TANAP'a bağlanabilir! Türkiye Avrupa'nın enerji krizinde gözde oldu
Abone olRusya-Ukrayna arasında yaşanan şiddetli savaş Avrupa'nın enerji güvenliğinde TANAP'a gözleri çevirdi. Eastmed projesinin de rafa kalkmasıyla Avrupa'ya gidecek olan gazın Türkiye üzerinden bağlanabileceği konuşuluyor.
Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerinin yeniden hareketlenmesi ve
Ukrayna Rusya savaşı gelişmeleri enerji krizinde Türkiye'nin çözüme
ulaştırabilecek rolünü yeniden parlattı. 'İsrail ile enerjide
nerede kalınmıştı?' başlıklı yazısında Milliyet yazarı Didem
Özel Tümer şunları belirtti:
Antalya Diplomasi Forumu (ADF) 2022’nin “Enerji Güvenliğinde Karmaşa” oturumunda, Azerbaycan Enerji Bakanı Parviz Shahbazov ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Alparslan Bayraktar’ın, iki ülkenin, Avrupa’nın gaz ihtiyacını, halen yüzde 50 kapasitesi kullanılan Güney Gaz Koridoru’nun kalan kısmının da devreye alınarak karşılanabileceği mesajı verdiklerini yazmıştım.
Bakan Yardımcısı Bayraktar sözlerinin devamında, Türkiye’nin, Türkmenistan, Irak ve İsrail gibi ülkelerdeki enerji kaynaklarının gelmesini sağlayabileceği ve buradan da Avrupa’ya tedarik ve satışını mümkün kılabileceği vurgusu vardı.
Trafiğe bir de böyle bakalım...
Şimdi 9 Mart’tan bu yana
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görüşme trafiğine bir
bakalım. Ama ondan önce, ABD’nin, Türkiye ve KKTC’yi dışarıda
bırakarak, İsrail-Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin 2020
Ocak ayında imzaladığı ve Doğu Akdeniz gazını bu ülkeler üzerinden,
İtalya’ya bağlamayı öngören EastMed projesinden bu yılın başında
desteğini çektiğini hatırlayalım.
Erdoğan, 9 Mart’ta İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’u ondan bir
gün sonra, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i ağırladı.
Cumhurbaşkanı’nın, 12 Mart’ta Antalya’da görüştüğü isimler arasında IKBY Başkanı Neçirvan Barzani de vardı ve 2 Şubat’ta da aynı isim ile sürpriz bir görüşme gerçekleştirmişti. Erdoğan, 13 Mart’ta İstanbul’da Yunanistan Başbakan’ı Kiryakos Miçotakis, bir gün sonra da Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ile bir araya geldi. Bu hızlı diplomasi trafiğinin sonuna, Deutsche Welle’de yer alan bir haberde Almanya’nın doğal gaz ihtiyacının yarısından fazlasını, petrol ihtiyacının ise üçte birinden fazlasını Rusya’dan karşıladığının yer aldığı bilgisini ekliyorum. Gözlerimizin önünde, enerji dosyasının ağır bastığı bir diplomasi mekiği canlandı mı?
Krizden sonra ilk buluşma enerji içindi
Önümüzdeki haftalarda enerjiye ilişkin görüşmelerin bu kez bakanlar
düzeyinde süreceğini de biliyoruz. Nisan’da İsrail’e dışişleri ve
enerji bakanlarının gideceği ilan edildi.
Peki Türkiye, İsrail ile enerjide nerede
kalmıştı?
Tarih, 13 Ekim 2016. Yer; İstanbul’da düzenlenen 23. Dünya Enerji
Kongresi. Kongreye İsrail Enerji, Altyapı ve Su Kaynakları Bakanı
Yuval Steinitz de katılıyor. Türkiye’nin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Berat Albayrak ile ikili bir görüşme de yapıyor. Bu iki ülke
arasında Mavi Marmara krizinden sonra bakan düzeyinde gerçekleşen
ilk görüşme. Steinitz görüşmeden sonra, “Konuştuğumuz konulardan
biri iki ülke arasında doğal gaz boru hattı inşa edilmesi olasılığı
oldu” dedi. Bakanlık ise yaptığı açıklamada daha da ayrıntı
verdi:
“Her iki bakan Doğu Akdeniz havzasında huzur ve refahı tesis etmede enerji sektörünün rolüne vurgu yaparak görüşlerini açıklamışlardır. Taraflar, Gazze ve Cenin’de kurulacak elektrik santrallerini içerecek şekilde, Filistinlilere elektrik temin etmenin çeşitli yollarını ele almışlardır” denilmişti. 9 ay kadar sonra yine İstanbul’da, 13 Temmuz 2017’de, bu kez 22. Dünya Petrol Kongresi’nde iki isim buluştu. Steinitz, doğal gaz boru hattının inşa sürecini görüştüklerini söyledi ve “Dört tur görüşmenin ardından, aramızdaki görüşmeleri hızlandırmaya ve bu yıl sonundan önce Türkiye ve İsrail arasındaki boru hattının inşa edilmesini sağlayacak hükümetler arası çatı anlaşmayı tamamlamaya karar verdik” açıklamasını yaptı.
Steinitz sözlerini, “Umarım, Sayın Albayrak, bu yıl sonuna kadar İsrail’e bu görüşmelerin hızlanmasını ve anlaşmanın tamamlanmasını sağlayacak bir ziyarette bulunur” diyerek bitirdi. Ancak planlanan o görüşme gerçekleşmedi.
TANAP’a bağlanabilir
Dolayısıyla, ortada İsrail’in açık
deniz sahaları Leviathan ve Tamar’dan taşınabilecek doğal gaza
ilişkin hazır bir dosya var. Uzmanlar, denizden Mersin/İskenderun’a
döşenecek 500-550 km uzunluğundaki boru hattı ile gazın Türkiye’ye
getirilebileceğini, ters akımla Eskişehir’e taşınan gazın TANAP
hattına bağlanabileceğini belirtiyor. Türkiye’nin toplamda, 18 bin
km’lik boru hattının bir demiryolu ağı gibi düşünülmesi gerektiğini
belirten uzmanlar, “Bu alt yapı ile gazı dört bir tarafa taşımak
mümkün. İster, Edirne’den Yunanistan’a oradan İtalya ve Avrupa’ya,
ister Bulgaristan üzerinden yine Avrupa’ya...” yorumunda bulunuyor.
Olasılıkların hayata geçmesi için devasa yatırımlara gerek
olmadığı, ihtiyaç duyulan zamanın ise yaklaşık 4 yıl olduğu
kaydediliyor.
Elbette, bu ve benzeri projelerin hayata geçmesi birçok etmene bağlı. Ülkelerin karşılıklı güven tesisinden tutun da deniz yetki alanlarına, tanınma meselelerine kadar uzanabilecek birçok alt başlık var. Bir de çıkar çatışmaları. Avrupa enerji pazarında, Rusya’nın ağırlığına alternatif olabilecek projelere, en başta hangi ülkenin itiraz edeceğini ve gerektiğinde itirazını başka sahalarda sorun çıkarmak suretiyle kayda geçirdiğini tahmin etmek de o kadar zor değil.