Tacizci enişteye 15 yıl hapis
Abone ol11 yaşındaki yeğenini dövüp taciz eden 39 yaşındaki sanık, mahkeme heyetinin kararı duyunca sinir krizleri geçirtti!
Adana'da ilköğretim öğrencisi 11 yaşındaki Y.Ç.'yi dövüp
cinsel istismarda bulunduğu iddiası ile yargılanan eniştesi 39
yaşındaki Selahattin Kurum, Adana 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki
davada oy çokluğuyla 15 yıl hapis cezasına mahkum
edildi.
Duruşmada, mahkeme başkanı ise ‘cinsel istismar’ suçunu içeren maddenin yazılışında teknik bir hatanın söz konusu olduğunu savunup sanığa daha az ceza verilmesi gerektiğini belirterek karşı oy kullandı.
Mersin'in Anamur İlçesi'nde mobilyacılık yapan 41 yaşındaki D.Ç., ikinci eşi 35 yaşındaki N.Ç.'nin evde kalmasını istemediği, ilk eşinden olan oğlu Y.Ç.'yi Adana'nın Aydınlar Mahallesi'nde oturan annesi 67 yaşındaki Hatice Ç.'nin evine bıraktı. D.Ç., öğrenimine devam etmesi için de oğlunu Saimbeyli İlçesi'ndeki Pansiyonlu İlköğretim Okulu'na yazdırdı. Baba D.Ç. ilköğretim 2'nci sınıfa giden oğlu Y.Ç.'yi ziyaret için 2006'nın eylül ayında Adana'ya geldi. Oğlunun sol gözü ile alnının şiş olduğunu görünce şoke oldu. Küçük Y.Ç., eniştesi Selahattin Kurum'un, kendisine iç çamaşırlarını çıkartıp cinsel tacizde bulunduğunu söylemesi üzerine baba Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Tutuklanan ve hakkında 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle Adana 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılan Kurum, 18 Ocak 2007'de 6 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Yargıtay, sanığa ‘küçük çocuğun beden ve ruh sağlığını bozduğu’ iddiasıyla daha fazla ceza verilmesini isteyerek kararı bozdu. Yeniden yargılanan Kurum, karar duruşmasında suçlamayı kabul etmedi.
OY ÇOKLUĞUYLA 15 YIL HAPİS
Mahkeme üyeleri, daha önce 6 yıl hapse mahkum edilen Kurum'un bu cezasını, ‘vücuda organ sokmak suretiyle 15 yaşından küçüğe karşı zorla cinsel istismar’ suçundan 8 yıla, eylemini şiddet uygulayarak gerçekleştirdiği iddiasıyla 1/2 oranında arttırılıp 12 yıla, eylemi sırasında küçük Y.Ç.'nin beden ve ruh bütünlüğünü bozduğu gerekçesiyle 15 yıla yükseltti.
Bu karara Mahkeme Başkanı Süleyman Köse karşı oy kullandı. Köse, karşı oyla ilgili görüşünde, doktor raporunda Y.Ç.'de fiili livata bulgularına rastlanmaması, ifadelerinin çelişkili olması nedeniyle sanık Kurum'un hangi eylemi gerçekleştirdiğinin şüpheli kaldığını, ‘şüpheden sanık faydalanır’ prensibi gereğince sanığın ‘basit cinsel istismar’ suçundan TCK’nın 103/1-4 maddelerine göre yaklaşık 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılması gerektiğini belirtirken, ceza maddesinin yazılışında da teknik bir hata olduğu görüşü ile uzun bir gerekçe yazdı.
Maddenin yazılışında hata iddiası
Mahkeme Başkanı Süleyman Köse, karşı oy gerekçesinde, cinsel istismar suçunu içeren maddenin yazılışında teknik bir hatanın söz konusu olduğunu iddia ederek şöyle dedi:
“... Yine TCK’nın 103’üncü maddesine göre kanaatimizce cinsel istismar suçunun iki şekli söz konusudur. Birincisi maddenin birinci fıkrasında belirtilen vücuda herhangi bir organ ya da cisim sokmaksızın gerçekleştirilen cinsel tatmine yönelik öpme, dokunma, sevme vs. gibi eylemlerdir. İkincisi ise kanunun 27’nci fıkrasında belirtilen vücuda organ ya da cisim sokmak suretiyle gerçekleştirilen eylem içindir. Bu eylemin de cinsel amaçlı olması gerekir. Maddenin 6’ıncı fıkrasındaki hal madde metninde de açıkça belirtildiği üzere ’suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde... cezasına hükmolunur’ denmektedir. Burada kanaatimizce iki suç tipinin söz konusu olması, maddenin bu fıkrasının uygulanmasının ikinci fıkrada belirtilen suç tipi ile ilgili olduğu görüşündeyiz. Bunun aksine düşünce aynı türde daha basit bir eylemden dolayı daha fazla cezanın söz konusu olması gibi bir sonuç doğuracaktır. Örneğin 12 yaşındaki çocuğun vücuduna organ sokmak suretiyle cinsel istismar suçundan 8 yıl gibi bir ceza söz konusu olacağından aksi düşüncede aynı yaştaki çocuğa karşı öpme gibi bir eylemden dolayı 103/1 maddesinin 103/6’ncı madde ile birlikte uygulandığında en az 15 yıl ceza söz konusu olacağından daha basit bir eyleme daha fazla bir ceza ortaya çıkmaktadır. Bunu şuna benzetmekte mümkündür. Adam öldürmeye teşebbüs suçundan müebbet ceza verilmekte, adam öldürmek suçundan 10 yıl ceza vermek gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür. Kanaatimizce kanun koyucunun amacı da bu değildir. Ancak, maddenin yazılışında bir teknik hata söz konusudur. Bu konuda kanaatimizce yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun bir karar alması durumunda bu hususun düzeltileceği kanaatindeyim. Yukarıda değinildiği üzere sanığın eyleminin küçük yaşta çocuğa karşı zorla basit cinsel istismar suçundan kanunun 103/1-4 maddesine göre cezalandırılması gerektiği görüşü ile sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.”
TCK’nın 103’üncü maddesi ne diyor?
‘Çocukların cinsel istismarı’yla ilgili TCK’nın 103’üncü maddesi şöyle:
(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) (Değişik fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./12.mad) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Duruşmada, mahkeme başkanı ise ‘cinsel istismar’ suçunu içeren maddenin yazılışında teknik bir hatanın söz konusu olduğunu savunup sanığa daha az ceza verilmesi gerektiğini belirterek karşı oy kullandı.
Mersin'in Anamur İlçesi'nde mobilyacılık yapan 41 yaşındaki D.Ç., ikinci eşi 35 yaşındaki N.Ç.'nin evde kalmasını istemediği, ilk eşinden olan oğlu Y.Ç.'yi Adana'nın Aydınlar Mahallesi'nde oturan annesi 67 yaşındaki Hatice Ç.'nin evine bıraktı. D.Ç., öğrenimine devam etmesi için de oğlunu Saimbeyli İlçesi'ndeki Pansiyonlu İlköğretim Okulu'na yazdırdı. Baba D.Ç. ilköğretim 2'nci sınıfa giden oğlu Y.Ç.'yi ziyaret için 2006'nın eylül ayında Adana'ya geldi. Oğlunun sol gözü ile alnının şiş olduğunu görünce şoke oldu. Küçük Y.Ç., eniştesi Selahattin Kurum'un, kendisine iç çamaşırlarını çıkartıp cinsel tacizde bulunduğunu söylemesi üzerine baba Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Tutuklanan ve hakkında 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle Adana 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılan Kurum, 18 Ocak 2007'de 6 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Yargıtay, sanığa ‘küçük çocuğun beden ve ruh sağlığını bozduğu’ iddiasıyla daha fazla ceza verilmesini isteyerek kararı bozdu. Yeniden yargılanan Kurum, karar duruşmasında suçlamayı kabul etmedi.
OY ÇOKLUĞUYLA 15 YIL HAPİS
Mahkeme üyeleri, daha önce 6 yıl hapse mahkum edilen Kurum'un bu cezasını, ‘vücuda organ sokmak suretiyle 15 yaşından küçüğe karşı zorla cinsel istismar’ suçundan 8 yıla, eylemini şiddet uygulayarak gerçekleştirdiği iddiasıyla 1/2 oranında arttırılıp 12 yıla, eylemi sırasında küçük Y.Ç.'nin beden ve ruh bütünlüğünü bozduğu gerekçesiyle 15 yıla yükseltti.
Bu karara Mahkeme Başkanı Süleyman Köse karşı oy kullandı. Köse, karşı oyla ilgili görüşünde, doktor raporunda Y.Ç.'de fiili livata bulgularına rastlanmaması, ifadelerinin çelişkili olması nedeniyle sanık Kurum'un hangi eylemi gerçekleştirdiğinin şüpheli kaldığını, ‘şüpheden sanık faydalanır’ prensibi gereğince sanığın ‘basit cinsel istismar’ suçundan TCK’nın 103/1-4 maddelerine göre yaklaşık 12 yıl hapis cezası ile cezalandırılması gerektiğini belirtirken, ceza maddesinin yazılışında da teknik bir hata olduğu görüşü ile uzun bir gerekçe yazdı.
Maddenin yazılışında hata iddiası
Mahkeme Başkanı Süleyman Köse, karşı oy gerekçesinde, cinsel istismar suçunu içeren maddenin yazılışında teknik bir hatanın söz konusu olduğunu iddia ederek şöyle dedi:
“... Yine TCK’nın 103’üncü maddesine göre kanaatimizce cinsel istismar suçunun iki şekli söz konusudur. Birincisi maddenin birinci fıkrasında belirtilen vücuda herhangi bir organ ya da cisim sokmaksızın gerçekleştirilen cinsel tatmine yönelik öpme, dokunma, sevme vs. gibi eylemlerdir. İkincisi ise kanunun 27’nci fıkrasında belirtilen vücuda organ ya da cisim sokmak suretiyle gerçekleştirilen eylem içindir. Bu eylemin de cinsel amaçlı olması gerekir. Maddenin 6’ıncı fıkrasındaki hal madde metninde de açıkça belirtildiği üzere ’suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde... cezasına hükmolunur’ denmektedir. Burada kanaatimizce iki suç tipinin söz konusu olması, maddenin bu fıkrasının uygulanmasının ikinci fıkrada belirtilen suç tipi ile ilgili olduğu görüşündeyiz. Bunun aksine düşünce aynı türde daha basit bir eylemden dolayı daha fazla cezanın söz konusu olması gibi bir sonuç doğuracaktır. Örneğin 12 yaşındaki çocuğun vücuduna organ sokmak suretiyle cinsel istismar suçundan 8 yıl gibi bir ceza söz konusu olacağından aksi düşüncede aynı yaştaki çocuğa karşı öpme gibi bir eylemden dolayı 103/1 maddesinin 103/6’ncı madde ile birlikte uygulandığında en az 15 yıl ceza söz konusu olacağından daha basit bir eyleme daha fazla bir ceza ortaya çıkmaktadır. Bunu şuna benzetmekte mümkündür. Adam öldürmeye teşebbüs suçundan müebbet ceza verilmekte, adam öldürmek suçundan 10 yıl ceza vermek gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür. Kanaatimizce kanun koyucunun amacı da bu değildir. Ancak, maddenin yazılışında bir teknik hata söz konusudur. Bu konuda kanaatimizce yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun bir karar alması durumunda bu hususun düzeltileceği kanaatindeyim. Yukarıda değinildiği üzere sanığın eyleminin küçük yaşta çocuğa karşı zorla basit cinsel istismar suçundan kanunun 103/1-4 maddesine göre cezalandırılması gerektiği görüşü ile sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.”
TCK’nın 103’üncü maddesi ne diyor?
‘Çocukların cinsel istismarı’yla ilgili TCK’nın 103’üncü maddesi şöyle:
(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) (Değişik fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./12.mad) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.