Tanrıların Arabaları 40 yaşında
Abone ol"Dünyamızı uzaylıların ziyaret ettiği" tezini popüler kültüre taşıyan ilk kitap
Uzaylıların dünyayı ziyaret etmelerine dayalı pek çok hikaye ve
kurgu zaten uzun yıllardır anlatılmakta, fantastik öyküler
kurgulanmakta ve filmler çekilmekteydi.
1968’de yayınlanan ‘’ kitabı geniş ölçüde dikkat çeken bir
‘alternatif tarih’ arayışı olarak bunların arasından sıyrıldı.
“Uzak geçmişte dünyamızı uzaylıların ziyaret ettiği” tezini popüler
kültüre taşıyan ilk kitap olarak ‘Tanrıların Arabaları’ dünyanın
hemen her yerinde büyük ilgiyle karşılandı. Pek çok dile
çevrildi.
Kitabın dayandığı ana tez, dünyadaki eski uygarlıkların sahip
olduğu teknoloji ve dinlerin aslında o sırada dünyayı ziyaret eden
uzaylılar tarafından insanlara verildiği ve bu uzaylı
ziyaretçilerin o zamanki insanlar tarafından ‘Tanrılar’ olarak
kabul edildiği şeklinde.
Daha da ileri giden bir takım hipotezlerde ise, bu uzaylıların
yeryüzündeki bazı maymunsu yaratıkların genleriyle oynamak ve
onlarla çiftleşmek yoluyla, insan ırkının ortaya çıktığı ileri
sürülmekte.
Tevrat’ta ‘Nefilim’ olarak bahsedilen yaratıkların da bu uzaylılar
olduğuna dair tezler var.
Erich von Däniken'in ileri sürdüğü tezler:
1- Antik zamanlara ait bazı kalıntı, heykel ve rölyeflerde
tasvir edilen bazı alet ve cihazlar, o zamanki uygarlık seviyesiyle
bağdaşmayacak kadar ileriydi. Söz gelişi mağara duvarlarında
‘roket’ ve ‘rokete binmiş insansı’ gibi resimler, o zamanki
insanların hayalgücünü çok aşıyor olmalıydı.
O halde Mısır piramitleri, Stonehenge ve Paskalya adasındaki
heykeller gibi eserler, ya uzaylılar tarafından ya da uzaylıların
sağladığı teknolojik imkanlar kullanılarak yapılmış olmalıydı. Piri
Reis haritası da, Peru’daki Nazca işaretleri de “gökyüzünden
dünyayı görmüş’ bir zihnin eseri gibiydiler. Oysa o tarihlerde
insanların gökyüzüne çıkabilmeleri mümkün değildi.
2- Birbirleriyle ilgisi olmayan ve coğrafi olarak
birbirinden çok uzak eski kültürlerin (söz gelişi Güney
Amerika’daki İknaların, Mayaların ta Mısır’daki uygarlıklardan
haberdar bile olmaması lazımken; duvarlara yapılan kabartmalarda
birbirine benzer uzaylı figürleri resmedilmişti.
3- Bugünkü dinlerin kökeninde, uzaylıların bir gün
tekrar geleceğine dair beklentiler ve ‘gökyüzünden gelen kutsal
bilgiler’ var. Henüz yazının bulunmadığı zamanlar boyunca
oluşturulan söylenceler zaman içinde değişikliklere uğramış olsa da
çıkış noktaları birbirine çok benzemekte.
Erich von Däniken’e göre, mesela Tevrat’ta Ezaikel’in kehanetleri
adeta bir uzay gemisinin inişini betimlemektedir.
BİLİM ADAMLARI BU TEZLERİ KABUL ETMEDİ
Bir çok tarihçi ve fizikçi, bu fikirleri ciddiye
almadı. Daniken’in ileri sürdüğü kanıtların sahte olduğunu ileri
sürdüler. Daniken de kitabına aldığı kanıtların bazılarının
‘yanıltıcı’ olduğunu kabul etti.
Ancak kitabın sonraki baskılarında bu ‘sahte’ kanıtları kullanmayı
sürdürdü ve hatta serinin devamı niteliğinde kitaplar yazmaya devam
etti.
Erich von Däniken’den ayrı olarak Zecharia Sitchin gibi kimi
araştırmacı yazarlar da ‘uzaydan gelen akıllı yaratıkların’ dünya
tarihine yön verecek bazı müdahalelerde bulunmuş olacağına dair
tezler ileri sürdüler.
Daniken’in söylediği her şey doğru olmayabilirdi. Bazı kanıtları
uydurma çıkmıştı. Ama gene de işaret ettiği yön çok belirgin
şekilde doğruluk içeriyordu.
Araştırmacı-yazar Burak Eldem bu konuyla özel olarak ilgilendi.
‘Alternatif insanlık tarihi’ni araştırırken kızıl gezegen Marduk ve
uzun yıllar önce dünyamıza gelen uzaylı ziyaretçilerin insanlığa
nasıl etkilerde bulunduğuna dair tezleri derledi, topladı ve kendi
araştırmalarını da dahil ederek yayınladı.
Halihazırda Burak Eldem’in yazmış olduğu ve : Kayıp Kitaplar, Gizli
Kardeşlik adlı eserler, bu konularla ilgili olarak Türkçe
yayınlanan en zengin ve kapsamlı referans kaynağı
durumundadırlar.