Suudi Arabistan Konsolosluğu dinledi mi o ses kayıtları nasıl yapıldı?
Abone olGazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülmesiyle ilgili ses kayıtları yeni bir tartışma başlattı: Türkiye konsolosluğu dinledi mi?. O soruya Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar cevap verdi.
MİLLİ Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD Başkanı Donald
Trump'ın 'dinlemek istemiyorum çok korkunç' dediği
gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan konsolosluğunda
öldürülmesine ilişkin ses kayıtlarının kaynağıyla ilgili
konuştu. Birçok ülke ile paylaşılan ses kayıtlarının,
konsolosluk binasının dinlenmesi yoluyla elde ediliği iddiasını
yalanlayan Hulusi Akar, “Konsolosluğu dinlemek söz konusu
değil. Ses kayıtlarının kaynağını açıklamıyoruz” diye
konuştu. Bakan Akar, cezaevinde bulunan tutuklu gazeteciler için de
"Onlar gazeteci değil. Gazeteci unvanına sahip olabilirler
ama…" ifadelerini kullandı.
VELİAHT PRENS Mİ ÖLDÜRTTÜ?.. Kaşıkçı cinayeti konusunda Türkiye’nin Suudi Veliaht Pren Muhammed Bin Selman’ı sorumlu tutup tutmadığı konusunda açıklama yapmaktan kaçınan Akar, “Şu anda elimizde bazı deliller var ve bunları birçok ülkeyle paylaştık. Savcılığımız olayı her açıdan inceliyor” dedi.
Halifax Uluslararası Güvenlik Forumu için Kanada'ya giden Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi, Türkiye'deki tutuklu gazeteciler, Türkiye'nin Rusya ve Batı ile ilişkileri konularında BBC muhabiri Yalda Hakim'in sorularına verdiği cevaplar şöyle:
- CIA'in, gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın ölüm
emrini Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın verdiği
sonucuna vardığı söyleniyor. Türk hükümeti de böyle mi
düşünüyor?
Bildiğiniz gibi 18 kişi bu işin içinde.
Şimdi onlar Suudi Arabistan'da tutuklular. Türk makamları, bu
zanlıların yargılanmak üzere Türkiye'ye gönderilmesini istedi.
Bildiğiniz gibi elimizde bazı deliller var ve bunları NATO
ülkelerinin bazılarıyla paylaştık. İngiltere, ABD, Kanada, Fransa
ve Almanya gibi…
Delil derken ses kayıtlarını mı
kastediyorsunuz?
Ses kayıtları ve diğer
şeyler.
-Bu ses kayıtları kamuoyuna açıklanacak
mı?
Şu anda hayır. Ama duruma bağlı,
savcılığımızın kontrolünde, gelişmelere bağlı.
- Suudi Arabistan'ın soruşturmasını tatmin edici buluyor musunuz?Biliyorsunuz Suudi Arabistan Savcılığı'ndan şüphelileri Türkiye'ye gönderilmelerini istedik. Kovuşturma açısından bu şahısların suçun işlendiği yer olarak Türkiye'de yargılanması çok daha iyi olur.
- Bunu yapmayacaklarını
biliyorsunuz.
Şimdiye dek bu talebimize bir yanıt
almadık.
- Türkiye, Muhammed bin Selman'ı mı
suçluyor?
Şu anda elimizde bazı deliller var ve
bunları birçok ülkeyle paylaştık. Savcılığımız olayı her açıdan
inceliyor.
- Konsolosluğun dinlenip dinlenmediğine dair pek çok
soru soruluyor. Bu Türkiye açısından sık başvurulan bir uygulama
mı?
Konsolosluğu dinlemek söz konusu değil. Ses
kayıtlarının kaynağını açıklamıyoruz. Bu sizin yorumunuz.
- Bu ses kayıtlarının nasıl elde edildiği çok merak
ediliyor.
Ses kayıtları istihbaratımızın
elinde.
- Birçok kişi Türkiye'nin Cemal Kaşıkçı'yı
savunup onun için adalet peşinde koştuğunu söylüyor.
Türkiye'de bu kadar çok gazeteci tutukluyken bu, samimiyetten
uzak bir yaklaşım değil mi?
Türkiye'de
cezaevlerindeki hiçbir gazetecinin durumu ile Cemal Kaşıkçı olayı
arasında benzerlik yoktur. Hapistekiler kapalı kapılar arkasındaki
faaliyetleri nedeniyle haklarında hazırlanan dosyalar kapsamında
cezaevindeler. Bunların hiçbiri gazetecilik faaliyetlerinden dolayı
cezaevinde değil. Bu asla gerçekçi değil.
- 100'ü aşkın gazetecinin hapiste olduğu haberleri
var. Bu sayı Çin'dekinden fazla.
Onlar gazeteci
değil. Gazeteci unvanına sahip olabilirler ama…
- Peki kanıtınız ne?
Pek çok kanıt
var. Dosyalarına dikkatli bakarsanız ne yaptıklarını,
gazetecilikten ne kastettiklerini anlarsınız.
- Vladimir Putin gibi otokratlar, hatta Muhammed bin
Selman, insanlar hakkında bu tür şeyler
söylüyor.
Türkiye'deki dava dosyalarını
diğerleriyle karıştırmayın. Eğer çok ilgiliyseniz, savcılığa ve
mahkemeye gidip onların ne yaptıklarına dair bilgi
alabilirsiniz.
- Türkiye'de yargının bağımsız olduğunu mu
söylüyorsunuz?
Elbette.
- Kısaca Suriye'ye değinecek olursak, Türkiye
Rusya'nın Suriye'deki eylemlerini, Humus'un ve Halep'in
bombalanmasını eleştirmedi. Rusya'nın sorumlu olduğu tüm bu
eylemlere eleştirel yaklaşmadı.
Mevcut istikrarı
muhafaza etmek için elimizden geleni yapıyoruz. Suriye ve
İdlib'deki tutumumuz budur.
- Türkiye'nin Batı'dan kopmakta olduğuna dair
yorumlara ne diyorsunuz?
Bu yorumların nedenini
anlamıyorum. Bazı ülkelerle sorunlarımız var. Ama bunlar sadece
Batılı ülkeler değil, doğu ülkeleriyle de sorunlarımız var. Bu
sorunları müzakere ederek ortak çözümler bulmaya çalışıyoruz. Ama
öte yandan bazı konular da var ki biz Batı'dan uzaklaşmıyoruz ama
Batı bizi itiyor.