Suriyeliler Reyhanlı'yı böyle terkediyor
Abone olReyhanlı'da ev kiralayan Suriyeliler de patlamaların ardından oluşan gerginlik nedeniyle dönüyor.
Reyhanlı'da ise enkaz kaldırma çalışmalarına başlandı,
ama bölge sakinleri can ve mal kaybı nedeniyle çok öfkeli. Suriyeli
doktor Necip El Haldal ve ailesi saldırıdan iki gün sonra evden
dışarı çıkmadı.
BBC muhabiri Wyre Davies, Reyhanlı saldırısı sonrası ilçede nabız tuttu. Suriye'den Türkiye'ye kaçan Dr. Necip El Hadal ile görüştü.
Reyhanlı'daki bombalı saldırının üzerinden üç gün geçti. Türkiye, Suriye rejimini suçlamaya devam etmekle beraber saldırıyı kimin gerçekleştirdiği hâlâ bilinmiyor.
Bazıları bunun acısını bölgedeki binlerce Suriyeli mültecilerden
çıkarıyor. Oysa bombalama olayından önce onlara kucak
açmışlardı.
Doktor Necip El Hadal altı ay önce Suriye sınırını geçip Türkiye'ye
geldiğinde, Suriye'deki korkunç iç savaş hikayelerini dinlemiş
insanlar tarafından hoşgörüyle karşılanmıştı.
ALACAKARANLIKTA KAÇIŞ Suriyeli aileler, sabah gün doğarken temin ettiği kamyonetlere eşyalarını yükleyip, kendileri de bu araçlara binerek Reyhanlı'yı terk ediyor. Birkaç ay komşuluk yaptıkları Reyhanlılılar ile gözyaşları arasında kucaklaşan Suriyelilerin beraberlerinde çok sayıda ekmek götürmesi dikkat çekti. Ölümden kaçarak geldikleri Türkiye'de de barınma şanslarının kalmadığını belirten Suriyeliler, "Savaştan kaçıp Türkiye'ye geldik. Ama bu patlayan bomba bizim aklımızı başımıza getirdi. Ölüm, her yerde karşımıza çıkıyor. Madem ki öleceğiz, bari kendi ülkemizde ölelim. Türkiye bize sahip çıktı. Başbakan Erdoğan'a ve Türk halkına teşekkür ediyoruz" diye konuştu. |
Doktor Necip, eşi İsmihan ve beş çocukları, Esad rejimine bağlı
askerlerin kasıtlı olarak yıktığı İdlib'deki evlerinden kaçıp
kurtuldukları için şanslıydılar.
ESAD'IN ASKERLERİ BAŞIMA ÖDÜL KOYDU
Dr Necip, "Yaralıları tedavi ettiğimi bildikleri için
benden kurtulmaya çalışıyorlardı. Başıma ödül koymuşlardı"
diyor.
Hadal ailesi Reyhanlı'daki sade evlerine yerleşmiş. Ürolog Dr Necip
ile jinekolog eşi İsmihan, Suriyeli mültecileri ve kısmen bölge
halkını tedavi eden yerel kliniklerde işe başlamış.
İKİ GÜN ÖNCE HER ŞEY DEĞİŞTİ
Cumartesi günü Reyhanlı merkezinde iki araca yerleştirilmiş
bombaların neden olduğu iki büyük patlama oldu. Çoğu Türk olmak
üzere 46 kişi öldü. Aralarında Suriyeli mülteciler de vardı.
Türkiye saldırıdan Esad hükümetinin ajanlarını sorumlu tuttu. Şam
suçlamaları reddetti. Türkiye her ne kadar Suriye savaşının içine
çekilmeyeceğini ilan ettiyse de iki eski yakın müttefik arasındaki
karşılıklı suçlamalar tehlikeli bir düzeye ulaştı.
Bu bombalama olayı Suriyeli mültecileri bazı yeni ve acı
gerçeklerle yüz yüze getirdi.
Cumartesi günü bombaların hemen ardından oluşan kaos
ortamında Dr Necip arabasıyla yaralıları yakındaki hastanelere
taşıyordu.
SURİYE PLAKALI ARACA SALDIRI
Br ara yaralıyla birlikte hastanenin acil bölümüne girip
tedavi uyguladıktan sonra döndüğünde arabasını saldırıya uğramış
bir halde buldu. Çünkü arabası Suriye plakası
taşıyordu.
Reyhanlı halkının çoğu Suriye'de zor durumda olan Esad
muhaliflerinin acısını paylaşmakla birlikte, bazıları da
Türkiye'nin sınır kasabalarına fazla sayıda mülteci gelmesinin
sorunları da beraberinde getirdiğine inanıyor.
SURİYELİLER AZALDI
Bugün Reyhanlı merkezinde çok az sayıda Suriyeli vardı. Suriyeli
olduğu tespit edilen bir kişinin hemen etrafı çevrildi,
tartaklandı, itikip kakıldı, bağırış çağırışlara hedef oldu. Adam
kaçıp kurtuldu.
Reyhanlı halkı öfkesinde haklı. Kasaba yıkıntı halinde; yüzlerce
işyeri yıkıldı ya da hasar gördü. Can kaybının acısının azalması
ise uzun zaman alacak.
REYHANLI HALKI HERKESE KIZGIN
Reyhanlı halkı herkesi suçluyor; Esad muhaliflerine yardım
ve destek verdiği için kendi hükümetlerini, istemeden Reyhanlı'yı
Esad ajanlarının hedefi haline getiren binlerce Suriyeli mülteciyi,
hükümetin Suriye politikasını eleştirmekten korkmakla itham edilen
medyayı.
Kasaba meydanında yıkıntıyı görüntülemek istediğimizde yerli halk
bizi itip kakarak durdurmaya çalıştı.
"Hepiniz buraya geliyor ve yalanlarınızı
yayıyorsunuz" diye bağırdı bir kişi. Cumartesi günkü
patlamaların sağırlaştırdığı kulaklar, bölgeyi filme çekmemize izin
verilmesi ricalarımı duymadı bile.
Oralarda durmanın bir anlamı yoktu. Şiddet kullanılmamıştı ama bu
ilçe sakinleri öfkeliydi, şüpheliler de 'olağan olanlardı.'
HERKES ACI ÇEKİYOR
Dr Necip ve ailesi olayların yatışmasını ve birkaç hafta önceki
güven duygusunun yeniden tesis olmasını ümit ediyor.
"Olay üzerine herkese dışarı çıkmamalarını, fazla ortada
görünmemelerini söyledim. İki gündür dışarı çıkmadık"
diyor doktor Necip.
Eşi araya giriyor: "Dökülen kan hem Türk hem Suriye kanı.
Bunları ayıramazsınız. Herkes acı çekiyor."
Saldırıyı kim yaptıysa tarihsel ve ticari bağları olan ve bir arada
yaşayan bu iki halk arasına kasıtlı olarak husumet sokmaya çalışmış
ve başarmış.
Türkiye hükümetinin bu saldırıya nasıl cevap vereceği büyük önem
taşıyor.
Başbakan Erdoğan Türkiye'nin Suriye savaşının ya da bölgesel savaş
ihtimalinin içine çekilmeyeceğini sürekli tekrarlıyor. Fakat Esad
muhaliflerini destekleme ya da savaştan kaçan binlerce mülteciyi
barındırma taahhüdünden vazgeçmesi de pek olası görünmüyor.
Doktor Necip ve ailesi Suriye rejiminden kaçabildiği için
şanslıydı.
Bir gün vatanlarına geri döneceklerini biliyorlar.
Ama bir zamanlar sıcak bir karşılama gördükleri Reyhanlı'daki
evlerini terk etmek zorunda bırakılmamayı ümit ediyorlar.