Takke düşer, kel görünür.

Ama sonuç almak için, elinde isli çaputla dolaşıp, sağa sola kara çalanlardan olmayacağız.Herşey bitiyor ama elinde isli çaputla dolaşanların başkalarına çaldığı karanın, aslında kendi yüzlerine bıraktığı o ‘ayıp iz’ kaybolmuyor.

Lütfü TÜRKKAN lutfuturkkan@internethaber.com

Kocaeli’nde de siyaset son dönemece girdi bu hafta.

11 Nisan pazartesi akşam saat 17.00 ye kadar, aday listelerini teslim edecek tüm siyasi partiler.

Aday adaylarının kendi içlerindeki son yarışı diyebiliriz bu birkaç gün için.

Hoş yarış bitmez. Listelerin açıklandığı andan itibaren bir dahaki döneme ait yarışın başladığını göreceğiz.

Kartlar yeniden karılacak.

Bir dahaki seçim öncesi, bu kartlar yeniden dağıtılana dek, yeni bir yarış cereyan edecek.

Yarış, rekabet, siyasetin fitratında var.

Siyasetin olmazsa olmazı.

Aslolan bu rekabetin, seviyeyi muhafaza ederek cereyan etmesi.

Aynı siyasi parti içindeki arkadaşların, geçmişte kader birliği yapmış kişilerin rekabeti bu.

İnsanın nefsine mağlup olmadan bu yarışı sürdürmesi, kendine yakışan.

Aday olabilmek için, daha iyi bir sırada yer alabilmek için, gemileri yakmamak gerek.

Rekabet ettiğin arkadaşının tekrar yüzüne bakabilmeyi becerebilmek gerek.

Bu yarış esnasında garipliklere de rastlanmıyor değil.

İl kongrelerinde birbirleri hakkında söylemediğini bırakmayanların, hatta gemiyi azıya alıp birbirlerini ’hain’ ilan edecek kadar kendini kaybedenlerin, bu adaylık sürecinde can ciğer kuzu sarması olup, kaderlerini birbirlerinin geleceğine bağlayanları görmek ise, düşündürücü olduğu kadar, komik kaçıyor bazen.

Benim de bu yarışın içinde bulunmam, daha fazla değerlendirme yapmama engel.

Başta İktidar Partisi olmak üzere, diğer partilerde cereyen eden öyle olaylar duyuyorum ki, hayret etmeden geçemiyorum.

Aslında biraz daha tevekkül sahibi olmak, bütün bunlardan kurtulmak için yeterli.

Hayırın da, şerrin de Allah’tan geldiğine inanırız biz.

Herşey Allah’tan diye bitiririz çoğu zaman konuşmalarımızı.

Bu meselede de hasıl olacak olan sonuç Allah’tan.

Bazen hayır bildiğimiz şeylerin aslında şerre, şer bildiğimiz şeylerin de hayıra dalalet ettiğine az mı rastladık?

Biz üzerimize düşeni tabii ki yapacağız.

Kendimizi ifade edecek her türlü imkanı sonuna kadar kullanacağız.

Ama sonuç almak için, elinde isli çaputla dolaşıp, sağa sola kara çalanlardan olmayacağız.

Herşey bitiyor ama elinde isli çaputla dolaşanların başkalarına çaldığı karanın, aslında kendi yüzlerine bıraktığı o ‘ayıp iz’ kaybolmuyor.

Listelerin açıklanması öncesi, adaylarla alakalı da bazı düşünce ve temennilerde bulunmak isterim.

Bu bir teamül değil, biliyorum.

Bu belki siyasetin kendi dinamikleri ile de çelişkili.

Ama aynı şehirde yaşıyor olmak, bu şehirin güzelliklerine de çirkinliklerine de bizatihi tanık olmak, bu kanaatimi sizlerle paylaşabilmem için en büyük sebebim.

Partiler, kendi kanaatleri, kendi stratejileri doğrultusunda listelerini belirlerler. Buna bir başka partiye mensup birinin müdahil olması ne mümkün, ne de doğal.

Ama dedim ya, benimkisi bir temenni sadece.

Siyaset için değil, yaşadığım şehir için.

Her aday tabii ki çok değerli, her aday tabii ki farklı özellikler sahip.

Ben bir Kocaelili olarak, kendi partim MHP listesinde Av Hilal Elmas’ı, CHP listesinde Hikmet Erenkaya’yı, AKP listesinde Fikri Işık’ı, seçilebilecek sıralarda aday görmek isterim.

Erenkaya ve Işık’ın, şehirimiz için önemli katkı yapan isimler olduğuna şehadet ederim.

Şehirimizde yaşayanların henüz tanımadığı Av. Hilal Elmas, 26 yaşında genç bir hanım. Şehrimizde avukatlık yapıyor.

Genç yaşına rağmen, olgun, basiret ve cesaret sahibi bir hanım olan Hilal Elmas’ın, siyasete ve şehrimize çok ciddi katkı yapacağına inanıyorum.

Haftaya görüştüğümüzde, listeler kesinleşmiş olur.

Takke düşer, kel görünür.

Biz de o gün mevcut duruma uygun değerlendirmemizi yapar ve bir süre, seçim bitene dek,  sizden izin isteriz.