Taha Akyol Demirtaş'ı fena yakaladı
Abone olTaha Akyol, bugünkü yazısında 'Dolmabahçe mutabakatını Erdoğan bozdu' diyen Demirtaş'ı zor durumda bırakacak ayrıntıları paylaştı.
Hürriyet gazetesi yazarı Taha Akyol, Dolmabahçe
mutabakatını ilk gün PKK'nın nasıl bozduğunu yazdı. KCK üyesi
Mustafa Karasu'nun ortak metnin okunduğu 28 Şubat ve ertesi günü
süreci sabote eden açıklamalarını köşesine taşıdı.
PKK terörünün tırmanmasıyla birlikte çözüm sürecinin bittiği yorumları yapılıyor. HDP kanadı ısrarla Erdoğan'ı süreci sabote etmekle suçluyor.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Radikal'de Ezgi Başaran'a verdiği mülakatta, esas sebebin "Dolmabahçe mutabakatının bozulması" olduğunu söylemişti. Demirtaş'a göre, Erdoğan Dolmabahçe mutabakatını bozmasaydı, Kandil silah bırakma kongresini toplayacaktı...
Peki bu iddialar doğru mu? Tartışmalara katılan Yazar Taha Akyol, bugünkü yazısında HDP'nin hiç bahsetmediği Dolmabahçe polemiğinde gözden kaçırılan bir ayrıntıyı böyle aktardı:
PKK eylemleri 2015'te zirve yaptı Jandarma Genel Komutanlığı'nın terör olayları istatistikleri, Çözüm Süreci'nin olumlu atmosferinin bölücü örgüt PKK'nın eylemlerini azaltmak yerine artırdığını gösterdi. Bölücü örgüt, 2015 yılının ilk 7 ayında jandarma mücavir alanında 832 terör eylemi yaptı. Ayrıntılar için tıklayın |
MUTABAKATI PKK BOZDU
"Kandil en başından beri Öcalan'a ikiyüzlü davrandı, çözüm
sürecini sürekli hırpaladı, sonunda sabote etti. Dolmabahçe
mutabakatının açıklandığı 28 Şubat 2015 günü Kandil'de Mustafa
Karasu'nun ANF'ye yaptığı açıklama şöyledir:
"PKK kongresini yapıp silah bırakma kararı alacak
biçimindeki yaklaşımlar demagojidir."
Hemen ertesi günü KCK adına yine Mustafa Karasu'nun şu sözleri
yayınlandı:
"Hiç kimsenin PKK adına silah bırakmasından, PKK'nın kongre
yapıp silah bırakma kararı alacağından söz etmesi mümkün değildir.
Hiç kimsenin üzerinde böyle bir vazife yoktur!" (Özgür
Gündem, 1 Mart) Bu sözlerle Kandil Öcalan'a bile meydan
okuyordu.
SEÇİM SONRASI SİLAHLANMA ÇAĞRILARI
Demirtaş'ın Dolmabahçe mutabakatını Cumhurbaşkanı'nın 21 Mart'taki
açıklamalarının bozduğu yolundaki sözleri doğru olsa bile süreci
esas sabote edenin Kandil olduğu açıktır. 7 Haziran seçimlerinden
sonra PKK'nın silahlanma çağrıları yaptığı da unutulmamalıdır.
Bu tablo karşısında ve ülkede temsili demokrasi ve düzeye
gelmişken, HDP'nin terörü mazur gösterircesine tek taraflı olarak
iktidarı suçlaması, Kandil'e tek kınama yapmaması esef vericidir.
HDP'den bir kişi de çıkıp "Cumhurbaşkanı ve hükümet şu yanlışları
yaptı fakat PKK'nın tekrar şiddete, kan ve ölüme yönelmesini
kınıyoruz" demedi, diyemedi!"
SİLAH BIRAKMAK İÇİN ÖLDÜREN BİR ÖRGÜTÜN AÇIKLI
HİKAYESİ
Çözüm sürecini yakından takip eden isimlerden biri olan Türkiye gazetesi yazarı Yıldıray Oğur, Demirtaş'ın açıklamalarını yorumladı ve PKK'nın çözüm sürecinde neler yaptığını çok uzun bir yazıyla anlattı. işte o yazıdan bir bölüm:
"KCK'nın başına şahin Bayık geldi. 9 Eylül’de de KCK,
“Çatışmasızlık içinde geçen dokuz ay, savaş ortamında yapılamayan
askerî nitelikteki çalışmaların yapılmasıyla geçirilmiştir.
Türkiye'nin demokratikleşmesi konusunda hiçbir adım atılmamıştır.
Demokratik siyasetin önünün açılması açısından tüm KCK
tutuklularının serbest bırakılıp terörle mücadele yasasının ortadan
kaldırılması bile gerçekleşmemiştir” diyerek çekilmeyi durdurduğunu
açıkladı.
Peki hükümet ne yaptı? 30 Eylül’de Demokratikleşme Paketi’ni
açıkladı.
PKK cevaben ne yaptı peki? Şehirlerde milis güçler olarak YDGH’yi
örgütledi, şehirlerde mahkemeler kurdu, vergi toplamaya, adam
kaçırmaya başladı.
Yine Demirtaş’ın hiç bahsetmediği Haziran 2014’te AK Parti
Diyarbakır’da çözüm süreci için çalıştay yaparak süreci yeniden
canlandırdı. Temmuz 2014’te çözüm süreci için Meclis’ten yasa
geçirip, süreci hukuki bir zemine oturttu.
PKK’ysa bu arada Rojava Devrimi ve AKP’yi Nusracı ilan etmekle
meşguldü. Barış süreciyle ilgili hiçbir adım atmadılar. Kendi
kamuoylarını barışa değil, Rojava'da da savaşa hazırladılar.
Gençleri askere almayı artırdılar. Yaylalarda gerillayla gençleri
ağaç dikme gibi bahanelerle buluşturan festivaller düzenlemeye
başladılar. Çocukları bu festivallerle dağa giden anneler
Diyarbakır’da oturma eylemi başlattı, Demirtaş onlara satılmış
dedi, belediye ekipleri refüje kovaladı."