Susması gereken tek unsur silahlar!
Abone olTÜSİAD Başkanı Ümit Boyner, "Türkiye’de bugün susması gereken yegane unsur silahlardır. Bunun yolunu bulmak zorundayız” dedi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit
Boyner “İnancımız odur ki bugünkü gibi zor koşullarda bizim
konuşmamız önem taşır. Konuşmayı sürdürmeliyiz. Türkiye’de bugün
susması gereken yegane unsur silahlardır. Bunun yolunu bulmak
zorundayız” dedi.
İstanbul’da gerçekleştirilen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK)
toplantısında konuşan Boyner, toplumsal birliği sağlayacak
adımların sivil inisiyatif harekete geçirilerek, her kesimden sivil
toplum kuruluşlarıyla birlikte şiddeti kesinkes reddeden bir
platformda ortak çözümler aramaya başlanması gerektiğini söyledi.
Boyner “Şiddete karşı, terörün mantığına karşı yek vücut
direnmeliyiz. Bu direnci duru, net söylemlerimizle, barışçıl
duruşlarla pekiştirmeliyiz. Kısacası hayatlarımızı, geleceğimizi,
dirliğimizi şiddet severlerin eline rehin vermemeliyiz” dedi.
TUTUKLAMALAR ÜZÜCÜ
TÜSİAD Başkanı Boyner “Gelecek vizyonumuzu yitirmenin
sıkıntılarını yaşıyoruz” dedi. Açılım konusuna da değinen
Boyner “Açılımın kötü yönetilmesi, içeriğinin
tanımlanmaması, hayal kırıklığı yaratmış olması ve hatta son
dönemde tutuklamalar, üzücüdür, moral bozucudur” diye
konuştu.
Boyner, ancak bu unsurların hiçbirinin şiddete başvurmayı, terör
yoluyla toplumu bölmeyi, gencecik masum insanların öldürülmesini
meşru kılmayacağını, haklı çıkarmayacağını ifade ederek, şunları
söyledi: “Şiddet siyasetin inkarıdır. Siyaseti yok eder ve herkesi
terörün düşmanlaştırıcı, nefret yayıcı mantığına teslim eder, buna
izin veremeyiz. Türk siyasetinin en büyük zaaflarından biri kritik
dönemlerde diyalog kapılarının kapalı tutulmasıdır. Eski
alışkanlıklara, sıfır toplamlı oyun mantığına teslim olmadan
mutabakat zemini hazırlanması şarttır. Terörle mücadele
kararlılıkla sürmelidir ancak bu mücadele tüm vatandaşların temel
hak ve özgürlüklerinin korunacağı tehlikeli fay hatlarının harekete
geçmemesi için azami dikkatin gösterildiği bir ortamda
yapılmalıdır.”
SÜRECE SEKTE VURULDU
Boyner, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürt açılımının neden
kamuoyundaki ilk destek düzeyini kaybettiğini, giderek ülkedeki
kutuplaşmayı arttırıcı bir nitelik kazandığını da iyice düşünmek
zorundayız. Bir yanıyla, açılımın içeriğinin bir türlü
tanımlanmaması sürece sekte vurdu.”
Boyner, Türkiye’nin istikrarını otoriterlikle değil, laik ve
demotratik bir düzenle sağlayabileceğini ifade etti. Boyner hukuk
konusunda ise, hukukun siyasetin siyasetin uzantısı olarak
görülmesinin de kabul edilebilecek bir durum olmadığını
savundu.