Suriye'yi kana bulayan iki kabile!
Abone olEl Nusra & Şebbihalar. Suriye onların dehşetine tanıklık ediyor. Peki kimdir bu El Nusra & Şebbihalar? Vatan Gazetesi'nden Cengizhan Çelik araştırdı.
Kürtler, Nusayriler, Aleviler, Yezidiler, Ortodoks Araplar,
Türkmenler, Ermeniler, Çerkezler ve Sunni Müslümanların bir arada
yaşadığı bir coğrafyayı gözünüzde canlandırın.
Vatan Gazetesi'nden Cengizhan Çelik'in özel haberine
göre Bu coğrafyayı da merkezden totaliter bir edayla (-ki
kimi zaman mafyavari yöntemlerle) yönetmeye çalışan bir diktatörün
olduğunu düşünün.
Üzerine de bölgede çıkarları olan ve sayısı nerdeyse 10’u bulan
ülkeleri ekleyin. Şimdi ortaya çıkan kanlı ve tozlu ülkeye günümüz
Suriye’si diyebiliriz.
SURİYE’Yİ SURİYE GİBİ ANLATAN KİTAP
Suriye’yi bugün yaşananlarla anlamaya çalışmak çok büyük bir hata
olur. Tarihi arka planı, insanının yapısı, yaşadığı devrimler,
ihtilaller, savaşlar, katliamlar...
Bu büyük ülkeyi tanımak için Suriye gibi yazılmış bir kaynağa
ihtiyaç var. Bu ihtiyacın ürünü bir kitap raflarda yerini aldı.
Ayşe Karabat’ın “Suriye Savaşları” kitabı
Suriye’yi Suriye gibi anlatan bir eser olmuş ve bu meseleyi en
azından anlamak isteyenler için bir başucu görevi görüyor. Bu
kitapta Suriye tarihi de var bugün ki iç savaş da...
Biz bu kitaptan yola çıkarak Suriye iç savaşının en korkunç iki
figürünü ele almak istedik.
Suriye’de Sunni Müslümanlarla Nusayri Esad’ın savaşı yok. Vekalet
savaşları var, güç savaşları var, soğuk savaşın tekrar sahnelendiği
bir sahne var ve evrensel nitelikte ilan edilen bir cihat var…
İşte bu ortamda vahşet, kan, katliamlar eksik olmuyor. Bu yazının
konusu da kirli savaşın en korkunç iki figürü;
EL NUSRA VE ŞEBBİHALAR NASIL KATLİAMLAR
YAPIYOR?
NEDEN ÖLDÜRDÜKLERİ KAFALARI KESİYORLAR?
HAZRETİ MUHAMMED'İN DÜNYADA OLDUĞUNA NEDEN
İNANIYORLAR?
DEHŞETE DÜŞÜREN ANALİZİ OKUMAK İÇİN BİR SONRAKİ
SAYFAYI TIKLAYIN
[PAGE]EL NUSRA ÖRGÜTÜ'NÜN AMACI İSLAM
DEVLETİ
“Cihatçılar bir sonraki aşamada toplumumuz ve Arap komşularımız
için ciddi bir tehlike oluşturacaklar” - Dera Askeri Devrim Konseyi
Başkanı Fahd el- Nimah, BBC’ye verdiği demeç
Suriye iç savaşının en önemli aktörü El Kaide’nin Suriye uzantısı Nusret Cephesi veya bilinen bir diğer adıyla El Nusra örgütünü gelin yakından tanıyalım.
Sünni İslam yanlısı aşırı İslamcı mücahit silahlı grup El Nusra Suriye'deki en büyük üçüncü silahlı grup. Nisan 2013'te El Kaide'ye bağlılığını açıkladı.
AMAÇLARI İSLAM DEVLETİ
El Nusra Cephesi Suriye'de Eylül 2011 tarihinde kuruldu ve 25
Ocak 2012’de youtube’a yüklenen bir video ile oluşumlarını ve
amaçlarını dünyaya duyurdu. El Kaide ile ilişkisi olduğu iddia
edilen ve bunu kabul eden Nusret Cephesi bu videoda Batı’dan yarıdm
istemeyi eleştiriyor, Türkiye’yi yeteri kadar İslamcı olmamakla ve
ABD’nin piyonu olmakla itham ediyor. Ayrıca Esad rejiminin
yıkılmasının yalnızca birinci aşama olacağını, mücadelelerinin
Suriye’de Selefi ilkelerine göre hareket eden bir devlet kurmak
olduğunu dile getiriyordu.
Burada bir parantez açmakta fayda var çünkü diğer muhalif
gruplar bu videonun ve örgütün aslında rejim tarafından kara
propaganda için hazırlandığını düşündüler ama yanıldıklarını
birbiri ardına gelen intihar saldırıları ile anladılar. Bugün bile
hala bu iddia yüksek sesle dile getiriliyor.
Nusret cephesi kuruluşunun ardından çok kısa sürede birçok intihar
saldırısı düzenledi ve aralarında sivillerin de olduğu yüzlerce
insanın ölümünden sorumlu. Hatta meşhur istihbarat binası saldırısı
sonrası ölen sivillerden sonra yayınladıkları bir bildiride
“Sivilleri rejimin binalarının yakınlarında bulunmamaları için
uyarmıştık” demişti.
NEDEN KAFA KESİYORLAR?
Çatışmaya girdiğinde yakaladığı askerleri kafalarından vurarak
infaz eden Nusret işbirlikçi olduğunu düşündüğü kişilerin de
kafasını dahi kesiyor. Bu konuyla ilgili korkunç bir iddia da
konuşuluyor. Kendilerine düşman gördükleri rejim yanlısı
Nusayrilerin kafasını kesmelerinin ardında sadece bir hırs yok
inançsal bir nüans yatıyor.
Öyle ki Nusayri inancında reenkarnasyon söz konusu. Nusayriler
öldükten sonra bir insanın 7 defa daha dünyaya geldiğine inanıyor.
Hatta öyle ki Hz. İsa’nın defalarca yeryüzüne geldiği son olarak da
Hz. Muhammed olarak yaşadığına inanıyorlar. Bu inanca göre ölen
insanın ruhu ağızdan çıktığı an hür kalıyor. Ancak kafası kesilen
birinin ruhu ölü bedeninde tutsak kalıyor. Suriye’de yaşanan
vahşeti anlayabilmek için okyanusta bir damla olan bu iddia
vahşetin boyutunu gözler önüne seriyor.
Nusret cephesinin rejim güçleri ile girdiği mücadele yerel unsurlar tarafından da övülüyor. Çünkü cihat merkezli bir düşünce yapısı ile ölmeye ve öldürmeye odaklanan bir grubun savaşı destansı olarak ifade ediliyor.
Rejim yanlılarına verdikleri bu mücadelede korkusuz olmaları ve İslam adına savaştıklarını dile getirmeleri başta Suriye olmak üzere körfez ülkeleri, Türkiye hatta Avrupa’daki radikal İslam unsurlarının takdirini kazanıyor.
Daha gözü kara savaşıyorlar, Irak ve Afganistan’dan savaş tecrübeleri var, daha disiplinli hareket ediyorlar ve bunun gibi birçok nedenden ötürü Suriye’deki en etkin silahlı güç olma noktasındalar.
ÖSO'NUN EL KAİDE'YE İHTİYACI VAR
Council on Foreign Relations adlı düşünce kuruluşunun Ortadoğu
uzmanlarından Ed Husain Ağustos 2012’de El Nusra olarak bilinen
Nusret Cephesi için şunları yazdı;
“Suriyeli isyancılar, El Kaideciler olmasaydı, kendilerini
ölçüsüzce zayıf hissederlerdi. ÖSO’nun tugayları büyük ölçüde
yorgun, bölünmüş ve kaotik! Batı tarafından terk edildiklerini
düşünüyorlar ve Esad’ın güçlü ordusuyla savaşırken büyük ölçüde
demoralize oldular. El Kaide Irak ve Afganistan tecrübesiyle
muhaliflerin moralini yükseltebilir, disiplin, dinden kaynaklanan
bir cevvallik, körfez ülkelerinden para ve her şeyden önemlisi
ölümcül sonuçlar getirebilir. Kısaca ÖSO’nun El Kaide’ye ihtiyacı
var”
TÜRKLER ÖRGÜTE NASIL BAKIYOR?
Reyhanlı saldırısı sonrası ismi telaffuz edilen örgüt için Türk
yetkililer ; “Muhaliflerin dünya genelinde elini zayıflatmak için
İran ve Hizbullah tarafından yönetilen bir yapı olduğunu” dile
getirmiş ve eklemişti
“Yaptıkları ile batı kamuoyunda muhaliflerin elini zayıflatıp, Esad
cephesinin yararına iş yapmaya sebep olduğu pek çok örneğiyle
görülmüş. Üstelik kullandıkları bazı silahların Hizbullah’ın
kullandığı silahlar olduğu da belirlenmiş. El Nusra’nın kalp yeme
gibi görüntüleri yayınlanıp Batı kamuoyu tahrik edildikten sonra da
aniden “kimyasal silahlar bunların eline geçerse felaket olur”
yaygarası başlatılmış. İş o noktaya getirilmiş ki, kimyasalların
Esed’in elinde kalmasına razı bir kamuoyu oluşturulmuş durumda”
Nusret Suriye’deki en etkili ve en radikal cihatçı örgüt. Küresel cihattan söz ediyorlar. Suriye bu küresel cihadın en önemli ayağı. Suriye’de bir İslam Develti amacı için savaşıyorlar. Dini azınlıklara ve mezhepler konusunda kırmızı çizgileri var ve bu durum Suriye’deki muhaliflerin demokratik Suriye fikri ile çelişiyor. Bu da çatışmayı doğruyor.
Suriye iç savaşına katılan Selefi gruplar içerisinde aralarında Türklerin de bulunduğu yabancı savaşçılar olmakla birlikte, ağırlığın Suriyelilerden oluştuğu söylenebilir. Ülke dışından gelen bu insanlar aynı zamanda Irak’ta Saddam’ın, Libya’da Kaddafi’nin devrilmesine destek vermiş uluslararası cihatçı insanlar. Afganistan dağlarından, Irak’a Suriye’ye, Libya’ya gidiyorlar. Çeçenistan’a giden dahi oluyor.
ÖSO - SELEFİ ÇATIŞMASI
ÖSO ve Selfi gruplar bazen işbirliği yapsa da zaman zaman birbirleriyle çatışmaktan da çekinmediler. Silahlı muhalefet ele geçirdiği bölgelerde iktidarını tesis etmek istiyor ve bunun için de gerekirse silahına başvuruyordu. Bunun en somut örneği Türkiye-Suriye sınır kapılarından Cilvegözü’nün karşısındaki Bab el Hava’nın ele geçirilmesinden sonra yaşanmıştı. Kısa süreli çatışmalar yaşasalar da “Düşmanımın düşmanı benim dostumdur” mantığı ile hem Suriye muhalefeti hem de Selefi gruplar Esad rejiminin devrilmesi için elinden geleni ardına koymuyorlar.
ŞEBBİHALAR'IN YAPTIĞI KATLİAMLAR
ADIM ATTIKLARI HER YERDE VAHŞET VE KATLİAM VAR
VÜCUT GELİŞTİRİYORLAR VE ZEKA SEVİYELERİ SIFIR NOKTASINDA
HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN BİR SONRAKİ SAYFAYI TIKLAYIN
[PAGE]ŞEBBİHALAR'IN HİKAYESİ NASIL
BAŞLIYOR?
“Vücutlarını geliştirmek için özel ilaçlar kullanıyorlar. Zekâ
seviyeleri çok düşük, beni anlamaları için onlarla çocuklarla
konuşur gibi konuşuyordum.” - Suriyeli aktivist Dr. Musab
Azzaw
Rejim tarafından desteklenen ve bir ölüm makinesine dönüşen Şebbihaları gelin yakından tanıyalım;
Arapça Hayalet anlamına gelen Şebbiha, Beşşar Esed'e bağlı silahlı, resmi olmayan bir teşkilattır. Şebbiha'nın 1975 yılında Hafız Esed’in yeğeni Nümeyr Esed tarafından kurulduğu zannedilmektedir.. Bundan önce Hafız Esed'e hizmet eden kuruluş, birçok ayaklanmayı kendi yöntemleriyle bastırmıştır.
HİKAYE 1970’DE LÜBNAN SINIRINDA BAŞLIYOR
Şebbihalar 1970’lerin başında Lazikiye’de örgütlenmeye başladı. Aslında, Lazikiye her zaman önemli bir liman ve dolayısıyla önemli bir kaçakçılık merkezi de olmuştur. Osmanlı zamanında Sünnilerin ve Hristiyanların elinde olan kaçakçılık ve liman yönetimi Esad’ın iktidara gelmesiyle yavaş yavaş Nusayri Alevilerin eline geçmeye başladı.
1970’lerde Esad rejimi ithalat tekelini elinde bulunduruyordu ve birçok malın ülkeye girişi yasaktı. Yabancı sigaralar, kot pantolonlar, Coca Cola gibi “emperyalist” mallar bu yasak kapsamına giriyordu.
Ayrıca araba ithalatı da devlet tekelindeydi. O dönem Suriye işgali altındaki Lübnan’daysa bütün bu mallar bulunuyordu. Ayrıca iç savaş yaşayan Lübnan’ın silaha ihtiyacı vardı.
İşte bu yıllarda Lazikiye’de kaçaklık yapan bazı insanlar türedi. Lübnan’dan çaldıkları arabalara binen bu tipler önce Hafız Esad’ın üvey kardeşi İbrahim’in oğlu Malik Esad çevresinde toplanmaya başladılar. Bu kaçakçı grubu o dönemde Mercedes’in ürettiği “Shabahlara” binmeye başladı. Bu araçların büyük bagajları kaçaklık için bulunmaz bir nimetti. Hızlı araba kullanan ve serseri hareketlerde bulunan bu grubun adı zamanla hayalet anlamına gelen “Şebbiha’ya dönüştü. Grubun liderliği de Hafız Esad’ın erkek kardeşi Cemil Esad’ın oğlu Fevzi Esad’a geçti.
KİMDİR BU ŞEBBİHALAR?
Bugün yaşanan iç savaşın en kirli yüzü olarak gösterilen Şebbihalar küçük bir liman kentinde kaçakçılık yapan bir grup olmanın çok ötesinde bir role büründüler zamanla…
Suriye’de Beşşar Esed’e bağlılık yemini eden bu milis üyeleri, aşiretlerden seçiliyor. Şebbiha üyelerinin neredeyse tümü uzun bıyık ve sakal bırakıp saçlarını kazıtıyor ve ordudan atılmış asker ve iç güvenlikçilerden oluşan bir gayri nizami harp örgütü olarak hareket ediyorlar.
Şebbihalar rejim askerlerinin tank ve top ateşiyle vurduğu kentlere saldırıyor. Genelde kamuflaj pantolonlar ve siyah tişörtler giyen Şebbihalar bombardımanın ardından devreye girip köy ve kasabalara şok baskınlar düzenleyip kadın, çocuk demeden insanları katlediyor.
Çete üyelerinin yüzde 80’i Nusayrilerden geriye kalanları ise Suriye’deki diğer etnik unsurların kirli bireylerinden oluşuyor.
Suriyeli muhaliflerin yapmış olduğu propaganda videolarının hemen hemen hepsinde Şebbihaların kullanmış oldduğu orantısız güç ve katliamlar yer alıyor. Sivil, kadın, çocuk ayırt etmeksizin öldürmeye odaklı bir yol izleyen bu milisler çekildikleri şehirlerde arkalarında insanların bakmaya korkacağı katliamlara imza atıyor.
KASLI VÜCUTLARI VAR AMA ZEKÂLARI YOK
Daha önce yaralı Şebbihaları tedavi eden Suriyeli aktivist Dr. Musab Azzaw, Şebbihalar ile ilgili çarpıcı bir tespitte bulunuyor. Dr. Azzaw, Şebbiha üyelerini canavara benzetiyor ve ekliyor; “Kaslı vücutları var. Vücutlarını geliştirmek için özel ilaçlar kullanıyorlar. Zeka seviyeleri çok düşük. Beni anlamaları için onlarla çocuklarla konuşur gibi konuşuyordum.”
BM ŞEBBİHALARIN UTANÇ LİSTESİNE KOYDU
BM yayımladığı bir raporda, Suriye ordusu ve rejime bağlı Şebbiha milislerini, silahlı çatışmalarda çocukları istismar eden ve öldüren ülkelerin ordularının ve silahlı grupların bulunduğu 'utanç listesine' koydu.
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun tarafından hazırlanan 'Silahlı
Çatışmalar ve Çocuklar' konulu son raporda, ilk kez Suriye askeri
güçleri, hükümet güçleri, istihbaratı ve rejime bağlı Şebbiha
milisleri, toplam 52 ülke ve silahlı grubun bulunduğu listeye dahil
edildi. Raporun Suriye ile ilgili bölümünde, “Mart 2011'den bu
yana, Suriye'de çocuklara yönelik çok ciddi ihlallerin yapıldığı ve
çocukların, Suriye askeri güçleri, istihbaratı ve rejime bağlı
Şebbiha milisleri tarafından yapılan askeri operasyonlarda kurban
oldukları” vurgulandı.
Analiz: Cengizhan Çelik
Kaynak: Vatan Gazetesi