Tam tıkalı koroner damarlara ameliyatsız tedavi olur mu?
Abone olSamsun'da tam tıkalı koroner damar problemi olan 5 hasta, yapılan retrograd kronik total oklüzyon (KTO) girişimi sonrasında sağlığına kavuştu.
Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği’nde
yapılan koroner anjiografi sonucu hastalara kronik total oklüzyon
teşhisi konuldu. Tetkik ve tedaviler sonrasında retrograd KTO
girişimi yapılmasına karar veridi. Yapılan başarılı retrograd KTO
işlemi ile hastalar, operasyonun ardından şifa ile taburcu
edildi.
Hastalar ve kronik total oklüzyon tanı ve tedavisi konusunda
bilgi veren Samsun Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim
Dalından Prof. Dr. Ahmet Karagöz, “Kalbi besleyen, kalbe kan
getiren ana damarlara koroner damarlar denmektedir. Bu damarların
ani tıkanması sonucunda kalp krizi gelişmektedir. Bazen ise koroner
damarlar ani olarak tıkanmaz, yavaşça tıkanır, bireyler günlük
fiziksel aktivitelerini yorgunluk veya göğüste sıkışma gibi
şikayetler nedeni ile kısıtlayarak hayatlarını idame ettirirler. Bu
şekilde sinsice ilerleyen ve damar lümenini tamamen kapatan koroner
arter hastalığı çeşidine kronik total oklüzyon (KTO) diyoruz. Bu
damarların ne zaman tıkandığı bazen belli olmayabilir ancak
muhtemelen üzerinden en az 3 ay geçmiştir. Bu dönemlerde bu
damarlara doğru kollateral dediğimiz doğal ince damarlar gelişir
ancak bu kollateral damarlar her zaman yeteri kadar kan akımını
sağlayamayabilir. Tam tıkalı damar problemi olan bireyler, günlük
fiziksel aktivitelerinde yorgunluk hissederler, göğüste sıkışma
gibi şikayetler nedeni ile de yaşam kaliteleri bozulur ve
hayatlarını kısıtlamak zorunda kalırlar. Öncelikle KTO tanısı
konulan hastalar detaylı bir klinik değerlendirmeye tabi
tutulmalıdır. Her KTO hastasına bahsettiğimiz bu tedavi uygulanmaz.
Miyokard perfüzyon sintigrafisi denilen tetkikte kalbin
beslenmesine dair bozulma bulguları saptanması, EKG ve
ekokardiyografide bazı anormal bulguların saptanması ve hastanın
devam eden anjinasının (koroner arter hastalığına bağlı göğüs
ağrısı) olması gibi laboratuvar ve klinik değerlendirmelerin
sonucunda kronik total oklüzyon gelişen damarların tedavisi
uygulanır” dedi.
Prof. Dr. Karagöz, “Kronik total oklüzyon olması durumunda eskiden
cerrahi yani açık kalp ameliyatı dışında bir seçenek yoktu. Şu anda
yeni gelişen teknoloji ile beraber tam tıkalı damarları delip
geçebilecek teller, mikrokateterler ve ince profilli balonlar
sayesinde tam tıkalı damarları başarılı bir şekilde açabiliyoruz.
Biz buna kronik total oklüzyon girişimi diyoruz. Eğer tıkalı
damarın ön tarafından bu girişim uygulanırsa antegrad KTO işlemi,
diğer açık olan damarlardan gelişen ince kollateral damarlar
vasıtası ile uygulanırsa da retrograd KTO işlemi olarak
adlandırıyoruz. Bu işlem sırasında genellikle çok kireçli, sert,
taşlaşmış plaklara sahip damarlar ile karşılaşılır ve bu nedenle
normal bir koroner anjiografi ve stentleme işlemine göre daha uzun
sürmektedir. İşlem yine perkütan yolla yani kasıktan ya da koldan
bir iğne ile girilerek ve kalbe ulaşılarak yapılmaktadır. KTO
işlemi seçilmiş doğru hastalarda uygulandığında kalbin kasılma
gücünde artış, göğüs ağrısı ve nefes darlığı başta olmak üzere
kardiyak şikayetlerde azalma ve efor kapasitesinde düzelme
sağlanabilir” diye konuştu.