Suudi Arabistan'ın kurnaz planına bakın! O ülkeyle...
Abone olSuudi Arabistan'ın son dönemde art arda Iraklı Şii liderleri ağırlaması, "İran nüfuzunu kırma ve Irak'ı ait olduğu Arap coğrafyasına geri döndürme" amaçlı yeni stratejisinin bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Suudi Arabistan'ın Irak ile yakınlaşması Ortadoğu
uzmanları tarafından değerlendirildi. iran gücünün yıkılmak
istediği iddia edildi.
Arap dünyasından siyasi uzmanlar, Bağdat yönetiminin geçen yıl, "ülkenin iç işlerine karıştığı gerekçesiyle" Suudi Arabistan Büyükelçisi Samir es-Sebhan'ın değiştirilmesini talep etmesiyle başlayan gerginliğin, Riyad yönetiminin uygulamaya koyduğu yeni stratejiyle aşılabileceğini, ancak bunun için Körfez, Arap ülkeleri ve ABD'nin desteğine ihtiyaç olduğunu düşünüyor.
SADR ZİYARETİNİN ALTINDA NE YATIYOR?
Iraklı siyasi analist İyad ed-Dıleymi, son bir buçuk ayda Irak
Başbakanı Haydar el-İbadi, İçişleri Bakanı Kasım Muhammed el-Araci
ve ardından Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr'ın Riyad'a
gerçekleştirdiği ziyaretlerin taşıdığı mesajları AA muhabirine
değerlendirdi.
Suudi Arabistan'ın Irak'la yakınlaşma stratejisinin mayıs ayında
Riyad'da düzenlenen "ABD-Arap Zirvesi"nde şekillendiğine dikkati
çeken Dıleymi, "Washington, Arap ülkelerinden İbadi
hükümetiyle yakınlaşmasını istedi. Bu zirveden kısa süre sonra da
Bağdat'ın pek çok Arap bakan tarafından ziyaret edildiğini gördük.
Arap ve İslam dünyasında ağırlığı olan Suudi Arabistan da İbadi,
Araci ve Sadr'ı Riyad'da ağırladı." dedi.
SUUD STRATEJİSİNİN BAŞARI İHTİMALİ
Dıleymi, "ABD, Arapları, Irak'la yakınlaşma ve İran'ın
bu ülkedeki varlık ve nüfuzuna paralel bir etkiye sahip olma
konusunda zorladı. ABD'nin bu zorlamasının yanı sıra Suudi
Arabistan da Arap Şiileri çevreleyip İran'ın etki alanından
uzaklaştırmaya çalışıyor." değerlendirmesinde
bulunurken, Riyad yönetiminin bu stratejide başarılı olma
ihtimaliyle ilgili şunları söyledi:
"Suud yönetimi, Irak'ta siyasi ya da askeri açıdan
İran'ın sahip olduğu varlık ve nüfuza sahip değil. Bu nedenle bazı
durumlar göz önüne alınmazsa bu stratejinin başarılı olacağını
düşünmüyorum. Suud'un Arap Şiileri kendi tarafına çekebilmesi için
gözetmesi gereken durumların başında, her alanda Irak'taki
varlığını güçlendirmesi gelmektedir. Bu da kolay olacağa
benzemiyor. Üstelik bu, Suudi Arabistan'ın tek başına
gerçekleştirebileceği bir şey değil. Burada Arapların ortak hareket
etmesi ayrıca ABD'nin Irak'taki Arap varlığına ortam hazırlaması
gerekiyor."
SUUDİ ARABİSTAN'IN IRAK'LA YAKINLAŞMA STRATEJİSİ
Suudi Arabistan'ın uzun yıllar Irak'tan uzak kaldığını
vurgulayan Dıleymi, "İran'ın 14 yıllık işgal ve nüfuz
kurma politikasından sonra Suudi Arabistan'ın sahaya dönmesi için
çok büyük bir mesaiye ihtiyaç var. İlk adım olarak da Suudi
Arabistan, Körfez ve Arap ülkelerinin, siyasi alanda varlığı olacak
güçlü bir Sünni blok kurmaları geliyor. Suudi Arabistan, önceden
izlediği yöntemleri kullanarak Iraklı Şiileri kendi tarafına
çekmekte ısrar ederse başarılı olacağını sanmıyorum."
yorumunu yaptı.
IRAK'TA İRAN KARŞITI BLOK
Lübnanlı yazar Hazim Sağıye ise El-Hayat gazetesinde yayımlanan "İran ve Irak Şiileri Arasında" başlıklı yazısında, Irak Şiileri arasında önde gelen 4 ismin, ülkedeki ezici İran etkisinden hoşnut olmadığı ve İran dışında başka bir ülkenin nüfuzuna karşı çıkmayacakları tezini savundu.
Sağıye, İran nüfuzuna karşı çıkan 4 kişinin, Başbakan İbadi, Kum'daki Şii mercilerin kendisi için engel teşkil edeceğini bilen Şii Merci Ali Hüseyni es-Sistani ile Irak'taki Arap Şiilerle köklü bağları olan iki aileyi temsil eden Sadr ve Ammar el-Hekim olduğunu öne sürdü. Sağıye, Sadr'ın 11 yıl sonra ilk defa Suudi Arabistan'a gerçekleştirdiği ziyaretin bu bağlamda okunması gerektiğini belirtti.
SADRIN ZİYARETİNİN TAŞIDIĞI MESAJLAR
Irak asıllı İngiliz gazeteci-yazar Mina el-Ureybi de "Sadr'ın Suudi Arabistan'da kabulü: Önemli mesajlar" başlıklı yazısında, ziyaretle Arap ülkelerine "Irak'ın Arap coğrafyasının dışında bırakılmasının akıllıca olmadığı" mesajının verildiğini belirtti. Ureybi, "Suudi Arabistan siyasi ağırlığıyla Irak'a yakınlaşıyorsa diğerlerinin de benzer adımlar atması gerekir. Halihazırda Arap ülkeleri üzerinde bunun etkisi görülmeye başladı, zira Mısır yönetimi Dışişleri Bakanı Samih Şükri'yi geçen ay Bağdat'a gönderdi." ifadelerini kullandı.
Ureybi, Irak'ın terör örgütü DEAŞ'tan temizlenmesinden sonraki
sürecin ülkenin ve bölgenin geleceğini belirleyeceğini, Irak'ın
terör grupları ile İran nüfuzunu kontrol altına alması ve Irak Kürt
Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) ayrılmaması yönünde olgun bir politika
izlemesi durumunda, terörün ve İran hegemonyasının karşısına güçlü
bir Arap ülkesinin çıkma ihtimali olduğunu vurguladı.
"Sadr'ın ziyaretinin en önemli mesajı, Irak üzerinde
vesayet hakkı olduğuna inanan İran'a yönelikti. Bu, İran'la ittifak
kurmayanların yalnızlığa itilmeyeceği mesajıydı."
diyen Ureybi, Irak'ın Arap dünyasından uzaklaşma döneminin sona
ermesinin her alanda zorunlu hale geldiğini dile getirdi.