Tak şak paşa Doğan Güreş kimdir neden öldü?
Abone olGenelkurmay eski Başkanlarından Doğan Güreş yaşamını yitirdi peki efsane haline gelen 'tak şak paşa' hikayesi nereden geliyor, Güreş kimdi?
Genelkurmay eski başkanlarından Doğan Güreş'i Türkiye
'tak şak' paşa lakabıyla zihnine yerleştirdi. Peki Doğan Güreş
kimdir, 'tak şak paşa' lakabını nasıl aldı, yaşamını yitirmesine
sebep olan hastalığı neydi?
Emekli Orgeneral Güreş'in tedavi gördüğü Ankara GATA'da hayatını
kaybetti. Doğan Güreş bir süredir rahatsızlığı sebebiyle tedavi
görüyordu.
DOĞAN GÜREŞ KİMDİR?
1945 yılında Kuleli Askeri Lisesi'nden mezun olan Doğan Güreş, 1947
yılında Nakliye (Ulaştırma) Asteğmen rütbesi ile Harp Okulu'nu
bitirdi. Doğan Güreş, 1949 yılında Ulaştırma Sınıf Okulu'nu bitirdi
ve Muhtelif karargâh ve birliklerde Kısım Amirliği, Bakım
Subaylığı, Takım ve Bölük Komutanlığı yaptı. 1963 yılında girdiği
Harp Akademisi'ni 1965 yılında bitirerek Kurmay olan Güreş, 1973
yılına kadar çeşitli karargâh ve birliklerde, Atina'da görev
yaptı.
1973 yılında Tuğgeneral, 1977 yılında Tümgeneral, 1981 yılında
Korgeneral, 1985 yılında Orgeneralliğe yükselen Doğan Güreş,
Genelkurmay Personel Başkanlığı ve 3. Kolordu Komutanlığı
görevlerinde bulundu. Orgeneral rütbesinde Harp Akademileri
Komutanlığı ve 1. Ordu Komutanlığı yapan Doğan Güreş, 23 Ağustos
1989 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na, 4 Aralık 1990
tarihinde Genelkurmay Başkanlığı görevine atandı.
TAK ŞAK LAKABI
30 Ağustos 1994 tarihinde emekliye ayrılan Doğan Güreş, geride 'tak
şak paşa' lakabını bıraktı. Bu lakap gazetelere verdiği bir
demeçten kalmıştı.
Tansu Çiller başbakan koltuğuna
oturduktan sonra, 1994 yılında PKK'yı ileri düzeyde zayıflatacak
büyük bir atılım gerçekleştirecek ve bu atılım PKK'nın belinin
kırılmasıyla sonuçlanacaktı. Operasyonun ardındaki kilit isim ise
Genelkurmay Başkanı Güreş idi. O zamanlar bir gazeteye yansıyan ve
Doğan Güreş'e atfedilen 'Tak emrediyor, şak
yapıyorum' demecinde Genelkurmay Başkanı'nın, Başbakan
Çiller'le ilişkilerinin düzeyi anlatılıyordu.
Habere göre, İngiltere Genelkurmay Başkanı'nın 'Kadın
Başbakanınız emir veriyor mu?' biçimindeki sorusuna cevap
veren Doğan Güreş "Ne demek rahat emir verebiliyor mu? Tak
diye emir veriyor ben de şak diye selamı çakıp emri
uyguluyorum" demişti. Güreş daha sonra haberin yanlış
yansıdığını söylese bile adı 'Tak—şak Paşa'ya
çıkmıştı bile. Genelkurmay eski Başkanı bundan sonraki özel
demeçlerinde Başbakan Tansu Çiller'i 'Kararlı ve cesur bir kadın'
olarak niteleyecekti.
DYP'DEN SİYASİ DENEME
Tansu Çiller döneminde olan Genelkurmay başkanlığı görevinden emekli olunca Doğan Güreş, DYP'den politikaya atılmıştı. 20 ve 21. dönemde Kilis Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görev yapan Doğan Güreş, bugün yaşama veda etti.
NASIL BİR GENELKURMAY BAŞKANIYDI?
Genelkurmay Başkanı Org. Necip Torumtay'ın istifasıyla boşalan
Genelkurmay Başkanlığı'na atandıktan hemen sonra yaptığı açıklaması
herkesin dikkatini çekmişti, o zaman. Tarih; 1990 yılının son
günleri... Körfez Krizi devam etmektedir ve gazeteciler sürekli
Genelkurmay Başkanı'ndan değerlendirme almak istemektedirler. İşte
böyle bir ortamda Güreş, konuyla ilgili sorulara 'Bundan
sonra herşey siyasi otoritenin elindedir. Beni ilgilendiren birşey
olamaz. Muhatabınız da Milli Savunma Bakanı'dır'
diyordu.
Artısı da vardı;
Özal'ın 1992 yılında Köşk'te verdiği resepsiyonda HEP kökenli SHP
milletvekilleri Sırrı Sakık ve Orhan Doğan'la görüşen Org. Güreş,
görüşme sırasında 'Güneydoğu politikasının değiştirileceğini,
demokrasi ve insan haklarına dayalı, baskı ve şiddetten uzak bir
politika izleneceğini' söyledi. Ardından yaptığı açıklamalarda da
Sovyetler'in artık bir tehlike olmaktan çıktığını belirtiyor ve
'Ordu'nun sayıca azaltılacağını ve ateş gücü ile hareket
yeteneğinin artırılacağını' vurguluyordu.
Güreş'in 'asker' yüzü yine o günlerde
kendisini gösteriyor, Nevruz olaylarının değerlendirildiği 1992
Nisan'ın da Doğan Güreş, Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Hatip
Dicle ile Leyla Zana'nın dokunulmazlıklarının kaldırılmasını
istiyordu. Aynı şekilde Genelkurmay Başkanlığı'nın Milli Savunma
Bakanlığına bağlanmasıyla ilgili tartışmalara ise, kendinden önceki
ve sonraki Genelkurmay Başkanlarının tutumlarına paralel olarak
'Genelkurmay'ın MSB'ye bağlanması halinde Genelkurmay Başkanı'nın,
Bakan'ın genel konulardan sorumlu müşaviri ve karargah subayı
durumuna düşeceğini, bu durumun da TSK'nın geleneklerine aykırı
olduğunu' kaydedecekti.
Genelkurmay Başkanı iken, 24 Ocak 1993'te bir faili meçhul cinayete
kurban olan gazeteci Uğur Mumcu'nun katlinden 5 gün sonra Anayasa
Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden'i ziyareti dikkat çekmişti.
Mumcu'nun sağlığında Genelkurmay çevrelerine yakınlığı ve Org.
Doğan Güreş'le özel bir dostluğu olması da ziyarete farklı bir
anlam kazandırmıştı. Ancak Güreş bunları daha baştan yalanlamış ve
'Ziyaretin çok önceden planlanmış bir ziyaret olduğunu ve başka bir
anlam taşımadığını' ifade etmişti.
Aynı yılın mart ayı başlarında Londra'da Kraliyet Savunma
Enstitüsü'nde konuşan Güreş bu kez farklı mesajlar veriyordu; "Her
ülkede olduğu gibi Türkiye'de de dini akımlar vardır ancak bunlar
azınlıktadır". Türkiye'nin Kürt sorunu bulunmayıp Güneydoğu
meselesi olduğunu belirten Güreş, 'PKK dağdan inmezse biz
indiririz. Federasyon olursa bu millet bizi öldürür, Kızılay'a
inemeyiz' görüşünü de taşıyordu.