Talat'tan Rum Kesimi'ne tepki
Abone olKKTC Başkanı M.Ali Talat, "Türkiye'nin Rum yönetimini tanıyamayacağını ve Rum yönetiminin de böyle bir talepte bulunma hakkının olmadığını" ifade etti.
KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat, ''Türkiye'nin Rum yönetimini
tanıyamayacağını ve Rum yönetiminin de böyle bir talepte bulunma
hakkının olmadığını'' ifade ederek, ''Türkiye'nin (Kıbrıs
Cumhuriyeti)ni tanıması, kendi kendini 'işgalci' ilan etmesi
demektir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımaktan vazgeçmesi
demektir'' dedi. Başbakan Talat, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
''Kıbrıs sorununun çözümünü engelleyen tarafın Rum yönetimi
olduğuna'' işaret ederek, Rum yönetiminin, halkını kandırarak
referandumda ''hayır'' demeyi sağladığını belirtti. Kıbrıs Türkünün
Rum yönetimini kendi hükümeti olarak tanımadığını ve yapılan iki
referandumun Kıbrıs'ta iki halk olduğunu tescil ettiğini vurgulayan
Talat, şöyle konuştu: ''Rum halkını aldatan Rum liderliğinin
Türkiye'nin Rum liderliğini bütün Kıbrıs'ın hükümeti olarak
tanımasını istemesi büyük bir pişkinlik, büyük bir çirkinlik. Rum
yönetiminin böyle bir hakkı kesinlikle yok. Böyle bir şeyi
Türkiye'den istemeye kimsenin hakkı yok, çünkü Türkiye yeni
Kıbrıs'ı tanımayı zaten taahhüt etmişti. Eğer Rum tarafı da 'evet'
demiş olsaydı ve Kıbrıs sorunu çözülmüş olsaydı, 'Birleşik Kıbrıs
Cumhuriyeti'ni Türkiye tanıyacaktı. Buna imkan vermeyen tarafın
'beni tanı' demesi sanıyorum ki büyük bir haksızlıktır, büyük bir
ayıptır.'' ''TANIRSA RUM İDDİALARINI KABUL EDER'' ''Türkiye'nin
(Kıbrıs Cumhuriyeti)ni tanıması, (Kıbrıs Cumhuriyeti)nin bütün
iddialarını kabul etmesidir'' diyen Başbakan Talat, şöyle devam
etti: ''Yani Türkiye'nin kendi kendini 'işgalci' ilan etmesi
demektir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımaktan vazgeçmesi
demektir. Kıbrıs Türk halkının Rum yönetimine yama olmasını kabul
etmesi demektir. 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nın da ötesinde
Rum yönetiminin adada yaptığı değişiklikleri, düzenlemeleri de
kabul etmesi demektir. Dolayısıyla böyle bir şey Türkiye'den
beklenemez. O bakımdan bunu tartışmak bile aslında abestir. Türkiye
(Kıbrıs Cumhuriyeti)ni tanıyamaz.'' ''Kıbrıs Cumhuriyeti'ni gasp
eden Rum yönetiminin iki kararla karşı karşıya olduğunu'' kaydeden
Talat, Rum tarafının ya Türkiye'nin AB adaylığına ''evet'' diyerek
Kıbrıs sorununun çözümünü gelecek sürece bırakacağını, ya da
''hayır'' diyerek ''yedi düvele savaş açacağını'' söyledi. Talat,
''Hangisini tercih edeceğini kendisi bilir. Benim tahminim; Rum
yönetiminin, son derece mantık dışı, akıl dışı olan veto yoluna
gitmeyeceğidir. Çünkü Rum yönetiminin tümden kontrolünü
kaybettiğini, hiçbir muhakeme gücü kalmadığını kabul edemiyorum''
dedi. RUM TARAFINDAKİ MİTİNG Başbakan Talat, Güney Kıbrıs'ta bu
akşam düzenlenecek ''vetoya evet'' mitingiyle ilgili olarak da söz
konusu mitingin dünyaya ve Türkiye'ye baskı amacı taşıdığını ifade
ederek, ''(Papadopulos zor durumdadır, Papadopulos baskı altındır,
Papadopulos'u bundan kurtarın ve bir şeyler yapın, jest yapın) gibi
bir baskı unsuru olmak için bunu yapıyorlar'' ifadesini kullandı.
Mehmet Ali Talat, 17 Aralık öncesi pazarlıkların içinde Kıbrıs
sorunuyla ilgili bir pazarlık olduğunu sanmadığını, kendilerinde bu
yönde bir bilgi olmadığını belirtti. ''RUMLARIN ÇÖZÜME HAZIR OLMASI
GEREKİYOR'' Başbakan Talat, BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın Kıbrıs
konusunda girişim yapmadan önce Rum tarafının çözüme hazır olması
gerektiğini ifade ederek, ''Top Papadopulos'tadır, görüşlerini
hazırlayıp sunması gerekiyor'' dedi. 17 Aralık'tan sonra Kıbrıs
konusunda hareketlenme olacağını, ancak bunun ''Kıbrıs'ta çözüm''
için adım atılması yerine zemin hazırlamaya yönelik olacağını
kaydeden Talat, Rum yönetimi lideri Tasos Papadopulos'un hala ne
istediğini belirleyip ortaya koymadığını belirtti. Talat, Rum
basınındaki BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın yaz aylarında kısa
süreli iyi niyet misyonu açıklayacağı yönündeki haberleri de
spekülasyon olarak niteledi. ''Annan'ın, Rum yönetiminin herhangi
bir anlaşmaya samimiyetle destek olacağını ifade etmesinden önce
harekete geçeceğini sanmadığını'' vurgulayan Başbakan Talat,
Papadopulos'un, BM'yi, AB'yi ve herkesi kandırdığını, bunu Günter
Verheugen'in de ifade ettiğini kaydetti. ''Bütün bu
aldatılmışlıklardan sonra Genel Sekreter Annan'ın yeni bir görüşme
sürecine girişmesinin kolay olmadığını'' dile getiren Talat,
''Genel Sekreter'e yeni efor için tam anlamıyla bir güvence
verilmediği takdirde Genel Sekreter'in sürecin içine girebileceğini
ben sanmıyorum'' dedi. Başbakan Talat, izledikleri politikalar
sayesinde Papadopulos'un gerçek niyetini ortaya koyduklarını
belirtti. ''17 ARALIK SONUCUNA UYGUN ADIMLAR ATILACAK'' Mehmet Ali
Talat, 17 Aralık sonrası için, Türkiye'nin Türkiye'ye ilişkin,
kendilerinin de Kıbrıs'a ilişkin planları olduğunu ifade ederek, bu
planları 17 Aralık'tan kısa süre sonra birleştirmeye
çalışacaklarını ve 17 Aralık'ta çıkacak sonuca uygun adımlar
atılacağını söyledi. ''Kültürel, etnik duygusal bağlarımız bir
yana, Türkiye ile çıkralarımız tam anlamıyla örtüşür hale geldi''
diyen Başbakan Talat, şöyle konuştu: ''Daha önce, eski politikalara
göre, Türkiye ve Kıbrıs Türklerin çıkarları örtüşmüyordu. Bu birlik
daha ziyade duygusal, kültürel, etnik bağlara göre yürütülüyordu.
Halbuki şimdi ona ek olarak gerçekten çok büyük bir çıkar birliği
var. Bunun da değerini bilmek lazım. Türkiye ile ittifakımızı
akıllı, doğru politikalar çizgisinde yürütmek durumundayız.''
SEÇİMLER Başbakan Talat, mecliste azınlıkta olan Cumhuriyetçi Türk
Partisi (CTP)-Demokrat Parti (DP) koalisyon hükümetinin, toplumda
ciddi ve güvenilir bir portre çizdiğini ifade ederek, ''seçimin,
izledikleri politikaların istikrarını sağlama bağlamak için
elverişli koşulları yaratacağına inandığını'' söyledi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin nisan ayında yapılacağına işaret eden
Talat, ''Milletvekilliği seçiminde ortaya çıkacak duruma uygun
olarak cumhurbaşkanlığı konusunda karar verilecek'' dedi. Talat,
''Aday olabilirim, Kıbrıs sorunu çözülmediğine göre ve
çözülmeyeceğine göre. Ama kararı partim verecek. Henüz bu konuda
bir karar verilmiş değil'' dedi. Başbakan Talat, Türk hükümetiyle
ilişkilerinin iyi olduğuna işaret ederek, ''Aynı doğrultuda hareket
ediyoruz'' diye konuştu.