Suriyelilerin suç oranları oldukça düşük topluma uyumları yüksek...

Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı, nefret söyleminin son derece bulaşıcı olduğunu ve Suriyeliler ilgili neden bu kadar çok nefret söyleminin olduğunu anlayabilmek için medyada nasıl temsil edildiklerine bakmak gerektiğini söyledi.

Özellikle son günlerde sosyal medyada Suriyelilere karşı artan nefret söylemiyle ilgili açıklamalarda bulunan Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilüfer Narlı, Suriyelilerin suça karışma oranları düşük olduğunu ve medyaya bu konuda önemli görevler düştüğünü belirtti. 2013 yılının başından 2015 yılının sonuna kadar ulusal ve yerel medyada Suriyelilerle ilgili haberler üzerine içerik analizi yaptıklarını aktaran Narlı, "Bu araştırmada karşıma çıkan sonuçlara göre 5 bin 500 haber içinde Suriyelilerin tehdit olduğu mesajını veren yaklaşık yüzde 10 bir oranda haberle karşılaştık. Suriyelileri tehdit olarak gösteren haberlerde 'Suriyeli kadınların Türkiye'de yuvaları dağıtması', Suriyeli kadınların yüksek doğurgan olması', 'Suriyeli erkeklerin Türk kadınlarını taciz etmesi' ve 'Suriyelilerin suç işleme eğilimi gibi yazılarla gördük.Medyada Suriyelilerle ilgili negatif haberler yer almasına rağmen ayrıca empati üzerine, sorunlara çözüm öneren bakış açısı da vardı" dedi.

"TOPLUM SURİYELİLERİ SORUN OLARAK GÖRÜYOR"

Fakat sosyal medyada Suriyelilerle ilgili olumsuz haberlerin daha yaygın olduğunu ve kontrolsüz bir şekilde iletildiğini gördüklerini vurgulayan Narlı,"İstanbul, Gaziantep ve Şanlıurfa'da saha çalışmaları yapıyoruz,insanlarla konuştuğumuz zaman insanlar Suriyelileri sorun olarak görüyor. Önce misafir, din kardeşiydi şimdi sorun olarak görüyorlar.Suriyelilerin birçok insanın işini elinden aldığını düşünüyorlar. Suriyelilerin vergiden muaf dükkan açtığını düşünüyorlar. Bunlara baktığımızda Suriyelilerle ilgili çok sayıda asılsız haber sosyal medyada dolaşıyor. Son 1 yılda Suriyelilerle ilgili asılsız, tehdit olarak gören haberlerin sosyal medyada daha fazla dolaştığını gördük. Suriyelilerle Türklerin karşı karşıya geldiği mahalle çatışmaları da arttı" diye konuştu.

"LİDERLERİN SURİYELİLERLE İLGİLİ DOĞRU AÇIKLAMALARI YAPMASI LAZIM"

Yerel ve ulusal medyanın bu konuda son derece sorumlu davranması, nefret söyleminin ateşini düşürmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Narlı,"Fakat bu da yeterli değil, liderlerden Suriyelilerle ilgili açıklamalara ihtiyaç var. Eylül'de okullar açılacak, öğretmenlere yönelik çalışmalar yapılabilir. Nefret söylemiyle mücadele etmenin en önemli yolu kaynaştırma programlarıdır. Projeler, çocukların oyunları, kadınların, gençlerin katılabileceği festivaller bu tür aktiviteler hızlandırılması lazım" ifadelerini kullandı.  

"SURİYELİLERLE İLGİLİ HABERLERDE İNSAN HAKLARI PERSPEKTİFİNE İHTİYAÇ VAR"

Kadın ve çocukların çok mağdur edildiğini vurgulayan  Prof. Dr. Narlı, "Kadın ve çocuklar araştırmamızda şunu gördük yaklaşık 5 bin 500 haberden 900 tane haberin yüzde 15'i Suriyeli kadınların karşılaştığı şiddet, aile için şiddet ve cinsel şiddet ile ilgili. Yalnız medya tamamen negatif değil. Suriyeli kadınların sosyal cinsiyet temelli sorunlarına insani perspektiften yaklaşan. çözüm üretmeye çalışan çok sayıda haber de var. Bide onları 'kurban' olarak gösteren haberlerde var. Bu da onları pasif, hiç bir şeyi yapamaz, gibi duruyor ve olumsuz haberlerdir bunlar. Suriyelilerle ilgili haberlerde insan hakları perspektifine ihtiyaç var" açıklamalarında bulundu.

"SURİYELİLER TOPLUMLA ENTEGRE OLABİLMEK İÇİN ELLERİNDEN GELENİ YAPIYOR"

İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu'nun Suriyelilerle ilgili yaptığı açıklamanın çok önemli olduğunu fakat daha fazla açıklamaya ihtiyaç duyulduğunu aktaran Prof. Dr. Narlı, "Çünkü Suriyelileri sürekli suç işleme potansiyeli olan insanlar olarak görme algısı var toplumda. Soylu'nun 1.32 sayısını vermesi çok güzel oldu. Bizde gözlem yapıyoruz Suriyelilerin suça karışma oranları düşük. Suriyeliler toplumla entegre olabilmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Çok zor koşullarda yaşıyorlar. Ama siyasilerden daha fazla açıklama duymaya ihtiyacımız var" diyerek sözlerini tamamladı.