Talimat verdim
Abone ol216. Üniversitelerarası Kurul Toplantısı (ÜAK) Süleyman Demirel Üniversitesi’nde (SDÜ) yapıldı. <br/>Kurul toplantısına YÖK Başkanı Prof. Dr...
216. Üniversitelerarası Kurul Toplantısı (ÜAK) Süleyman Demirel Üniversitesi’nde (SDÜ) yapıldı.
Kurul toplantısına YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, Isparta Valisi Vahdettin Özkan, Isparta Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın, ve çok sayıda üniversitenin rektörü katıldı. SDÜ’nün tanıtım filminin gösterimi ve müzik dinletisiyle başlayan toplantıda, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan İbicioğlu, 2013-2014 Kurul Başkanlığı görevini Harran Üniversitesi Rektörü İbrahim Halil Mutlu’dan devraldı. Rektör İbicioğlu, Mutlu’ya plaket takdim ederken, YÖK Başkanı Çetinsaya’ya da SDÜ’de yapılan çini bir tabak hediye etti.
Üniversitelerarası Kurul Toplantısı’nda konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, 2023 Yükseköğretim Strateji Raporu’nda üç noktanın öne çıktığını belirterek, “Gerçekleştirdiğimiz niceliksel büyümeyi niteliksel büyümeye dönüştürerek kalite süreçleri ile taçlandırmak, nitelikli öğretim üyesi yetiştirmek ve har bakımdan yüksek öğretimim sistemimiz uluslararasılaştırmamız gerekiyor” dedi.
TEDİRGİNLİK VAR
Yeni bir akademik yılı karşılamanın heyecanı içinde oldukları bu dönemde toplumun her kesiminde üniversitelerle ilgili tedirginliğinin olduğunu belirten Çetinsaya, “Ben bütün yöneticiler, akademisyenler, öğretim elemanları olarak yapacağımız gayretli çalışmaların, kuşatıcı müzakere dilini benimseyen diyaloglarla bu endişenin boşa çıkacağını düşünüyorum. Üniversite gençliği Türk toplumun içinden çıkan bir gençliktir. Elbette Türk toplumunun diğer kesimlerinde olduğu gibi içerisinde farklı kimlikleri, görüşleri barındırmaktadır. Farklı görüşler ve sesler arasında karşılaşmaların uzlaşmaların zaman zaman da farklılaşmaların olması doğaldır. Mesele bu farklılıkların akademik gelenekler ve demokratik temayüller içerisinde bir arada yaşayabilmesi, çatışmaya dönüşmemesidir” diye konuştu.
TOPLUMUN EN HAREKETLİ KESİMİ
Üniversite öğrencilerini saf ve kandırmaya müsait bir toplum kesimi görmenin kabul edilemeyeceğine dikkat çeken Çetinsaya, üniversite öğrencilerinin politik bilinç ve duyarlılıkla toplumun en hareketli kesimi olduğunu, bu durumun üniversite gençliğinin fiziksel çatışma ile özleştirmek anlamına gelmemesi gerektiğini ifade etti.
Çetinsaya, “Türkiye siyasal yaşamında üniversitelerde yaşanan çatışmalar, olağanüstü siyasal müdahalelerin, darbelerin ve muhtıraların hayata geçirilmesinin birer bahanesi olarak iş görmüştür. Fakat söz konusu dönemler ekonomi, siyaset ve kültürel anlamda toplu bir akıl tutulmasının yaşandığı dönemlerdir. Üniversiteler bundan payını almıştır. Ancak ekonomik, toplumsal, siyasal ve kültürel alanlarda büyük atılımların yaşandığı Türkiye’de bu geçerli değildir” açıklamasında bulundu.
ODTÜ’DEKİ SÖZLÜ SALDIRI
Üniversitelerin siyasi basık olmaksızın sorunların açıkça tartışıldığı mekanlar olduğunu vurgulayan Çetinsaya, öğrencilerin kampuslerde ifadelerini rahatça anlatabilmeleri gerektiğini söyledi. ODTÜ’de başörtülü öğrencilere yönelik sözlü saldırıya ilişkin açıklamada bulunan Çetinsaya, şunları söyledi:
“Öğrencilerin görüşlerini baskılayan ortamlar öğrenme özgürlüğünü kısıtlayacaktır. Öğrenciler asla kendi görüş, duruş ve düşüncelerinden ötürü öğretim elamanları ve öğrenciler tarafından hor görülmeyeceklerini hissetmelidir. Hiçbir öğrenci dünya görüşlerinden dolayı ayrımcılığa tutulamaz. Haksız bir şekilde değerlendirildiğini düşünen öğrencilerin buna itiraz etme hakkı vardır. Hem öğretim elamanları ve öğrenciler hem de üniversiteye davet edilen öğrenciler ifade özgürlüğüne sahiptir. Herhangi bir kişi kampüse davet edildiğinde, bazı öğretim elemanları ve öğrencileri sırf davetli kişi ve kendilerinden farklı düşünüyor diye o davetlinin ifade özgürlüğünü kısıtlayamaz. Öğrenciler ve öğretim elamanları şiddete başvurmaksızın protesto hakkına sahiptir. Bu hak akademik etkinliklerin işleyişini sekteye uğratamaz. Öğrencilerin öğrenme, öğretim elemanlarının öğretme özgürlüğünü kısıtlayan her tür eylem, protesto ve işgal akademik özgürlüklerin ihlalidir. İfade özgürlüğü de mutlak değildir. ODTÜ’de yaşananlarda asla kabul edilemez ve hiç bir şekilde müsamaha gösterilemez. Bu manada Denetleme Kurulu’na konunun her bakımdan soruşturulması için talimat verdim.”
BİZE DÜŞEN SEFERBERLİK ORTAMI OLUŞTURMAMAK
Üniversite yönetimlerinde yetkili mercilerde yer alan kimselere düşen görevin, üniversitelerde ne olursa olsun seferberlik ortamının oluşmasına imkan vermemek olduğunu belirten YÖK Başkanı Çetinsaya, "Bizlere düşen, üniversite öğrencilerinin eğitim ve öğretim haklarının teminat altına alınmasıdır. Üniversitelerimizde faaliyete gösteren veya göstermeye çalışan illegal ve marjinal örgütler olabilir. Bunların açığa çıkarılması sürecinde gerekli yasak mekanizmaların işletilmesi geçmişte olduğu gibi bugün de bir gerekliliktir. Ancak bu süreçte üst yöneticiler olarak güvenlik ve özgürlük dengesine azami ölçüde dikkat etmeliyiz. Eğer bu dengeyi bozarsak, terazi güvenlikleştirme yönünde ağır basarsa her şeyi öncelikle bir güvenlik meselesi olarak görmek üniversitedeki gerilimleri daha da tırmandıracak, farklılıkların çatışmaya dönüşmesi için ortam hazırlayabilecektir. Bana göre üniversitelerdeki gerilimleri daha da tırmandıracak, farklılıkların çatışmaya dönüşmesi için ortam hazırlayabilecektir. Bana göre üniversite yöneticilerinin en büyük sorumluluklarından biri özgürlük ve güvenlik dengesinin hiçbir zaman yitirilmemesini sağlamaktır” dedi.
TAKDİR BAKANLAR KURULU’NUN
Çetinsaya, kurul toplantısının ilk bölümü sonrasında gazetecilerin yurtdışında lise öğrenimini tamamlayan gurbetçilerin Türkiye’de istedikleri üniversiteye yerleşebilmelerine imkan sunun hazırlığa karşı, “Bakanlar Kurulu’nun takdirinde olan bir konudur. Biz gerekli görüşlerimizi bildirdik” diye yanıt verdi.
(İHA)