Talat: 'Rumlar şoka uğradı'
Abone olTalat, Türk dış politikasının bu kadar kararlı olacağını düşünmeyen Rumların şoka uğradıklarını söyledi.
KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat, Bağışçılar Konferansı'na
hazırlık toplantısı için geldiği Brüksel'de yaptığı temasları ve
Rum tarafının referandumla ilgili kararını değerlendirdi. Talat,
Brüksel'de yaptıkları temaslarda, "Dünya bizi anlamıyor, dünya bizi
görmek dahi istemiyor, dünya Rum yanlısıdır" anlayışının doğru
olmadığının iyice açığa çıktığını belirtti. "Kendimizi ifade
edersek anlaşılabileceğimiz, uluslararası topluma onların anladığı
dille hitap edebilmenin gerekli olduğu ve başarılı bir dış
politikanın temel unsurunun anlaşılabilirliği yakalamak olduğu bir
kez daha ortaya çıktı" diyen Talat, Avrupa'nın ve dünyanın, Kıbrıs
Türk halkının uzun bir mücadele sonrasında değiştirdiği politik
iklimin olumlu etkilerini, bunun Türkiye'nin çözüm yönündeki
inisiyatifiyle bütünleşmesiyle ortaya çıkan yeni iklimi son derece
olumlu karşıladığını vurguladı. Genel izlenimini bu şekilde aktaran
Başbakan Talat, özelde de, AB ve ABD yetkilileriyle görüşmelerinde
öne çıkan hususun en güncel konu olan Rumların referanduma
yaklaşımı olduğunu belirtti. Talat, bu konuda şunları söyledi:
"Güney Kıbrıs'ta referandumda 'Hayır' kullanılması yönündeki yeni
hareketlenme en temel değerlendirme ve tartışma konumuz oldu. Böyle
bir tutum AKEL'in birkaç gün önceki kararıyla yükselirken, DİSİ'nin
dün aldığı kararla normalleşmeye yöneldi. Buna karşın yine de hem
üzerinde en çok durduğumuz konu oldu hem de Avrupalıların en fazla
ilgi duyduğu konu oldu. Hep şunu vurguladık, evet, herkes
demokratik şekilde karar verecek ama bu demokratik kararı verirken
oy kullananlar kendi haklarında karar vermiş olacaklar.
Başkalarıyla ilgili karar verme hakkı hiçbir kişide, bireyde veya
toplumda olamaz. Bunu vurguladık ve çok olumlu sinyaller aldık bu
konuda." Rum halkının kendi geleceğiyle ilgili karar
verebileceğini, bunun hakları olduğunu söyleyen Talat, sonuçta da
bunun Türk halkını etkilememesi gerektiğini ve etkilememesinin de
yolunun bulunması gerektiğini söyledi. Talat, referandumda Türk
tarafının "Evet", Rum tarafının "Hayır" demesinin başlangıçta bir
miktar ambargo uygulamalarının veya seyahat ile ticaret
kısıtlamalarının ortadan kaldırılması şeklinde ortaya çıkacağını,
ancak daha uzun zamanda Türk tarafının "Evet" kararının dünyayla
bağlanmasını sağlayacağını ve bunun çok önemli bir gelişme
olacağını söyledi. Bunu her alanda gördüklerini söyleyen Talat,
bugünkü teknik çalışmalar sırasında da aynı durumla
karşılaştıklarını, herkesin Kıbrıs Türk halkının "Evet" kararını
beklediğini, Kıbrıs Türk halkının "Evet" demesiyle ortaya çıkacak
durumu AB yetkililerinin de düşünerek değerlendirmeye
çalıştıklarını, buna kendilerinin de yardımcı olduklarını anlattı.
BAĞIŞÇILAR KONFERANSI'NA HAZIRLIK TOPLANTISI Başbakan Talat,
Bağışçılar Konferansı'na hazırlık toplantısıyla ilgili
değerlendirmesinde ise bunun bir hazırlık toplantısı olduğunu,
burada ortaya çıkan duruma göre tüm ülkelerin çözüme siyasi olarak
büyük destek verdiklerini ve bu desteğin çözümün uygulanması için
mali olarak da süreceğinin ortaya konulacağını ifade etti Somut
olarak ciddi rakam telaffuz edenin ABD ve daha alt düzeyde
İngiltere olduğunu belirten Talat, bunun dışında da rakam telaffuz
edenler olduğunu, ancak bunun daha sonraki değerlendirmelerle "ete
kemiğe" bürüneceğini söyledi. Esas Bağışçılar Konferansı'nın
Eylül-Ekim aylarında düzenleneceğini söyleyen ve burada ülkelere
teknik bilgiler verildiğini anlatan Talat, ihtiyaçların
belirlendiğini ve bu ihtiyaç belirlemesine uygun bağış miktarlarını
ülkelerin daha sonra saptayıp bildireceklerini, bu bakımdan
toplantının amacına ulaştığını kaydetti. Rakam çıkmasının zaten
beklenmediğini, belki bir tahminin ortaya çıkabileceğinin
beklendiğini söyleyen Başbakan Talat, teknik çalışmaları
gerçekleştirenlerin herhalde bu tahmini yaptıklarını söyledi. Rum
tarafının "Hayır" yönünde hareketlenmesinin Bağışçılar
Konferansı'na hazırlık toplantısının heyecanını azalttığını
söyleyen Mehmet Ali Talat, referandumla ilgili daha ciddi bir
"kabul" hareketi ve inancı olsaydı belki o zaman çok daha heyecanlı
ve daha kesin rakamların telaffuz edilebileceği bir konferans
organize edilmiş olabileceğini ifade etti. KKTC'NİN TANINMA KONUSU
Başbakan Talat, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in
"Referandumda Türkler'den 'Evet', Rumlar'dan 'Hayır' çıkarsa
KKTC'yi tanıyabiliriz" şeklindeki açıklamasıyla ilgili düşüncesinin
sorulması üzerine şunları kaydetti: "Ben doğrusu bu tür şeylerin
çok zor olduğuna inanıyorum. Güvenlik Konseyi'nin yasağı karşısında
herhangi bir ülkenin cesaret ederek böyle bir tavır takınacağını
düşünmüyorum. Aliyev'in söylediğinin de, geçmiş tecrübelerime
dayanarak, heyecanla söylenmiş, çok fazla hesabı kitabı yapılmadan
söylenmiş bir iddiadır diye düşünüyorum. Tanınmadan ziyade bizim
dünyayla bütünleşmemiz, dünyayla bağlanmamız önemli. Önce bu
sağlanmalı. Bunun sonucu da görülür artık. Yani uluslararası bir
tanınmayla mı en iyi son noktaya ulaşır, yoksa bu işin hangi
yöntemle olacağı biraz da zamana bağlı olacağını düşünüyorum. 'Aman
işte Rum tarafı 'Hayır' dedi, hemen tanıyalım KKTC'yi' noktasına
dünyanın gelebileceğine inanmıyorum." "RUM İÇ POLİTİKASINDA
ALTÜSTLÜKLER YAŞANACAK" Talat, AKEL'in geldiği noktayı nasıl
gördüğünün sorulması üzerine, AKEL'in bulunduğu durumun "acı" bir
nokta olduğunu kaydederek, bugüne kadar çözümü savunan ve bunu
parti politikasının odak noktasına oturtan bir partinin, "Hayır"
demesinin inanılır olmadığını söyledi. Hele de tarihi üzerinde
anlaşılmış bir referandumu ertelemeye kalkışmanın akıl alacak bir
iş olmadığını söyleyen Talat, "Kongrede durumun değişebileceğini
umuyordum ama durum değişmedi. Tersine DİSİ'nin kararı gündemi
yeniden belirlemiş oldu" dedi. Talat, "Evet" demesi daha zor olması
gereken bir partinin "Evet" demesinin Güney'deki politikada ciddi
değişikliklerin habercisi olduğuna inandığını söyledi. Özelikle Rum
iç politikasında çok büyük "altüstlükler" yaşanacağını ifade eden
Talat, şöyle konuştu: "İntihar edenler var. 'Toplum öyle istiyor'
diye öncülük yapamayan, toplumuna liderlik yapamayan hareketler
var. Buna karşılık toplumun ne düşündüğünü bilerek onu
yönlendirmeye çalışan liderlikler var. O bakımdan Rum iç
politikasında önümüzdeki aylarda ve yıllarda ciddi değişiklikler
bekliyorum." "RUMLAR ÇÖZÜMÜN GERÇEKLERİNDEN KORKTULAR" Talat,
dünyanın yakın zamana kadar Rumları "çözüm yanlısı", Türkleri ise
"uzlaşmaz" gördüğü, bugün ise durumun tersine döndüğü belirtilerek,
Rumların bu noktaya nasıl geldiğinin sorulması üzerine şunları
söyledi: "Rumlar bu noktaya 'Türk tarafının çözüm istemediği, çözüm
ister göründüğü ancak bir noktada bunu bozacağı' inancıyla geldi.
Onu bekliyorlardı. Onlara göre ya asker, ya Denktaş, biri bu durumu
bozacaktı. İkincisi Türk dış politikasının bu kadar kararlı bir
şekilde yönetileceğini düşünmüyorlardı. Olumlu yönde
yönetilebileceğini düşünmüyorlardı ve şoka uğradılar. Bir de
çözümün gerçekleriyle karşılaştılar. Rumların bunun bir hayal değil
gerçek olduğunu gördüler ve bu gerçekten korktular" Talat, Kıbrıs
Türk halkının çözüm için çok çaba gösterdiği belirtilerek böyle bir
durumdan sonra ne olabileceğinin sorulması üzerine, halkta bir
"usancın" ortaya çıkabileceğinden, Rum tarafına ve Rum halkına
güvensizliğin büyüyebileceğinden, bunun giderilmesi ve gelecekte
barışın kurulmasının çok daha zor olabileceğinden endişe ettiğini
kaydetti. Talat, sağduyunun galip gelmesini ve Rum liderliğinin bu
politikasını erken zamanda değiştirmesini umduğunu söyledi.