Tabiplerden kadrolaşma iddiası
Abone olTürk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi 2. Başkanı Metin Bakkalcı, sağlıkta dönüşüm programı kapsamındaki düzenlemeleri eleştirerek, şunları söyledi:
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi 2. Başkanı Metin
Bakkalcı, ''Mevcut hükümet, bilimin, tıbbın ve hukukun
birikimlerini hiçe sayarak kadrolaşmaya çalışıyor'' dedi. Bakkalcı,
TTB Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, son 15
gündür gündeme getirilen yasa, tüzük ve yönetmeliklerin bu alanın
gerçek sahiplerinden ''özenle gizlenerek'' Meclis'e taşınmaya
çalışıldığını söyledi. TTB'nin TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu tarafından kanun maddelerinin görüşülmesi için
davet edilmesinin ''göstermelik bir girişim'' olduğunu savunan
Bakkalcı, ''Biz Sayın Bakanla görüşmek için 1 aydır gerekli
girişimleri yaptık. Ancak yanıt alamadık. Dün öğleden sonra bu
çağrı yapıldı. Biz tabii ki toplantılara katılacağız. Ancak
zihniyet ortadadır'' diye konuştu. -''MECBURİ HİZMETİ GETİRMEK
İSTİYORLAR''- Bakkalcı, ''Sağlık Bakanlığı, sağlıkta dönüşüm
programı çerçevesinde 2.5 yıldır çıkardığı yasa, yönetmelik,
genelge, genel yazı gibi genel hukuka aykırı düzenlemeleri anayasal
bir kuruluş olan ve idarenin keyfiliğinin anayasa ve hukuk devleti
kuralları içinde kalmasını sağlayan Danıştay'ın yürütmeyi durdurma
ve iptal kararlarından kurtarmak ve özel amaçlarını gerçekleştirmek
için bu hukuksuzluğu TBMM'ye taşımaya çalışmaktadır'' dedi. Tıp,
tıpta uzmanlık eğitimi ve tıp sanatlarının uygulanmasına dair temel
kuralları düzenleyen özel kanun olan 1219 sayılı kanun ile buna
bağlı tüzük hükümlerinin de bertaraf edilmeye çalışıldığını ifade
eden Bakkalcı, şunları kaydetti: ''Yeni tasarı ile eğitim
hastanelerinde uzmanlık eğitimini veren klinik şeflerini keyfi
olarak atama yetkisi düzenleniyor. Bu tasarı ile sözleşmeli
çalışanlara başhekim, başhekim yardımcısı, başhemşire olma yolu
açılıyor. Bir kamu hastanesinin başında iş güvencesinden yoksun,
sözleşmeli bir başhekimin olabilmesi, aslında sağlık alanının
kamusal bir hizmet alanı olmaktan nasıl çıkarıldığının da yeni bir
işareti olarak görülmelidir. Tıp ortamının hiçbir kesimi ile
paylaşılmadan, dahası tüm kesimleri yok sayarak, herhangi bir
sistematik yaklaşım içermeyen bir tarzda kadrolaşma, ele geçirme ve
deneme-yanılma yöntemi ile daha dün mutlulukla kaldırdıklarını
söyledikleri mecburi hizmeti yeniden gündeme getirmek
istemektedirler. Bu ülke, mecburi hizmeti 23 yıl yaşadı. Bu, çok
iyi değerlendirilmelidir. Biz etkin bir seferberlik programı
yürütmeye kararlıyız. Buradan da Meclisimize sesleniyoruz, bilimin,
hukukun, adalet duygusunun birikimlerine lütfen özen
gösterin.''