Rıdvan Dilmen'in futboluna doyamadım ben. Teknik
direktörlüğüne de. Oğlumun adı Rıdvan sevgisinden Rıdvan
oldu.
Şu dinleme olayında Rıdvan Dilmen'in adı geçince ne yalan
söyleyeyim, elim ayağım çekildi. "Sende mi
Rıdvan?" demekten alamadım kendimi. Şaşkınlık, üzüntü ve
hayal kırıklığını bir arada yaşadım.
"Hayır!" diyerek, kendi kendimi teselli ettim
sonra...
Ama... Tanju ekranda belirince anladım ki, Rıdvan Dilmen
o kadar da masum değil.. Hoş ekranda, suçsuzluğunu anlattı
ama vicdanları rahatlatamadı.
Evet soru şu:
Tanju Çolak neden müşteki oldu?
Rıdvan'dan başkasını tanıyor muydu Tanju?
Hayır!
Oraya gittiğinde öğrendi ki en yakın arkadaşı, kendisini
dinletmiş diye gözaltına alınmış. İçeri girip hesap sormak
istediyse de izin verilmedi buna. Acı gerçekle karşılaşmasını
istemediler belki de.
Tanju Çolak yine de "delikanlı" gibi davranıp, çıkışta
avukatını arkadaşı Rıdvan Dilmen'i savunması için
bıraktı.
Rıdvan şimdi serbest!
Allah'a şükrediyor...
Ama...
O'nun yaptıklarını görmezden gelen, ona avukatını bırakan, ondan
davacı olmayan Tanju Çolak'a bir teşekkür etti mi acaba?
Çıktıktan sonra "teşekkürler kardeş" dedi mi
acaba?
Ya da, "pardon" diyebildi mi?
Tanju Çolak'ı aradım dün, "hayır" dedi ama bu konunun
üzerinde çok durmak, konuşmak istemedi. Bir kez daha
Rıdvan'ın çok iyi arkadaşı olduğunu vurguladı.
Düşünüyorum da... Rıdvan Dilmen değil de, Tanju olsaydı,
bizim medya bu kadar hoşgörülü olur muydu yine?
Peki nedir aradaki fark?
Rıdvan'a bir sözüm yok!
Suçlu mu, suçsuz mu adalet karar verecek.
Tanju'ya gelince...
O bir "Beyaz Türk" olamadı hiç....
O yüzden de...
Geçmişten bugüne...
Gelen vurdu, giden vurdu...
Allah'tan şu dinleme meselesinde müşteki
idi...
Yoksa Tanju'nun Rıdvan'ı nasıl yoldan çıkardığını falan
okuyor olacaktık gazetelerde.
Vicdansızlık değil mi ama?