Sürpriz Nazım Hikmet kararı!
Abone olHükümet, Türk dilinin en iyi şairlerinden biri olan dünyaca ünlü yazarımız Nazım Hikmet'le ilgili flaş bir karar imza attı.
Nazım Hikmet'in tek isteği Anadolu'da
bir köy mezarlığına gömülmekti. Oysa gurbette vatan hasretiyle
öldü. Üstelik de Türk vatandaşlığından çıkarılmış
olarak... Türk dilinin en iyi şairi yıllardır Türk
vatandaşı sayılmıyordu. Artık bu utanç bitti. AKP Hükümeti, Nazım
Hikmet'e Türk vatandaşlığını geri veren bir kararname
hazırladı.
VASİYET |
Yoldaşlar.. Nasip olmazsa görmek o günü ölürsem kurtuluştan önce yani, alın götürün Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni. Hele uyarına gelir de tepemde bir de çınar ağacı olursa taş maş da istemez hani.." |
Bugün Bakanlar Kurulu'nda imzaya açılan kararname ile 25 Temmuz 1951 tarihinde vatandaşlıktan çıkarılan Nazım Hikmet tekrar T.C. vatandaşı olacak.
Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek, Nazım Hikmet'e tekrar Türk
vatandaşlığı yolu açan kararnameyi Bakanlar Kurulu toplantısının
ardından açıkladı.
Çiçek, Nazım Hikmet'in Moskova'daki mezarının Türkiye'ye
getirilmesiyle ilgili soruya ise "Bu sadece hükümetin
verebileceği bir karar değil" yanıtını verdi.
Önce ailesinin karar vermesi gerektiğini belirten Çiçek, hükümet
açısından bir sakınca olmadığını söyledi.
Cemil Çiçek şöyle devam etti:
''Eski Türk Ceza Kanunu'nun 141 ve 142. maddesine göre 25 Temmuz
1951'de Türk vatandaşlığından çıkarılmış olan Nazım Hikmet'in
tekrar Türk vatandaşlığına dönmesine imkan veren bir Bakanlar
Kurulu kararı bugün imzaya açılmış ve
tamamlanmıştır. Böylece uzunca bir zamandan beri
Türkiye'de tartışma konusu olan bu konu da ümit ediyoruz ki
gündemden düşmüş olacaktır. Doğru bir iş yapmış olduğumuzu
düşünüyoruz. Esasen Türk vatandaşlığından
çıkarılmasını gerektirecek yasa maddeleri geçmiş dönemlerde ortadan
kaldırılmıştır. Kaldı ki 2002 yılı bütün dünyada UNESCO
tarafından Nazım Hikmet yılı ilan edilmiştir. Tüm
dünya edebiyat çevrelerinde Nazım Hikmet takdir gören, saygı
duyulan bir isim olması asabiyle artık gereği, anlamı kalmamış,
hukuki dayanakları kalmamış bu kararın da ortadan kaldırılması
gerekmekteydi. Dolayısıyla 1951'de alınmış olan bu karar,
bugün Bakanlar Kurulu kararıyla ortadan kaldırılmış
bulunmaktadır.''