Tabip Odası'ndan hükümete karne
Abone olAntalya Tabip Odası Başkanı Dr. Naci İşoğlu, hükümetin sağlık alanındaki 3 yıllık performansını değerlendirdi. İşoğlu hükümeti sınıfta bıraktı.
Antalya Tabip Odası Başkanı Dr. Naci İşoğlu "Hükümet yaklaşık 3
yıllık sürede birçok alanda, olduğu gibi sağlık alanında da kendi
çıkardıkları yasalara rağmen borçlu bile geçemeyip sınıfta kaldı"
dedi. Türkiye sağlık sisteminin ihmalle oluşturulmuş sorunlarının
hiçbirisinin çözülmediğini belirten Antalya Tabip Odası Başkanı Dr.
İşoğlu , şöyle konuştu: " Üçüncü yılını doldurmak üzere olan AKP
Hükümeti her fırsatta sağlık alanına özel bir önem verdiğini ve çok
önemli değişimleri gerçekleştirdiğini iddia etmektedir. Sağlık ve
hekimlik ortamımızın gerçekleri ise bu sözde özel önem söylemlerini
hiçbir şekilde doğrulamıyor. Üç yıldır "sağlık reformu"
yürüttüklerini iddia edenler hastane enfeksiyonlarını önlemek için
gerekli tedbirleri ancak bu enfeksiyonlar salgın halini aldıktan
sonra düşünebilmektedirler. Sağlık “reformu”nun üçüncü yılında
ülkemizin başkentinde bir yandan bilboardlarda dışardan ithal
edilen son teknolojilerin reklamları yapılırken diğer yandan kolera
vakaları görülüyor. İktidara geldiklerinde 12 Eylül askeri
yönetiminin ürünü mecburi hizmeti “memnuniyetle” kaldırmakla
övünenler iki yıl sonra çareyi bu söylediklerini unutup hekimleri
diplomalarını rehin alarak onları çalışmaya zorlamakta buluyorlar.
SSK, Sağlık Bakanlığı, özel hastane ayrımını kaldırdıklarını;
vatandaşların bütün hastanelerden serbestçe yararlanmaya
başladıklarını iddia edenler şimdilerde özel hastanelerin "kazları
bulduk, tüyleri yolalım" havasına girdiklerini ifade edip bundan
şikâyet ediyorlar. En yoksul vatandaşlarımızın yararlandıkları
Yeşil Kartın kapsamını genişlettiklerinin propagandasını yapanlar
bugünlerde Yeşil Kartlı hastaları “tilkilik” le suçluyorlar.
Yıllardır Türkiye’ de hekim açığı olmadığını söyleyenler şimdilerde
yeni tıp fakülteleri açma çalışmalarına hız veriyorlar. "Hekim
seçme özgürlüğü" aldatmacasıyla Aile Hekimliği pilot uygulamasına
başlayanlar hekimlere hiçbir "seçme özgürlüğü" tanımıyor; aile
hekimi olmayı kabul etmeyenleri sürgünle tehdit ediyorlar. Geçmişte
kamu sağlık ocağı, hastane yapmakla övünen siyasi yetkililerin
yerini kamu hastanelerini haraç mezat satmayı meziyet sanan
yöneticiler alıyor. Hükümetin bütün pembe propagandalarına rağmen
Türkiye sağlık sisteminin ihmalle oluşturulmuş sorunlarının
hiçbirisi çözülmüş değil. Sağlıkta “Dönüşüm” Programı’nın asıl
hedefinin sağlığı piyasalaştırmak/ ticarileştirmek/ özelleştirmek
daha büyük bir kâr alanı içeren pazar oluşturmak olduğu bugün bütün
çıplaklığıyla görülebiliyor. Bu değerlendirmeler ile birlikte;
1-“Sağlıkta Dönüşüm”: Finansman yapısı ek vergi anlamında primlerle
oluşturulan sigorta fonuna (Genel Sağlık Sigortasına); sağlık
hizmeti prim ve katkı payının satın alabileceği hizmet paketine
(temel teminat paketi),sağlık temel bir hak olmaktan çıkartılıp
satın alınması gereken bir mal, meta durumuna , hastalar müşteriye,
sağlık kurumları işletmeye, hekim-hasta ilişkisi yerini tüccar
müşteri ilişkisine, mesleki dayanışma yerine acımasız vahşi
koşullardaki rekabete, etkinlik, verimlilik yerine daha fazla kar
anlayışına, etik, mesleki, bilimsel değerler yerine ticaret ve
dokunsan da suç dokunmasan da suç anlayışına dayalı karmaşık her
türlü yoruma açık ceza hukukuna (TCK) , istihdam biçiminin iş
güvencesiz ve mesleki bağımsızlığı tehdit eden Kamu Personel Kanunu
Tasarısı Taslağı ile sözleşmeli personel uygulamasına bırakıldığı
açıkça ortadadır. Sonuç olarak; “Meslek onurumuz, iş güvencemiz,
ücretimiz ve sağlık hakkı” için, "özel bir dönemi birlikte yaşama
çağrısı" ile uzunca bir süredir sürdürdüğümüz faaliyetlerin ne
kadar anlamlı olduğu ortadadır. Her şeyin ticarileştirildiği
dünyamızda, insanı önceleyen bu çabalarımızın; geniş çerçevede; her
türlü soruna yerel ve merkezi önem veren, anında güçlü yerel ve
merkezi reflekslerle, güçlü teknik hazırlıklara ve bilgiye dayalı
etkin müzakere süreçleriyle, bilimsel alternatif ülke gerçeklerine
uygun yaklaşımlara dayalı, kararlı, sonuç almaya dönük mücadele ve
paylaşım programları ile umudumuzu hep birlikte çoğaltacağımıza
inanıyoruz." Kaynak: www.sagliginsesi.com