Tanı konulamayan bel ağrısının nedeni !
Abone olBeyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Hakan Özalp, “Tedaviye direnen bel ağrısının nedeni, omurlar arası dengenin bozulması” dedi.<br/>Acıbade...
Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Hakan Özalp, “Tedaviye
direnen bel ağrısının nedeni, omurlar arası dengenin bozulması”
dedi.
Acıbadem Ankara Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Hakan
Özalp, bel ağrısının toplumda çok sık görülen bir yakınma olup, en
sık iş gücü kaybına neden olan rahatsızlık olduğuna dikkat çekerek,
"Bir hastalık olmayıp, birçok hastalıkta görülen bir yakınmadır.
Halk arasında yüzde 5 sıklıkla görülen bu hastalık, insanların
yaklaşık yüzde 80’inde bel ağrısı şikayeti olduğu bir dönem vardır.
Çok sık görülmesine ve sorun yaratmasına rağmen çoğunda neden
ortaya konamamaktadır" dedi.
Tanı konulamayan çoğu bel ağrısının nedeninin omurlar arası
dengenin (lomber segmental instabilite) bozulması olabileceğini
kaydeden Dr. Özalp, tedaviye dirençli bel ağrısının nedenleri ile
ilgili bilgi verdi. Dr. Özalp, omurga, omurlardan ve aralarındaki
disklerle onları destekleyen kas, eklem ve bağ dokusunda oluşan
önemli bir fonksiyonunun da gövde ağırlığını taşımak olan bir
sistem olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Biyomekanik olarak birbirine komşu iki omur ve omurlar arası disk,
omurgamızın en küçük hareketli segmentini oluşturur. Bu temel
segmentler hareket segmenti olarak tüm omurga boyunca eşgüdümlü
olarak gövde hareketine katılır. Bu sistem bel bölgesinde tüm
gövdenin ağırlığını taşıma yanında bel esneklik ve hareketini
düzenler, belirli derecede harekete izin verirken aşırı hareketleri
kısıtlar. Böylece omurgaya binen yük dengeli bir şekilde dağıtılır.
Bu sistem biyomekanik yapısı ile gövde ağırlığını taşıyabilecek
sağlamlık yanında gövde hareketlerine izin verecek esneklikte ve
gövde ağırlığının oluşturduğu gücü de engelleyecek sertliktedir. Bu
güç dengesinin bozulması, iki omur arası hareketin normal sınırlar
dışına çıkması omurlara orantısız yük binmesine ağrı ve şekil
bozukluklarına yol açar.”
OMURLAR ARASI DENGE YAŞLA BAĞLANTILI MIDIR?
Yaşa bağlı gelişen yıpranmadan (dejenerasyon) tüm vücut gibi
omurganın da pay aldığını ifade eden Dr. Özalp, “Yaşlanmayla
birlikte omurga hareket segmenti oluşturan tüm yapılarda yıpranma
süreci gelişir. Böylece omurga hareket segmentini oluşturan
yapılara dengesiz yük dağılımı olur. Bu dengenin bozulması, belirli
alanlara daha fazla yük binmesi yıpranma bulgularının ilerlemesine
neden olur. Sonuçta esneklik ve direnç dengesi bozulduğu için
omurgaya binen yüklere normal sınırlar dışında cevap verir.
Omurganın yüklenmelere karşı en hareketsiz segmenti olan denge
merkezinde hareket artmaya başlar. Omurlar arası eklemler ve bağ
dokusundaki bu gevşemeye instabilite adı verilir. Bundan sonra
kısır bir döngüye girilir ve yıpranma sonucu gelişen bir değişiklik
başka bir yıpranma olayına yol açar” diye konuştu.
OMURLAR ARASI DENGE BOZULDUĞUNDA NE GİBİ RAHATSIZLIKLAR
GÖRÜLÜR?
Özalp, omurgalar arası denge bozukluğunda ortaya çıkacak
rahatsızlıkları da şöyle anlattı:
"Deformiteler (şekil bozuklukları) ortaya çıkar. Bu dönemde
insanlarda bel ağrıları görülmeye başlar. Omurlar birbirleri
üzerinde kayabilir. Sinirlere bası, irritasyon olursa sinir kökü
bası bulguları, bacaklara yayılan ağrılar, batma ve yanmalar
görülebilir. Hasta bu dönemde belli pozisyonlara girerek ağrıyı
azaltmaya çalışır. Yıllar boyu süren mikro travmalar bu süreci
hızlandırır. Omurga kırıkları, enfeksiyon, doğumsal kemik yapıda
bozukluklar, tümörler, bel fıtığı ameliyatı sonrası birçok durumda
da bu omurlar arası denge bozulabilir. Kaza sonucu ya da aniden
gelişen durumlarda tanı koymak daha kolayken, yaşlanmaya bağlı
yıllar içinde ortaya çıkan kronik instabiliteye tanı koymak daha
zordur. En önemli bulgu bel ağrısıdır. Hareketle, öne eğilmekle,
ayakta durmayla bel ağrısı oluşmakta veya şiddetlenmektedir. Arkaya
doğru eğildiklerinde ağrı şiddeti artar ve bacaklara yayılabilir”
ifadelerini kullandı.
Bu hastalara standart yöntemlerle tanı koymanın zor olacağını
kaydeden Özalp, yaşa bağlı gelişen yıpranma bulgularını MRI gibi
yöntemlerle ortaya koymanın mümkün olacağını bildirdi. Özalp,
“Ancak tüm omurgada görülebilen bu değişiklikler, hangi iki omur
arası segmentin ağrıya neden olduğunu göstermemektedir. İki omur
arası anormal hareketler, omurgaya farklı açılar vererek çekilmiş
grafiklerde görülebilir. Çoğu zaman şikayet ve muayene bulguları
iki omur arası dengenin bozulduğunu düşündürürken, yapılan
tetkikler tanıyı kesin desteklemeyebilir. Bu nedenle doktorlar zor
bir problemle karşı karşıya kalırlar” şeklinde konuştu.
OMURLAR ARASI DENGE BOZUKLUĞUNUN TEDAVİSİ NASILDIR?
Omurlar arası denge tedavisi ile ilgili Dr. Özalp şu bilgileri
verdi:
“İlerlemeyi engelleyici ve koruyucu yöntemler; omurgayı çevreleyip
ona destek veren kas ve bağ dokusu, sabitliği ve dengeyi sağlayan
önemli yapılardır. Bu sistem omurga dejenerasyonuna karşı en önemli
koruyucu faktördür. Her ne kadar aileden kalıtımla geçse de kas
kitlesi spor ile de geliştirilebilir. İlaç tedavisi; hastaların
şikayetlerine yönelik tedavi verilir. Bel ağrıları ve bacak
ağrılarına yönelik ağrı kesiciler, kas spazmlar için kas
gevşeticiler, uzun süre sinir irritasyonuna bağlı oluşan nöropatik
ağrılar için sinir iletim akımlarını düzenleyen ilaçlar
verilebilir. Cerrahi tedavi; yapılacak cerrahi tedavi hastanın
ağrısına yöneliktir. Burada en önemli soru bu ağrının hastanın
yaşam kalitesini ne ölçüde bozmakta, iş gücü kaybına neden olup
olmadığıdır. İnstabilite düşündüren bulguları olan ama radyolojik
olarak ortaya konamayan hastalarda cerrahi tedavi önermek için
MR’da dejenerasyonu destekleyen bulguların olması, en az 6 ay süren
medikal ve fizik tedaviye rağmen bel ağrısının şiddetinin aynı
kalması operasyonu düşündürmelidir.”
(İHA)