Taksim’e asla müsaade edilmeyecektir
Abone olBaşbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, “Toplulukların, büyük kalabalıkların orada sabahtan akşama gösteri yapması şeklinde bir...
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç,
“Toplulukların, büyük kalabalıkların orada sabahtan akşama gösteri
yapması şeklinde bir izin verilmeyecek ve ne olursa olsun emniyet
kuvvetleri duruma müdahale edecektir” dedi.
Bakanlar Kurulu Toplantısı’nın sona ermesinin ardından basın
toplantısı düzenleyen Başbakan Yardımcısı Arınç, gazetecilerin
gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı.
Bir gazetecinin “Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda AK Parti Genel
Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin katıldığı bir programda,
Başbakan’ın köşke çıkması halinde Başbakan yardımcılarının birinin
Başbakanlık görevini üstlenebileceğini ifade etti. Bu parti görüşü
müdür ya da şahsi görüşü müdür. Bakanlar Kurulu’nda gündeme geldi
mi?” diye sorması üzerine Arınç, konunun Bakanlar Kurulu’nda
gündeme gelmediğini söyledi. Mehmet Ali Şahin’in kendi
düşüncelerini ifade ettiğini dile getiren Arınç, “Sayın Mehmet Ali
Şahin’in bugün sabah saatlerinde bir televizyon kanalındaki
mülakatını ben de takip ettim. Şüphesiz soru soran kişi Mehmet Ali
Şahin beye soruyor. Partimizin hukuk ve siyasetle ilişkili genel
başkan yardımcısı olan önceki meclis başkanlarından değerli bir
arkadaşımız da kendi özel düşüncelerini ifade ediyor. Bazı
düşünceleri itibariyle de benimle örtüştüğünü söylüyor. Şüphesiz
bunu sormaya bile gerek yok. Konuşan Sayın Mehmet Ali Şahin’dir ve
bunlar onun özel düşünceleridir. Eğer sorulması gereken bir konu
varsa herhalde yine kendisine sormakta fayda olur” dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Kütahya gezisinde yaptığı “Mevcut
şartlarda ileriye dönük bir siyaset planım yok” açıklamasının
hatırlatılması üzerine Arınç, “Sayın Cumhurbaşkanımızın Kütahya’yı
ziyaretlerinde söz konusu ettiği cümleleri bana Cumartesi günü
Bursa’da bulunduğum bir sırada arkadaşlarımız sormuşlardı. Ben de
geniş bir açıklama yapmıştım. O geniş açıklamamın da medyada yer
aldığını gördüm. O sözlerime de ilave edecek bir husus yok” diye
konuştu.
“TÜRKİYE’DE 20-30 YILDIR YÜZDE 10’LUK BARAJ VAR”
Arınç, seçim sistemiyle ilgili bir çalışma olup olmadığı yönündeki
soruya ise, bu konunun Bakanlar Kurulu gündeminde bulunmadığını
ifade ederek, “Ancak bu konuyu biliyorsunuz Sayın Başbakanımız ve
bazı ilgili bakan arkadaşlarımız seçim sistemi üzerinde bir çalışma
yapıldığını ifade ettiler. Ben de yine Bursa’da yine bir soru
üzerine bu konudaki fikirlerimi açıklamıştım. Olay şudur;
bildiğiniz gibi 30 Eylül 2013 tarihinde bir demokratikleşme
paketini açıklarken Sayın Başbakanımız aynı zamanda muhalefetle
birlikte tartışılmak üzere öneri getirmişti. Türkiye’de mevcut
sistem bildiğiniz gibi 20-30 yıldan bu yana yüzde 10’luk baraj
sistemidir. Bu barajın kaldırılması yerine başka bir seçim sistemin
getirilmesi konusunda da tartışmalar olmuştur. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’ne gidenler olmuştur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de
yüzde 10’luk baraj bütün siyasi partiler için eşit olarak
düşünüldüğünden Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ihlal
edilmediği kanaatine varmıştır. Ancak bu konuda bir gelişme
olabilir. Biz düşüncelerimizi tartışmaya açalım ve ortak mutabakat
bulursak bu üç seçenekten bir tanesini kabul edebiliriz demişti
Sayın Başbakanımız” dedi.
“DARALTILMIŞ BÖLGE Mİ OLMALI TÜRKİYE GERÇEKLERİNE UYGUN DAR BÖLGE
SİSTEMİ Mİ OLMALI?”
Bunlardan bir tanesinin mevcut sistem olduğunu diğerinin ise
‘daraltılmış seçim’ sistemi olduğunu aktaran Arınç, konuşmasına
şöyle devam etti:
“Yani diyelim ki Bursa 18 milletvekili çıkartıyor. 5 veya 6’lı
gruplamalarla bunu üç seçim bölgesine çıkarmak… Diyelim ki İstanbul
80’in üzerinde milletvekili çıkarıyor. Bugün üç seçim bölgesidir.
Oysa bunu 12-15 seçim bölgesine çıkarmak mümkün olabilir. Bu
konunun üzerinde ne düşünüyorsunuz diye soruldu. Birde bazı
ülkelerde dar bölge sistemi vardır. Yani milletvekilinin sayısı
kadar seçim bölgesi yapmak orada sıfır baraj ve çoğulun sisteminin
cari olmasıdır. Ne gariptir ki baraj üzerine konuşanlar bu üç
seçenek üzerine hiçbir düşünce ifade etmediler. Biz anlıyoruz ki
onlar iki seçim bölgesi sisteminin de kendilerine zarar vereceğini
düşünerek bunlardan bir tercih yapmak noktasında değiller. Ancak
biz o zaman işe vaziyet etmek ve bunu bir görev olarak almak
durumunda kaldık. Şu anda teşkilatımızda, seçim işleri
başkanlığımızda bu seçim işlemlerinden ikisi üzerinde bir çalışma
yapılıyor. Daraltılmış bölge mi olmalı Türkiye gerçeklerine uygun
dar bölge sistemi mi olmalı? Çeşitli simülasyonlar üzerinde
çalışılıyor ve bunun hem temsilde adalete hem de yönetimde
istikrara yol açabilecek bir seçim sistemi hangisi daha idealdir,
hangisi daha gerçekçidir bunun çalışması yapılıyor. Şüphesiz bunun
çalışması bittiğinde Bakanlar Kurulumuza eğer bir tasarı olarak
bunu sunacaksak gelecektir. Teklif olarak gelecekse de Merkez
Yürütme Kurulu’nda tartışılarak buna ayrıca karar verilmesi
gerekebilir. Ama her halükarda eğer bugünkü seçim sistemi
değişecekse yani ikisinden biri olarak bir ihtimal söz konusuysa
bunun mutlaka Haziran ayına kadar kanunlaşması gerekir. Çünkü
Anayasamızın 67. Maddesi’nin ikinci fıkrası Türkiye’deki seçim
sistemlerinin temsilde adalet, yönetimde istikrara uygun olması
bir, ikincisi de yapılacak seçimden en az bir yıl önce de
kanunlaşması gerekiyor. Madem ki 2015 Temmuz ayında seçim
yapılacaksa Türkiye’de bunun bir yıl öncesinden seçime yönelik bir
değişikliğin yapılması mecburiyeti var. Bugün Nisan’ın 21’i ise
önümüzde topu topu ancak yani yasalaşma sürecini dikkate alırsak 1
aylık bir zaman var. Bu çalışmalarımızın ne zaman bittiğini ve
hangisi üzerinde karar kıldığımızı elbette sizlere açıklayacağız.
Ama bugün o noktada değiliz.”
“TAKSİM’DE SADECE DİSK ISRAR EDİYOR”
1 Mayıs İşçi Bayramı ile ilgili Taksim ısrarının Bakanlar Kurulu
gündemine gelip gelmediğinin sorulması üzerine ise Arınç, “Gelmedi.
Ben Sayın İçişleri Bakanımıza sordum bu konudaki son durumun ne
olduğunu. Bir defa sendikalar Taksim’de 1 Mayıs toplantı veya
gösteri yapmak istiyor sözü eksik. Mesela Türk-İş Kadıköy’de miting
yapmayı kabul etti. Sadece DİSK ve ona bağlı sendikalar her yıl
olduğu gibi belki bir toplantı ve gösteri yürüyüşünden daha fazla
bir tartışma ortamı çıksın, bir çatışma olsun ve Taksim geçmişte
yaşanan olayları yine acı örnekleriyle hatırlatan bir gösteriye
sahne olsun diye bir çabanın içerisinde. Bu konuda kanunlar
geçerlidir. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu İstanbul
Valiliği’nin aldığı kararlarda Taksim’in ayrılan bir alan olmadığı
çok açıktır” şeklinde konuştu.
“KESİNLİKLE TAKSİM’E İZİN VERİLMEYECEK VE MÜDAHALE EDİLECEK”
Mitingler için, gösteriler için Maltepe’de ve Yenikapı’da miting
alanları tahsis edildiğini belirten Arınç, şunları kaydetti: “Bu
sendikaya müracaatı da olmamasına rağmen sadece görüşmeler
yaptıkları için sizin toplantı alanınız orasıdır, orada miting
yapacaksınız, hemen başvurunuzu yapın mutlaka orada yapabilirsiniz
denilmiştir. Ama onlar tartışmayı sürdürmek hatta şiddetlendirmek
ve neye mal olursa olsun Taksim’de yapmak gibi bir ısrarın
içindeler. Bir defa Taksim’de yayalaştırma projesi
gerçekleştirilmiştir. Orası bir gösteri alanı değildir. Geçmişteki
güvenlik sebepleriyle vilayetimizin aldığı başka bir karar vardır.
Biliyorsunuz hükümetimiz 1 Mayıs’ı bir bayram olarak kabul eden
yıllar sonra ilk hükümettir. Bu da düşünce ve fikir özgürlüğüne
toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanuna uygun yapılabilecek her
toplantıya sıcak baktığımız şeklinde anlaşılabilir. Yani
sendikaları temsilen bir küçük topluluğun bir çelenk sunmak ve bir
basit bildiriyi orada okumak gibi anlamlı bir jesti olabilirse
sanıyorum valilik buna izin verebilecektir. Ama toplulukların,
büyük kalabalıkların orada sabahtan akşama gösteri yapması şeklinde
kesinlikle bir izin verilmeyecek ve ne olursa olsun emniyet
kuvvetleri duruma müdahale edecektir. Yasa dışı bir eylem olduğu
için de bunu tertipleyenler kanuni bir soruşturmaya maruz
kalacaklardır.”
“AK PARTİ ÇOK GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE HAZIRLIK YAPIYOR”
Yerel seçimlerde iptal edilen bölgelerle ilgili soruya ise Arınç,
şu yanıtı verdi:
“Biliyorsunuz önce Ağrı il olarak şimdi de Yalova il olarak
seçimler iptal edildi. Bildiğim kadarıyla Haziran başlarında
buralarda bir seçim yapılacak. Yine hatırlıyorum bazı ilçelerde
galiba 5 olması lazım. Seçimlerin yenilenmesine karar verildi. Bu
normal prosedürdür. Seçimlere AK Parti çok güçlü bir şekilde
hazırlık yapacak ve iptal edilen bu seçimlerde belediye
başkanlıklarını kazanabilmek için bütün gücüyle gayret
edecektir.”
(İHA)