Suriye'ye müdahale için dünya ne diyor?

Suriye’ye askeri müdahale uluslararası bir bölünmüşlük yarattı. Çin ve Rusya gibi ülkeler müdahaleye karşıyken ABD ve İngiltere gibi ülkeler müdahale hazırlığı içinde.

Ancak kendini bu iki tarafın dışında konumlandıran ülkeler de var: İtalya, Polonya, Avustralya, Belçika, Almanya.

Kimyasal silah kullanıldığı gerekçesiyle Suriye’ye askeri müdahale isteyen, istemeyen ve müdahaleye mesafeli duran ülkelerin tavrı resmi açıklamalarına şöyle yansıdı.

MÜDAHALENİN DIŞINDA KALACAKLAR

İtalya: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararı olmadan yapılacak tüm müdahaleleri reddediyoruz.

Almanya: Kimyasal silah kullanımı bir tabunun yıkılmasıdır ve sonuçları olacaktır. Kullanım kanıtlandığında net bir uluslararası cevap vermek gerekli. Birleşmiş Milletler’i kimyasal silah kullanımına karşı ortak bir tavır almaya davet ediyoruz.

Belçika: Böyle bir müdahale için henüz ikna olmuş değiliz. Öncelikle kimyasal kullanımına dair geniş bilgi sahibi olmamız gerekir.

Avustralya: Tercihimiz Birleşmiş Milletler çatısında bir eylemden yanadır.

Polonya: Yapılacak müdahalenin işlenen suçları sonlandıracağına inanmıyoruz.

MÜDAHALE YANLISI ÜLKELER

Suudi Arabistan: Suriye rejimine karşı ciddi bir eylem olmalı.

ABD: Kimyasal silahın kullanımı kabul edilemez. Bu silahları masum insanlar üzerinde kullananlar bedelini ödemelidir. Müdahale etmeye hazırız.

Fransa: Masum sivilleri kimyasal silahla öldürenleri cezalandırmak için hazırız.

İngiltere: Kimyasal silah kullananlara uluslararası bir tepki vermek gerekir. Birleşmiş Milletler’in önemli rollerinden biri de budur. Bu kabul edilemez eyleme karşılık verilmesi gerektiğinde hemfikiriz.

MÜDAHALEYE KARŞI ÜLKELER

İran: Eğer ABD Suriye’nin kırmızı çizgilerini ihlal ederse, bu Beyaz Saray için ağır sonuçlar doğurur. Bu müdahale Ortadoğu için de çok tehlikelidir.

Çin: Olası müdahale kararı sorumsuz ve tehlikeli olur. Suriye’deki sorunu çözmenin tek yolu politik eylemden geçer.

Rusya: Askeri müdahale için gerekçeler yaratmak Suriye’de yeni sorunlar yaratır. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın tümü için de tehlikeli sonuçlar doğurur.

(Bianet)