tam tersi bir durum yaratıyor!” dedi.
İşte Tantan’ın açıklaması:
Türkiye son bir haftadır, CMK 250. maddeyi yani özel yetkili mahkemeleri tartışıyor. Neden tartışıyor? İktidarın önümüzdeki günlerde yapmayı planladığı yeni düzenlemeyle bu mahkemelerin yetkilerinin tırpanlanacağı ya da azaltılacağı konuşuluyor. Özel yetkili mahkemelerle ilgili düzenlemenin bazı davaları derinden etkileyeceği bazı gazetelerde geniş bir şekilde ele alınıyor! Ve her tartışmada olduğu gibi Türk milleti gerçeklerden uzaklaştırılıyor! Konuyu açmakta yarar var, yoksa kimse gerçekleri öğrenemeyecek, kimse yapılması gerekenin ne olduğunu anlayamayacak!
YASA 2005’TE YÜRÜRLÜĞE GİRDİ
Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri'nin görevini düzenleyen, 17 Aralık 2004'te Resmi Gazete'de yayımlanan ve 1 Haziran 2005'te yürürlüğe giren CMK'nın 250. maddesi, terör, mafya gibi devlet aleyhine işlenen örgütlü suçlarda, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları gibi Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesi'nde, birinci sınıf hâkim ve savcı ile valiler gibi Yargıtay'da yargılanabilecek üst düzey görevliler dışındaki tüm kamu görevlilerinin, memuriyet unvanı ne olursa olsun "Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanır" hükmünü düzenliyor.
5 ANA BAŞLIKTAKİ SUÇLAR!
CMK 250. maddeye göre özel yetkili mahkemeler, beş ana başlıktaki şu suçlara bakıyor: Organize biçimde uyuşturucu üretimi ve satışı, cebir ve tehdit içeren çıkar amaçlı organize suçlar, terör suçları, anayasal düzene karşı işlenen suçlar ve casusluk. Yani katalog suçlar!
AMAÇ: YASALARI UYGULANIR HALE GETİRMEK
“Katalog” suçları tek tek saydığımızda “Bu 250. maddenin ana felsefesi ne? Özel Yetkili Mahkemeler gerçekte ne yapar” sorusuna yanıt aramakta fayda var. İşin özü şu: Tutuklu sayısının azaltılması, delil toplamaya öncelik verilmesi, tutukluluk sürelerinin azaltılması. Yani bu mahkemeler ve maddeler, yargıda “keyfiyet”i değil “ciddiyet”i getiriyor. Ama bizdeki uygulamalar tam tersi bir durum yaratıyor! Tutuklu sayısı artarken, suçludan delile gidiliyor ve tutukluluk süreleri uzadıkça uzuyor! İşte buradaki amaç mahkemeleri kaldırmak değil, yasaları değiştirmek değil, yasaları uygulanabilir hale getirmektir. Yoksa takım tutar gibi, benim yargım senin yargın kavgası Türk milletine hiçbir şey kazandırmaz, milletin de devlete inancı kalmaz!
BU MAHKEMELERİ KALDIRSANIZ BİLE 3 AY SONRA İHTİYAÇ DOĞAR
Mesele sadece CMK 250 mahkemeleri ile sınırlı
değil: Ceza Adalet Sisteminin bütün
olarak daha etkin bir şekilde işletilmesi gerekiyor. Sadece bir
noktada iyileştirme yapılamaz. Uzlaşma ve arabuluculuk dahil,
istinaf ve çapraz sorgu gibi tüm kurumların işlemesi gerekiyor.
Sistemi çalıştıran tek tek hakim, savcı ve kolluk görevlilerinin
somut olayda eleştirilmesinden ziyade, onları da sistemin birer
unsuru olarak ele alıp, kanun, personel ve araç- gereçten oluşan
Ceza Adalet sistemi incelenmelidir. CMK 250 mahkemeleri Devlet
Güvenlik Mahkemeleri’nin uzantısıdır. DGM’nin ortaya çıkış
nedenlerinden biri, terör davalarında hakimlerin davaya bakmaktan
çekilmeleridir. Bu tehlikeli sulara bakacak ihtisas mahkemelerinin
bulunması zaruridir. Bugün kaldırılsa, üç ay sonra tekrar
kurulmaları ihtiyacı ortaya çıkacaktır. Mesela Avrupa Birliği
Bulgaristan'a verdiği tavsiye kararında, örgütlü yolsuzluk ve
suçlulukla mücadele etmek için, bu tür mahkemeler kurmasını
önermiştir.