Bu da iyi taktik. Patlat bombayı şehrin ortasında, hedef
gözetmeden insanları öldür, ortaya çıkan tepkilerden kurtulmak için
benim ilgim yok de kurtul.
PKK gerçekten toplumun zekası ile alay edebileceğini düşünüyor.
Hoş PKK eylemi üstlenmedi diye, Ergenekon ile yatıp Ergenekon ile
kalkanlar bir süre "acaba" dediler ya da
"derin PKK" tanımlamasıyla kafaları karıştıranlar,
karanlık dehlizlerde fail arayanlar oldu ama işin rengi ortaya
çıktı.
TAK Kızılay'da bombayı ben patlattım dedi.
PKK üstlenmedi TAK üstlendi.
Peki TAK kim.
PKK'ya göre kendi içinden kopan ve şehirlerde terör yaratan
bir ekip. Yakalanan PKK'lıların anlatımlarına göre ise bizzat
PKK'lı yöneticilerin kurduğu ve eylemlerine onay verdiği bir
yapı.
Yani PKK ya da TAK
Sonuçta fark etmiyor. Gözü dönmüş bir terör ile karşı karşıya
Türkiye ve burada sağduyulu seslere ihtiyaç var.
Tıpkı BDP'nin Grup Başkan Vekili Hasip Kaplan'ınki gibi...
Hasip Kaplan "Bir amaç ne kadar kutsalsa kullanılan her
araç mubahtır anlayışı kabul edilemez, insanlık, vicdan, insaf
sınırları aşılıyor" dedi...
İki ayrı saldırıda ölen yedi sivilin ardından geldi bu
açıklama.
Televizyonlarda, çoğu hayata yeni başlayan terör kurbanların
fotoğraflarını görenlerin, ailelerinin acılarına tanıklık edenlerin
başka türlü davranması da beklenemezdi zaten.
Bir yerde isyan kaçınılmaz.
Ancak Kaplan tek başına olmamalı.
Diğer BDP'liler, PKK'ya sempati ile bakan sivil toplum
örgütleri de devreye girmeli ve kör terörün önüne
geçilmeli.
Yoksa artık insanların insanlıkları sorgulanır hale gelecek.
Kaplan'nın söylediği gibi vicdan sınırları aşılıyor...