Talat'tan Türkiye'ye uslup uyarısı!
Abone olKKTC İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'tan uyarı gibi sözler geldi: "Hiç kimse bu üslupla Kıbrıs'ı terbiye edeceğini sanmasın!"
İNTERNETHABER.COM- Vatan Gazetesi'nden Mine Şenocaklı'ya
konuşan KKTC İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'tan 'Hiç kimse
bu üslupla Kıbrıs'ı terbiye edeceğini sanmasın' dedi ve ekledi:
"Kıbrıs'ta Türkiye'deki gibi demokrasi anlayışı geçerli
değil"...
Talat, Şenocaklı'nın ilgili sorusuna şu yanıtı verdi:
Ve ben açıkça söylüyorum, Türkiye tarafından buraya yönelik
yaklaşımlar, üslup ve davranış gözden geçirilmelidir. Bu yolla
Kıbrıs Türkü’nü terbiye edeceğini sanan varsa yanılıyor. Bunu
açıkça söyleyeyim. Kıbrıslı Türkleri kimse terbiye edemedi. Yanlış
anlaşılmamalı, ben birilerine meydan okumak anlamında söylemiyorum
bunları ama Kıbrıs Türkü’nün duygu ve düşünceleri nedir, neye önem
veriyor bunlar anlaşılmalı.
Türkiye’deki üslup Kıbrıs’ta geçmiyor mu?
Sadece üslup değil her şey... Burada Türkiye’deki demokrasi
anlayışı geçerli değil.
Burası gerçek demokrasiye daha mı yakın?
Çok daha yakın tabii ki. Yani burada cumhurbaşkanını eleştirirsin.
Bana küfür ettiler cumhurbaşkanı iken Facebook’ta. Dava bile
açmadım. Yani burada olur böyle şeyler ve kınanır tabii.
Dediniz ya bu yolla terbiye edilemez Kıbrıs. Ne olur peki
bu son atamadan sonra?
Rumlar bayılır bu işe.
Rumlar bayılır da burada ne olur? Tepkisini nasıl koyar
Kıbrıs?
Doğrusu onu tam olarak bilemem. Ama bir kere eylemler sürer ve çok
daha büyük boyutlara çıkar.
Deniz Ülke Arıboğan diyor ki “Mısır’daki gibi olabilir.”
Böyle bir tehlike görüyor musunuz?
Burada Mısır’la bir benzerlik yok. Orada demokrasi olmadığı için
oldu bütün o olanlar. Burada en kötü ihtimalle hükümet istifa eder
ve seçim olur. Yeni seçilen hükümet de Türkiye’ye muhtaçtır. Ha ne
olur Kıbrıslı daha aza kanaat getirir bu mücadelenin sonunda, kendi
yağıyla kendi ciğerini kavurur. Mesela dün akşam bir sendikacı
dinledim, “Vermesin para yahu, biz yarı maaşa razıyız. Bize böyle
davranmasın parasını istemiyoruz” diyor. Bilmem anlatabiliyor
muyum, bu davranış Kıbrıslı Türkleri çok kırdı. Ben daha büyümeden,
koştum görüştüm ama anlayış görmedim. Sonuçta bu iş maalesef daha
da tırmanır noktaya geldi.
Cemil Çiçek’ten anlayış görmediniz Erdoğan’dan da
görmediniz anlamına mı geliyor bu?
Hayır, hayır. Orada gayet güzel oldu, her şeyi konuştuk. Ama
sonrasındaki davranış hiç anlamadıklarını gösteriyor. Yani
anlaşılmadığımı gösteriyor. Ben burada çok eleştiri aldım, niye
konuşmuyor diye. “Birinci cumhurbaşkanı konuştu, şimdiki
cumhurbaşkanı konuştu, Talat konuşmadı” dendi. Bilerek konuşmadım.
Çünkü söylenenleri tasvip etmiyordum. Ha şunu da söyleyeyim bir
eleştiri aldım. Niye pankartları eleştirmedi Talat gibi. Yoo, onu
eleştirdim. Benim konuşmamam Sayın Erdoğan’ın konuşması sonrası
olmadı, onun öncesi oldu. Yani televizyon programına çıktım, bu
pankartların uygun olmadığını, taşınmaması gerektiğini,
organizasyon komitesinin derhal bu pankartları ellerinden almaları
gerektiğini, ama yapmadıklarını, bunun hata olduğunu söyledim.
Tayyip Bey konuşana kadar konuştum. Çünkü ondan sonra söylenecek
her söz ateşe odun atmak olurdu.
Bundan sonra ne yapılmalı?
Şunu diyecek Türkiye. Ben size para veriyorum, yardım yapıyorum.
Yine yapmaya devam edeceğim. Ama bu yıl için benim verebileceğim bu
kadardır. Buyurun siz yapın paketinizi. Bunu dese sendikalar hayır
bana 350 değil 550 ver diye yürüyüş yapamaz. Susacaklar, tamam
diyecekler. Ve emin olun toplumsal birliği ve bütünlüğü de
sağlayacak bu. Hemen herkes bir araya gelecek göreceksiniz böyle
bir şey olacak. Hükümet, siyasi partiler vs ve ortak bir paket
hazırlanacak ve herkes kendi fedakârlığını da yapacak. Ben buna
inanıyorum. Bu gerilim bu işe de yarayabilir. Ama öyle bir
görüntüsü yok. Ama maalesef Türkiye tarafından “Ben zorla, döve
döve yapacağım” izlenimi yaratıldı. Eğer buysa niyet bu olmayacak,
çok büyük olaylar olacak, kimse de önleyemez bunu...
Röportajın tam metnini okumak için bu
linki tıklayınız