Bugün bu köşede sizlerle biraz dertleşeceğiz.. Siyaseti,
ekonomiyi falan daha çok konuşuruz.. Arşiv orada işte..
Bugün bu yazı yerine 10 sene önce yazdığım bir yazıyı biraz
güncelleyip koysam eminim çok ilgilisi dışında pek fazla kimse
farketmez.. Yani değişen bir şey yok. Dün nasılsa ortalık bugün de
aynı.. Muhtemelen yarın da çok farklı olmayacak.. Ama
hayat öyle değil.. Çözmek için daha çok çaba sarfetmek lazım.
Hayatın altın anahtarına ulaşmak için birbirimize daha fazla
ulaşmalı daha çok dokunmalıyız.. Kim bilir belki
yarın ben olmayacağım.. Belki siz olmayacaksınız.. O yüzden arada
bir böyle dertleşmek iyidir..
**
Değerli dostlar.. Yazarınız futboldan fazla anlamaz, biliyorsunuz..
Hâlâ Rıdvan’ın Fenerbahçe’de, Tanju’nun Galatasaray’da oynadığını
söyleseniz inanırım.. O denli yani.. Ama bildiğim bir şey var..
O da çok fazla gol atmakla maçı kazanmanın aynı şeyler
olmadığı…
**
Aldınız mısır cipsini 'cola'yı, geçtiniz televizyonun
karşısına ve tuttuğunuz takımın maçını izliyorsunuz.. Bir gol
geliyor karşı taraftan.. Sizin kalenize.. 1-0 önde rakip takım…
Sonra bir gol daha.. 2-0… Sonra bir gol daha .. 3-0… ve ilk yarı
bitiyor.. Moraliniz bozuk.. Çökmüşsünüz, göçmüşsünüz..
Belli ki yenilmişsiniz.. Şimdi tam da televizyonu
falan kapatıp gidip yatma vakti.. Kaybetmişliğin kabullenişiyle..
Hatta karar verdiniz.. Kapatacaksınız televizyonu.. Tam kumandayı
aldınız elinize bir bakıyorsunuz ki hakem ikinci yarıyı
başlatmış…
**
Aslında yazının burasında şunu bekliyor okuyucu; bir gol
atmış tuttuğunuz takım, sonra bir gol, bir gol daha.. Bir bakmışsın
ki, az önce 3-0 geride olduğun maçı kazanmışsın… Hayır..
Ben öyle düşünmüyorum.. Belki ikinci yarı başlayınca rakip takımın
gol yağmuru devam da edebilir.. Az önce 3-0 olan maç belki de 5-0
bitebilir.. Bu maç aslanlar gibi kaybedilebilir.. Bir maç
kaybedilir belki ama bir bakmışsınız sezon sonunda şampiyon olmuş
takımınız..
**
Fakat sahiden kazanılabilir de..
Hasta Fenerbahçeli babam hep anlatır..
1989’da bir Fenerbahçe-Galatasaray derbisi varmış..
Galatasaray, Tanju'nun golleriyle ilk yarıyı 3-0 önde bitirmiş.
Farkın açılacağı düşünülürken, ikinci yarıda Fenerbahçe geri
dönmüş.. Hasan Vezir'in 3 gol attığı maçı 4-3 kazanmış..
Rıdvan o maçtan sonra "Fenerbahçe ile dalga geçilmez"
demiş..
Öyle demiş Rıdvan Dilmen..
"Fenerbahçe ile dalga geçilmez"
**
Gelin bugün kendinize bir iyilik yapın ve ilk yarıda arka
arkaya yediğiniz üç gole bakıp deyin ki; “..benimle dalga
geçilmez..”
**
Kendinizi darda hissettiğiniz vakit açın Kur’an-ı Kerim okuyun.. Ya
bir ayetinde ya suresinde bulacaksınız şifanızı.. O üç golü
yedikten sonra mesela.. Açın Enfal Suresi 30.ayeti.. Okuyun
içinizde hissederek ve duyarak...
Esteizü Billah...
وَاِذْ يَمْكُرُ بِكَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا لِيُثْبِتُوكَ اَوْ يَقْتُلُوكَ اَوْ يُخْرِجُوكَۜ وَيَمْكُرُونَ وَيَمْكُرُ اللّٰهُۜ وَاللّٰهُ خَيْرُ الْمَاكِر۪ينَ
"... Onlar da bir vakit senin elini kolunu bağlayıp zindana
mı atsınlar, yahut öldürsünler mi, yahut seni ülke dışına mı
sürsünler diye birtakım tuzaklar planlıyorlardı. Onlar tuzak
kuradursunlar, Allah da tuzak kuruyordu. Allah tuzak kuranların en
hayırlısıdır...."
Ayet böyle.. Elbette Allah tuzak kurmaz. Tuzak kuran olursa,
tuzağı boşa çıkarması anlamında bu ifade..
**
Demem o ki dostlar...
Herkesin bir planı var.. Allah'ın da bir planı var.. Arka arkaya bu
kadar gol yediniz diye maçı kaybetmiş sayılmazsınız yani...
Kalın sağlıcakla...