Talu, Hürriyet'e yakıştıramadı
Abone olBirkaç gündür gündemde olan "Deli Dana" hastalığı ile ilgili Hürriyet'in yaptığı dünkü haber Umur Talu'nun kalemine takıldı. Talu, haberle ilgili şu kıyaslamaları yaptı..
Umur Talu, Hürriyet'in dün yaptığı "Deli dan tehlikesi yok"
başlığını diğer maşetlerle kıyasladı. Talu yaptığı kıyaslamalara
yazısında bizlere aktardı. İşte Hürriyet'in haberine diğer gazete
ve dergilerin değerlendirmesi...
Umur TALU
Onlar cahil çünkü!
Elbette uzman değilim, elbette uzman görüşüne saygı duyarım. Ama,
önceki günden sonra dün de, hele hele Hürriyet gibi bir gazetenin
manşetinde, "Deli dana tehlikesi yok" başlığıyla, Prof. Şemsettin
Ustaçelebi'nin ağzından...
"Kan yoluyla insana geçtiğine dair dünyada saptanmış hiçbir etken
yok" beyanını görünce!
Abartmak, paniğe yol açmak elbette kötü.
Kesinleşmemiş şeyleri kesinmiş gibi sunmak da.
Ancak, ciddi bir kuşku varsa, bunun üstünde durmak, hükümetlerin
de, tıpçıların da, akademisyenlerin de, gazetecilerin de
sorumluluğu olmalı.
"Kesin yok" deyip kulağının üstüne yatmak, gözlerini kapatmak,
işleri oluruna bırakmak mı doğru...
Yoksa, "var ve ciddi bir tehlike kuşkusu mevcut" deyip Batı'da kan
konusunda alınan tedbirleri incelemek mi?
Bilgisiyle elbette baş edemeyeceğim Profesör, üstelik
İskoçya-İngiltere bağlantıları olduğu halde, "vaka yok"
diyor...
Ben, herhangi birisinin rahatça yapabileceği gibi "var mı" diye
biraz araştırıp karıştırıp "varmış" diyorum.
Normalde, bu demeçleri veren tıp insanlarının da, o demeçleri alan
gazetecilerin de kolayca yapabileceği ve yapması gereken bir
şey.
Dünkü yazıda bunları sıralamaya çalıştım. Bugün, "deli dana kan
yoluyla geçebilir" tespitini en kuvvetle yapanlardan, Edinburgh
Üniversitesi Ulusal "Deli Dana Hastalığı" İzleme Birimi Direktörü
Prof. James Ironside'in tespitlerini aktarayım.
Aktarayım ki, "ürkütücü bir ihtimal" üstüne biraz akıl, fikir
çıksın.
Ünlü tıp dergisi "Lancet"te de Ağustos'ta yayınlanan araştırmayı
yürütenlerden ve kan yoluyla hastalık alan bir kişinin otopsisinden
yola çıkan Prof. Ironside, daha birkaç ay önce şunları
söylüyordu:
* Vakalar gösteriyor ki, kan nakli, deli dana hastalığının
geçmesinde etkin bir yol.
* Bugüne kadar ölen hastalardan farklı genetik yapıya sahip
insanlar da artık kuşku altında.
* Bundan böyle, deli dananın yok olan bir hastalık sayılabileceğine
dair fikirle oyalanamayız.
* Daha önceki hastalar, yeni bir hasta grubunun ilk örnekleri
olabilir.
* Bunlar, deli dananın uzun dönemli ciddi bir sorun olduğunu
kanıtlıyor.
* Anlaşılıyor ki, insanlar kan yoluyla bundan etkilenebilir. Uzun
süre herhangi bir belirti göstermeyebilir ancak taşıyıcı olurlar.
Ve gelecekte, bir gün hastalık açıkça gelişebilir.
* Taşıyıcı oldukları süreçte de, başkaları açısından, kan nakli
yoluyla hastalığı yayacak biçimde risk taşırlar. Hatta, belki
hastane, ameliyat araçlarına, tıbbi cihazlara da bulaştırarak.
* İngiltere'de, deli danaya maruz kalmış ama genetik yapılarından
ötürü, uzun bir kuluçka evresinden dolayı belirti göstermeyen çok
sayıda insanın bulunması muhtemel.
* Bu yüzden, gelecekte çok daha fazla vaka görülmesi de ihtimal
dahilinde.
Zürih Üniversitesi'nden Adriano Aguzzi de, "Bazı genetik grupların
hiçbir belirti göstermeden taşıyıcı ve yayıcı" olabileceğine dikkat
çekiyor.
İngiltere ve ABD'de onca kan tedbiri alınırken...
Kan nakli yasaklarına rağmen, et ve benzeri gıda yoluyla hastalık
almış ve taşıyıcı haline gelmiş olanların kan vermesinin nasıl
kontrol edilebileceği bilinemezken...
Bizde "panik yok" rehaveti.
Ve bunun için de herhalde "Türkiye'de profesör" olmak
gerekiyor!
"Gavurlar" cahil, telaşe memuru çünkü