Tahriklere kapılmış olsaydık...
Abone olBaşbakan Erdoğan, “3 gün Dolma Bahçe Camisi işgal altında. 3 gün oradan operasyonlarını yönettiler. Biz bu tahriklere kapılmış olsaydık Alla...
Başbakan Erdoğan, “3 gün Dolma Bahçe Camisi işgal altında. 3 gün
oradan operasyonlarını yönettiler. Biz bu tahriklere kapılmış
olsaydık Allah muhafaza bu ülkede çok tehlikeli şeyleri
yaşayabilirdi” dedi.
TBMM’de partisinin grubunda partililere ve milletvekillerine
yönelik yaptığı konuşmada Gezi Parkı gösterilerine değinen Başbakan
Erdoğan, “Gösteriler başladığı andan itibaren gerek içerideki bazı
medya kuruluşları, gerek uluslararası bazı medya kuruluşları ve
sosyal medya çok kapsamlı bir dezenformasyon kampanyası
başlatmıştı. AK Parti’ye gönül verenler, vermeyenler meydanlarda
yakmadılar, yıkmadılar, demokratik haklarını özgürlük noktasındaki
istismarları yasaların kendilerine tanıdığı o alanlarda dile
getirdiler. Sizde bir şey mi söyleyeceksiniz? Gelin bu meydanlarda
söyleyin. Şiddet hiçbir zaman zaferin müjdecisi değildir, şiddet
iter, ötekileştirir. Şiddete başvuranlar he zaman kaybetmeye
mahkumdur. Siz eğer dürüstlükten yanaysanız, demokrasiden
yanaysanız demokrasinin kuralları bellidir. Gelirsiniz bunu yasal
çerçeve içinde anlatırsınız ve seçim zamanı gelince sandıktan
neticeyi alırsınız. AK Parti’nin yaptığı budur, diğerlerini de buna
davet ediyoruz” diye konuştu.
“BU MİLLET BU KAMPANYAYI YUTMADI”
Türk milletinin yapılan çirkin kampanyayı yutmadığını söyleyen
Başbakan Erdoğan, “Çok açık söylüyorum, bu millet bu kampanyaları
yutmadı. Millet neyin ne olduğunu, kimin nerede durduğunu, kimin ne
yapmak istediğini gördü, her zaman haklının yanında yerini aldı. Bu
gösterileri kışkırtanlar, yönlendirenler milleti
etkileyemeyeceklerini, kandıramayacaklarını biliyorlardı. Aslında
başından itibaren uluslararası çevrelere seslendiler, bu çevreler
halkın arkalarından gelmeyeceğini çok iyi biliyordu. Uluslararası
medyayı ve uluslararası çevreleri muhatap aldılar. Türkçe yerine
İngilizce yazı yazmayı, konuşmayı seçtiler. Bu gösterilere
katılanlar çok farklı katmanlardan oluşuyorlardı. Farklı
gerekçelerle sokağa çıkıyorlardı. Biz hiçbir zaman halkın
tepkilerine sırtını dönen bir hükümet olmadık. 10.5 yıl boyunca her
bir ferdin taleplerini derisinin rengine, diline, inancına,
kazancına bakmadan dikkate aldık. Yüzde 100’ün hükümeti olmak için
hassasiyet gösterdik” şeklinde konuştu.
“SEN HANGİ İKTİDARA KONUŞUYORSUN”
Bazı grupların hükümet yetkilileri ile yaptıkları görüşme
sonrasında yaptıkları açıklamaları eleştiren Erdoğan, şunları
söyledi:
“Bu gösterilerin içinde gezi parkı ağaç ve çevre hassasiyeti ile
yer alanlar var, onları samimi buldum. Onları diğerlerinden ayrı
tutmak suretiyle söylediklerine kulak verdik, kabul ettiğimiz
temsilcilerini dinledim, Bakanlar Kurulu’nda bu kadar zaman
geçirmedik, onlara zaman ayırdık. Bunların yanında samimi
olmayanlar da vardı, dürüst değillerdi. Nitekim Başbakan
Yardımcımızla yaptıkları görüşmeden sonra dışarıya çıkıp adeta
yeniçerinin isyancı grupları gibi ‘Valiyi görevden alacaksın, şunu
görevden alacaksın, bunu görevden alacaksın’ gibi ültimatom
sallayanlar vardı, sen hangi iktidara konuşuyorsun yahu. Kalkıp ta
bazı yazılı veya görsel medyada olanlar bu tiplere haddini
bildirdi. Bundan daha büyük haddini bilmemezlik olur mu? Haddini
bileceksin, bilmem ne platformuymuş, ne platformu olursan ol.
Milletin vermiş olduğu bir yetki var. Bu yetkiyi bu iktidar
kullanamaz duruma gelirse o zaman zaten bittik demektir.
Brezilyadaki oynanan oyununda aynı şekilde, aynı merkezden düğmeye
basılmak suretiyle yapıldığına inanıyorum. Brezilya’da IMF’ye olan
borçlarını ödemiş durumda. Başından itibaren faiz lobisi dedim,
birilerini bu hoplattı. Niye rahatsız oluyorsunuz? Yazılı görsel
ulusal ve uluslararası medya burada nedenli nasıl görevler
üstlendiğini hep gördük, bunların hepsinin kayıtları var.”
"ASLA İKTİDAR OLAMAYACAKLAR"
Gezi Parkı olayları ile ilgili bazı siyasi partileri eleştiren
Başbakan Erdoğan, “CHP; legal, illegal fark etmez, takıldı onların
peşine onlarla beraber yürüyor. Bunlar asla iktidar olamayacaklar.
Bu olayların arkasına saklanıp, kaos çıkartıp hükümeti yıpratmak
istediler. Adı parti, parti teşkilatının içerisine ne kadar
terörist gruplardan kişi varsa hepsi oraya hücum ettiler. Polis
arkalarından girdi. İçeride ne var, ne yok ki? Silahtan tut ta
döner bıçaklarına varıncaya, molotof kokteyllerine varıncaya kadar
her şey var. Böyle bir parti teşkilatı olabilir mi? Şimdi ne oldu
‘polis parti teşkilatının içine girdi.’ Onlar normal bir parti
çalışması içindeyken olan şeyler değil, oy meydanda Vandalizmi
temsil edenler oraya kaçınca polis oraya girdi. Aynı şey Divan Otel
içinde geçerli, dünyaya kendilerini şöyle takdim ediyorlar,
diyorlar ki, ‘otele polis saldırdı’ Durup dururken otele polis
saldırmadı, o meydanlarda polisle çatışanlar odaya sığındılar,
oranın sahipleri de onları bir güzel ev sahipliği yaptı, onun
peşinde polis oraya girdi. Yasalarda yataklık etmek de suçtur. Bu
bir yataklık etme suçudur aynı zamanda” diye konuştu.
“GEZİ PARKINA MÜDAHALE İÇİN KEYFİNİZİ Mİ BEKLEYECEKTİK”
Bazı ülkelerin, liderlerin bu operasyonlar içinden kendi
hesaplarını görme telaşı içine girdiklerini söyleyen Erdoğan, “Daha
ilk günlerde ‘mesele Gezi Parkı değil, hala anlamadın mı?’
diyenlerle birlikte oldular. Meselenin aslında bir hesap görme
meselesi olduğunu itiraf etiler. ‘Başbakan çok sert, öfkeli’
diyorlar, ‘alttan alsın, görmesin, duymasın’ diyorlar. Onlar
başından beri senaryoyu bunun üzerine kuruyorlar. Ağacı
gösteriyorlar ama yağmalamayı gizliyorlar. Türk Bayrağı’nı
gösteriyorlar ama yakılan Türk bayrağını kaçırıyorlar. ‘Mustafa
Kemalin askerleriyiz’ diyorlar ama yakılan bayrağımızı ve bunun
yanında da özellikle Atatürk anıtında, Taksim Meydanı’nda
teröristlerle Atatürk’ün yan yana, bayrağımızın yan yana
resimlerini görmemezlikten geliyorlar. Neredesin CHP, niye
indirmediniz, ulusalcılar neredesiniz, niye indirmediniz? AKM işgal
altındayken orada asılan pankartlarda paçavralarda teröristlerin
posterleri vardı. Başbakan’a hakaret içeren paçavralar vardı.
Günlerce orada asılı kaldı, ne oldu CHP’ye müdahale etti mi,
ulusalcılar müdahale etti mi? Kuzey Afrika’dan döndüm bunlar hala
duruyorlardı, İçişleri Bakanıma ‘burayı temizleyeceksin, meydan
temizlenecek, anıt temizlenecek, ardından da gezi parkını bu
işgalcilerden temizleyeceksin’ dedim. Bu Gezi Parkı’ndan tüm millet
istifade eder, belli bir grup gelip orayı işgal edemez. İşgal varsa
devlete düşen işgali kaldırıp parkı halka açmaktır. 24 saat içinde
AKM, anıt, meydan temizlendi, 1 gün sonra gezi parkı temizlendi.
‘Gezi parkına şafak harekatı uygun değildi’ dediler, ne olacaktı
keyfinizi mi bekleyecektik” şeklinde konuştu.
“BUNLARIN DERDİ ORTALIĞI KARIŞTIRMAK”
Kendisi ile görüşmeye gelenler olduğunu belirten ve görüşme
esnasında neler söylediğini açıklayan Erdoğan, “Yargının bir kararı
var, yargının bu kararı olduğu sürece siz zaten burada işlem
yapamazsınız. Niye bu gençleri böyle burada tutuyorsunuz, buna
gerek var mı? Halkoylaması yapılacak, tabii ki belediye yapacak.
İçlerinden çoğunluğu ‘çok güzel’ dedi, ‘gidin o zaman çözün’ dedim,
ne dediler biliyor musunuz, ‘ama bizim yetkimiz yok’ dediler. Niye
geldiniz buraya. Hem yetkimiz yok diyorsunuz, hem buraya
geliyorsunuz. Bunları anlamak mümkün değil. Bunların derdi başka.
Dert, ortalığı karıştırmak. Bizim huzursuzluğumuz neydi, neyimiz
vardı bizim? Coşkulu bir mayıs ayı yaşarken siz ne istiyorsunuz,
yapılmayan ne? Sağlıksa ücretsiz sağlık, üniversitelerde harç
tamamen kaldırıldı, geldiğimizde 45 lira burs alıyordunuz, 480 lira
burs alıyorsunuz beslenme ile birlikte. El insaf. Bizde üniversite
öğrencisi olduk, ama biz böyle imkan görmedik. Biz yaşamadık.
Yaşamadıklarımızı gençliğimize yaşatmak istiyoruz, şu yaşananlara
bakın. Bir yerlerin oyununa geliyor, gençlerimize sesleniyorum,
kullanılmayın, bu oyuna gelmeyin. Gerçek manada yapacağınız bir şey
varsa STK’larla bunu yapın. 30 yaşında seçilme hakkına sahiptin ey
genç kardeşim, 25 yaşına seçilme hakkını getiren iktidar biziz.
Seçme yaşı bu ülkede 18. 18 yaşın seçme ve seçilme yaşı olması
çalışmasını yaptırıyorum. Bu ülkenin ana muhalefeti ‘18 yaş olur mu
yahu’ diyorlar, biz diyoruz ki, zor olan seçmektir. Bunun dünyada
örnekleri var. Avrupa’nın birçok ülkesinde var. Bütün bunlar
burularda uygulanırken benim ülkemde niye uygulanmasın. Biz
gençlerle beraber yürüdük ve yürüyoruz, gençlerimizle beraber
geleceğe yürüyeceğiz” ifadelerini kullandı.
“DOLMABAHÇE CAMİSİ’NDEN 3 GÜN BOYUNCA OPERASYONLARI YÖNETTİLER”
İstanbul’da Dolmabahçe Camisi’nde yaşanan olayları anlatan Erdoğan,
“İçinde içki içilen camiyi gizliyorlar. 3 gün Dolma Bahçe Camisi
işgal altında. 3 gün oradan operasyonlarını yönettiler. Biz bu
tahriklere kapılmış olsaydık Allah muhafaza bu ülkede çok tehlikeli
şeyleri yaşayabilirdi. Gezi Parkında namaz kılanları gösteriliyor,
yanında bebeğe ile birlikte şiddete maruz kalan başı kapalı kadını
gizliyorlar. Polise nasıl 30-40 kişinin çullandığını gördünüz. Niye
bunları söylemiyorsunuz. Polisimin de yanlışları vardır, yanlışları
olanlarla ilgili bakanlığım gerekli çalışmaları yapıyor. Şiddete
uğrayan polisimizdir, kayaları, taş parçalarını atıyorlar, o sadece
kalkanı ile duruyor. Güya esprili sloganları gösteriyorlar,
duvarları yazdıkları hakaret içerikli yazıları göstermiyorlar. Gece
yarılarına kadar tencere tava dinlettiler millete, siz nasıl
çevrecisiniz. Çevreciliğin içinde gürültü, görüntü kirliliği
yoktur. Onlar polise şiddet uygulayacak biz görmeyeceğiz, yok böyle
bir şey. Zahide Nine’ye ahlaksızca para teklif edecekler biz bunu
görmezden geleceğiz öyle mi? ‘Müftünün karısıyım’ diye çıkacaklar,
ahlaksızlık yapacaklar görmezden geleceğiz öyle mi? Bize oy veren
21.5 milyon ‘kömürcü, makarnacı’ diye anılacak, biz bunu sineye
çekeceğiz öyle mi? Böyle bir dünya yok” açıklamasında bulundu.
(İHA)