Talabani sözünde durmadı çizdik
Abone olÖğrendik ki, bizden aldığı silahları PKK'ya vermiş. Bu kalleşliği tespit edince, onun üzerini çizdik.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Irak ziyaretinde Irak
Cumhurbaşkanı Celal Talabani'yle biraraya gelmesi ve her iki
liderin söylemleri, kamuoyunda yankı bulmaya devam ediyor.
Yalçın Doğan Hürriyet'teki yazısında, benzer
diyalogların 90'ların siyasetçileri tarafından gerçekleştirildiğini
söyleyerek, eski Devlet Bakanı Cavit Çağlar'ın bir
anektoduna yer verdi.
BİZİM SİLAHLAR PKK'YA
Tarihten bir örnek. Yaşayanın ağzından. Mesud Barzani ile Celal
Talabani her sefer söz veriyor, her sefer biz, "bu işin
artık sonuna geliyoruz" diye derin bir nefes
alıyoruz. PKK'dan desteğini çekmek için, ikisi de söz veriyor.
Abdullah Gül, Talabani ile yeniden sarmaş dolaş. Barzani Viyana'da,
tuh yazık oluyor, onunla görüşemiyor. Oysa, görüşmüş olsa, ondan da
aynı sözü alacağına hiç kuşku yok.
"TALABANİ SÖZÜNDE DURMADI, ÇİZDİK"
Şimdi biraz tarih dersi. Değerli araştırmacı Hulusi
Turgut'un önemli bir kitabı var, Barzani
Olayı. Gün yüzüne çıkmamış tutanaklar, mektuplar,
görüşmeler içeren bu kitap, Barzani ve Talabani, genel olarak Kürt
konusunda başvuru kitaplarından biri. 90'ların Devlet Bakanı
Cavit Çağlar anlatıyor:
"Mesud Barzani'yi davet ettik, Başbakan Demirel'le görüştü.
Kendisine para ve silah verdik, rahatladı. Kuzey Irak politikasında
Türkiye ile ortak hareket etme sözü verdi". (Hulusi
Turgut, Barzani Olayı, s.511).
Kuzey Irak politikası, PKK'yı bitirmek anlamında. Çağlar devam
ediyor:
"Celal Talabani'yi de davet ettik. Para istedi, para
verdik, silah istedi, silah verdik. Daha sonra öğrendik ki, bizden
aldığı silahları PKK'ya vermiş. Bu kalleşliği tespit edince, onun
üzerini çizdik". (Aynı kitapta, s.511).
UMUTLA SARILIP, HÜSRANLA RİCAT..
Bugün devletin tepesinde oturanlar, eminim ki, devlet arşivindeki
bu dosyaları okuyor. Buna rağmen, umut saçan sözler söylüyor. İşte,
huzurunuzda tarihten bir umut ve hayal kırıklığı. Umutla davet
ediyoruz, sonuçta bizim silahlar PKK'ya gidiyor. İtirazı duyuyor
gibiyim, 90'lı yıllar ayrı, şimdi ayrı. Daha geriye gidelim, hiç
fark yok. Zaman geçiyor, onlar aynı yerde. Biz de, aynı yerdeyiz.
Umutla sarılıp, hüsranla ricat.
Kitapla ilgili detaylar