Suriyeliler 15 yıl daha Türkiye'den gitmeyecek!
Abone olZaman gazetesi yazarı Ali Bulaç, sayıları 1 milyonu aşan Suriyeliler için hükümete çağrı yaptı. Bulaç, Suriyelilerin yerleşik hayata geçmeleri gerektiğini savundu.
Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç, Başbakanlık raporuna
göre Türkiye’ye göç eden Suriyelilerin sayısının 1 milyon 200 bini
aştığını, ancak sadece 219 bin kişinin kamplarda kaldığını
belirtti.
Bir yerde iç savaş başladığında bunun 15 yıl bitmeyeceğini
dile getiren Ali Bulaç, Suriyelileri yerleşik hale getirecek
politikalara ihtiyaç olduğunu vurguladı:
"Bu ihtiyaçlar karşılanmadığı takdirde dilencilik, hırsızlık, gasp,
saldırı, fuhuş, kayıt dışında sömürü ve organize suçlara (mafya)
Suriyelilerin de etkin olarak dahil edildiği durumlarla karşı
karşıya geleceğiz."
Ali Bulaç'ın "Suriyeliler, acil! Her muhacire bir ensar!" başlıklı
bugünkü yazısı şöyle:
YAŞAM MÜCADELESİ VERİYORLAR
Başbakanlık’ın hazırladığı rapora göre Türkiye’ye göç eden
Suriyeli nüfus 1 milyon 200 bini aştı; bunların sadece 219 bini 22
kampta kalıyor. 900 bin Suriyeli çeşitli şehirlerde ve oldukça zor
şartlarda hayatta kalma mücadelesi veriyor.
İNSANIN İÇİ
PARÇALANIYOR
Neredeyse her kaldırımda, parkta, açıklık yerde sürünen,
açlıktan nefesi kokan kadın ve çocuklar var. İnsanın içini
paramparça ediyorlar. Açık alanlarda insanlık dramı yaşanıyor ama
Uluslararası Kriz Grubu’nun (ICG) raporunda belirttiği gibi
“Kaynaklar ve sabır azaldıkça güvenlik sorunları artıyor;
Türkiye’nin mülteciler için takip ettiği ‘açık kapı’ politikası
sınırlarına yaklaşıyor.”
15 YILDAN ÖNCE SAVAŞ
BİTMEZ
Bu tespitler doğru, nitekim Kahramanmaraş, Gaziantep, Adana ve
daha öncesinde Ankara ve başka yerlerde Suriyelilere gösterilen
tepkiler durumun gelecekte vahim gelişmelere yol açabileceğinin
işaretlerini veriyor. Bugün yarın evlerine dönerler beklentisi
yanlış, çünkü Soli Özel’in de dikkat çektiği üzere uzmanlara göre,
bir yerde iç savaş başladı mı 15 yıldan önce bitmez.
SURİYE'NİN YÜZDE 25'İ ÜLKEYİ TERK
ETTİ
Bu demektir ki Suriyeliler kalıcı. 19 ve 20. yüzyılda savaş ve
tehcirler dolayısıyla Balkanlar’dan ve Kafkaslar’dan Anadolu’ya
olan kitlesel tehcirlerin bir benzeriyle karşı karşıya bulunuyoruz.
Şu anda Suriye nüfusunun yüzde 25’i ülkeyi terk etti, bu sayı
giderek artacak. O halde kalıcı bir mülteci politikası geliştirmek,
mültecileri yerleşik hale getirmek için çeşitli tedbirler almak
gerekir.
Suriyelilerin en acil ihtiyacı a) Barınma, b) Gıda, c) Düzenli
hayat, d) Çalışma izni, e) Eğitim (Arapça-Türkçe), f) Sosyal
haklara sahip olup bunları rahatça kullanabilmeleri. Bu ihtiyaçlar
karşılanmadığı takdirde dilencilik, hırsızlık, gasp, saldırı,
fuhuş, kayıt dışında sömürü ve organize suçlara (mafya)
Suriyelilerin de etkin olarak dahil edildiği durumlarla karşı
karşıya geleceğiz.
İSLAMİ ÖRGÜTLER OLAYLARI
DURDURDU
Ankara ve Maraş olayları gösterdi ki yüzyıllık ırkçı kültür
halkta kök salmış. Alman ırkçılarının Türklere ve göçmenlere
gösterdikleri tepkinin benzeri, hatta daha vahim olanı açığa çıktı.
Alman ırkçıları Türklere karşı örgüt düzeyinde ve bireysel vahşi
eylemler düzenliyorlar. Ankara ve Maraş’ta ise gruplar düzeyinde,
kitlesel saldırılar oldu. Allah’tan şehrin İslami örgütleri ortak
bir bildiri yayınlayarak Suriyeli misafirlere sahip çıktı. Ancak bu
ırkçı öfkenin üstünü örtemez.
NE BATI'YA NE İSLAM'A AİT
OLURUZ
İş piyasasındaki pastanın gayrı nizami paylaşılmasından dolayı
çıktığı düşünülen söz konusu öfke yüz senedir beynimize zerk edilen
“Arap düşmanlığı”yla bir araya geldiğinde ırkçı-faşist nefrete
dönüşüyor. İttihatçılıktan ve Kemalizmden tevarüs ettiğimiz esaslı
hastalıklarımızdan biri bir türlü Arap, Kürt ve İranlıyı kendimizle
eşit görmememiz. Bu, bizi ümmetin bir parçası olmaktan koparıyor.
Her nedense kendimizi ümmetin lideri, çobanı görüyoruz (Allah’ın
seçtiği kurtulmuş millet). Bu zihniyeti terk etmedikçe, ne Batı’ya
ne İslam’a ait olacağız. Suriyeli mülteciler bu hastalığımızın
tedavisi için bir fırsat olmalı.
ZAMAN GAZETESİ YAZARI ALİ BULAÇ'IN BUGÜNKÜ YAZISINI OKUMAK İÇİN
TIKLAYIN