Talih kuşu 4 defa kondu ancak yüzü gülmedi
Abone olYılbaşına sayılı günler kalırken, milli piyangonun büyük ikramiyesi milyonların umudu oldu. Talih kuşu Mustafa Savgan'ın başına 4 defa kondu.
Şans bir insanın yüzüne kaç kez güler? Bir, iki, beş?
İstanbul Cağaloğlu'nda ayakkabı boyacılığı yapan 62 yaşındaki
Mustafa Savgan'a şans defalarca gülmüş ama yaşlı adamın yüzü hiç
gülmemiş. Çünkü aldığı biletlere defalarca ikramiye vuran Savgan,
kazandığı paranın tümünü harcayıp ayakkabı boyacılığı yaptığı aynı
köşeye geri dönmüş. Hayatı bir belgesele bile konu olan Savgan hâlâ
umutlu. Karnını doyuracak parayı denkleştirdikten sonra kalanıyla
şans oyunları oynayan yaşlı adamın hayali ise artık kazandığı para
kadar büyük değil. O şimdi sadece bahçeli bir ev, bir de ömrünün
son demlerini geçireceği hayırlı bir eş istiyor.
ÇOCUKKEN ÇOK ŞANSSIZDI
İstanbul'un en hareketli semtlerinin birinde 35 yıldır ayakkabı
boyacılığı yapıyor Mustafa Savgan. O Cağaloğlu esnafının Şanslı
Mustafa Amcası.Sabah gazetesi o
talihliyle konuştu: "Çocukken çok şanssızdım"
diyen Savgan 1948 yılında Osmaniye'de doğdu ve henüz küçük bir
çocukken önce babasını kaybetti. Annesi başka biriyle evlenince onu
ve kardeşini bırakıp gitti. Savgan'ın çocukluğu da gençliği de
yersiz yurtsuz, çobanlık yaparak geçti. Askerlik dönüşü bir
çiçekçinin verdiği harçlıkla aldığı ilk piyango biletine amorti
çıkınca Savgan'ın hayatına bir anda şans oyunları giriverdi. "Taşı
toprağı altın" denilen İstanbul'da şansını denemeye karar veren
Mustafa Amca, 30'lu yaşlarının başında küçük bir bohçayla İstanbul
Cağaloğlu'na geldi. Savgan "Benim namuslu, dürüst olduğumu
anlayınca burada barınmama izin verdiler. Akrabalarımdan görmediğim
yakınlığı buradaki esnaftan gördüm. Bir handa gece nöbetçiliği
yapmam karşılığında yatacak yer verdiler" diye anlatıyor o
günleri.
TAKASLI BİLETLE 10 BİN TL
Şansının bir kez döndüğüne inanan Mustafa Amca artık rüyalarında
bile Milli Piyango biletleri görmeye başlamış. "Büyük ikramiyenin
bana çıkacağını hissediyordum. Biletlere bakar, eğer beğendiğim
rakamlar sıralanıyorsa o bileti almak için uğraşırdım. O bileti
gece rüyalarımda görürdüm" diyen Savgan için artık piyango bir
tutku haline geldi. Gündüz ayakkabı boyacılığı gece
bekçilik yapan Savgan'ın başına ilk talih kuşu 1979'da kondu.
Biletçinin elinde kalan son biletin rakamlarını beğenen
Mustafa Amca bu bileti cebindeki biletle takas etmeyi önerdi.
Takasa yanaşmayan biletçiyi cebindeki 100 lirayı da vererek ikna
etti. Kendi biletini verip biletçinin son biletini alan Savgan 10
bin lira kazandı.
Ardından defalarca küçük ikramiyeler tutturmayı başaran
Savgan 1982'de 30 milyon, 1984'te 15 milyon lira kazanarak
Türkiye'nin en talihli isimlerinden biri haline geldi. Kazandığı
toplam ikramiye miktarının, 'o zamanın parasıyla' bu yılki yılbaşı
büyük ödülü olan 35 milyonu geçtiğini iddia eden Mustafa Amca,
"Parayla ne yaptın" sorusuna buruk bir gülümsemeyle önce "Paraları
hemen harcamadım. İkramiyeleri kimsenin gözü kalmasın diye farklı
bankalara yatırdım" diye yanıt veriyor.
Sonra derin bir nefes alıyor ve başlıyor anlatmaya: "Tek
arzum güzel bir yuva kurmak, ömür boyu mutlu yaşamaktı ama olmadı.
Parayı alıp memlekete döndüm. Kendime uygun bir eş aradım. Benim
için bulunan eş adayına gönlümü kaptırdım. Yüz görümlüğü olarak
kızın ailesine 20 daire aldım. Bir evim bir de tarlam olsun
istedim. Hem kızın hem de ailesinin gönlünü edersem hürmet görürüm
sandım. Tarlayı da ailesine verdim ama evliliğim cehenneme döndü.
Eşim yüzünden düşman edindim. Ölüm korkusu çektim. Paralar kimseye
yar olmasın, para yüzünden kimse bana zarar vermesin diye harcamaya
başladım."
"ÖLÜM KORKUSUYLA..."
"Parası olan adamı yaşatmazlar. Bu parayı batırmasaydım şimdi
mezarda olurdum" diyen Mustafa Amca'nın İstanbul'a döndükten sonra
servetini nasıl tükettiğini 30 yıllık esnaf arkadaşı Yılmaz Tok
"Yedirdi, içirdi. Bavullarla bilet alıp esnafa dağıttı.
Fakiri fukarayı sevindirdi. Etrafa yararlı kendine zararlı
oldu" diyerek anlatıyor. Sahip olduğu servetin pek çok
girişimci ve bankerin dikkatini çektiğini anlatan Savgan "
O dönem Banker Kastelli bile peşime düştü. Birlikte parayı
işletmeyi teklif etti. Kabul etmedim. Bir avukat da gıda sanayine
yatırım yapmayı önerdi, uzun süre peşimde koştu. Onu da
savuşturdum" diye konuşuyor.
ARKADAŞLARI DA ŞANSLI
Mustafa Amca arkadaşları için de yıllarca şans oyunu oynadı
ve onlara da ikramiyeler kazandırdı. Onun bilet verdiği bir hamal
1991'de 5 milyar kazandı. Tekstilci bir arkadaşına verdiği bilete
de 75 bin lira çıktı. Artık Cağaloğlu'nda her büyük ikramiye öncesi
Mustafa Amca'ya bilet çektirmek ya da rakam söyletmek gelenek oldu.
Eşine ve eşinin ailesine yar etmek istemediği parayı har vurup
harman savuran Mustafa Amca, paralar suyunu çekince emektar boyacı
sandığını alıp sokaklara döndü. "Neden eşinden para istemedin" diye
soranlara sinirlenen Mustafa Amca "Erkek adam hediye ettiği şeyi
geri almaz. Aç kalır dilenirim ama yine istemem" diyor.
Parası olduğu dönem dostunun de çok olduğunu anlatan Mustafa Amca
şimdi vefasız dostlardan şikâyetçi.
UMUDUNU KORUYOR
"Hayal ettiğim hiçbir şeyi gerçekleştiremedim. Aslında en büyük
arzum sıcak bir yuvaydı" diyen Mustafa Amca umudunu yitirmemiş.
Karnını doyuracak kadar parayı ayırdıktan sonra şans oyunlarına da
para ayıran Savgan bu yılbaşında da bilet alacağını söylüyor. Ama
artık hayalleri şimdiye dek kazandığı paradan çok daha küçük.
"Memlekette başımı sokacak bahçeli bir evim ve kalan sayılı
günlerimi geçireceğim bir eşim olsun istiyorum. Hayatta en büyük
zenginlik huzur" diye konuşan Mustafa Amca " Öyle 35 trilyon
istemiyorum. Bana bir trilyon da çıksa yeter. Ama içime doğuyor
talih kuşu bana küsmedi. Bir gün yine omzuma konacak"
diyerek gülümsüyor.
HAYATI BELGESEL OLDU
Mustafa Savgan'ın yaşamını Ender Yeşildağ ve Mehmet Özgür Candan
"Kaybedebilme Kabiliyeti" isimli bir belgesele dönüştürdü. 2006'da
başlanıp 2008'de tamamlanan 52 dakikalık belgeselde Mustafa
Amca'nın defalarca yüzüne gülen talihiyle kazandığı paraları nasıl
tükettiği kendi ve esnaf arkadaşlarının ağzından anlatılıyor.
Kültür Bakanlığı'nın desteklediği ve ulusal ve uluslararası birçok
festivalde gösterilen film öncesi Mustafa Amca projeye önce soğuk
bakmış. Filmin yönetmeni ancak bir ayda ikna edebilmiş.