Suriyeli kadınları derhal serbest bırakın!
Abone olVicdan Hareketi, Suriye hapishanelerinde bulunan kadın ve çocukların acilen özgürlüklerine kavuşturulmaları için Haliç Kongre Merkezi’nde 45 ülkeden aktivistlerin katılımıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.
Suriye’de bugüne kadar 13 bin 500’ün üzerinde kadın hapsedildi
ve 7 binin üzerinde kadın hâlâ hapishanelerde her gün işkence
görüyor, tecavüze uğruyor, türlü insanlık dışı eziyete maruz
kalıyor. Suriye rejimi, kadınlara tecavüzü bir silah olarak
kullandı ve kullanmaya da devam ediyor.
Geçtiğimiz yıl Suriye’deki savaşta kadınların yaşadığı drama dikkat çekmek amacıyla İstanbul’dan Hatay’a ulaşan Vicdan Konvoyu, bu sene de özgürlüğün önündeki engelleri kaldırmak amacıyla “Vicdan Hareketi” ismiyle faaliyet gösteriyor. Vicdan Hareketi’ne, dünyanın farklı bölgelerinden siyasetçiler, gazeteciler, akademisyenler ve insan hakları savunucuları destek veriyor.
“Çünkü İnsanız” sloganıyla çalışmalarını yürüten Vicdan Hareketi, Suriye’de son kadın ve çocuk özgür oluncaya dek faaliyetlerini sürdürecek. Vicdan Hareketi, dini, dili, ırkı, rengi ne olursa olsun insanların işkence görmeden, zulme uğramadan onurlu ve insanca yaşaması gerektiğine inanıyor. Hareket, kadınların, Suriye’de savaşın başından bu yana işkence, tecavüz, infaz, hapis ve mültecilikle büyüyen dramlarına dikkat çekmeyi amaçlıyor.
İstanbul’da start verildi
8 Mart 2019 tarihine kadar bir dizi program gerçekleştirecek olan
Vicdan Hareketi, çalışmaların ilk startını İstanbul Haliç Kongre
Merkezi’nde yaptığı uluslararası basın açıklamasıyla verdi. 45 ayrı
ülkeden katılımın gerçekleştiği açıklamada Suriyeli kadın ve
çocukların derhal serbest bırakılması çağrısı yapıldı.
Basın açıklamasına Azerbaycanlı Sanatçı Azerin, Mandela’nın Torunu ve Milletvekili Chief Mandela, Srebrenitsa Anneleri, İngiltere Parlamentosu’nun İlk Müslüman Milletvekili Hon Baroness Pola Manzila Uddin, Ekvador Milletvekili Ana Belen Marin Aguirre ve Ukraynalı Milletvekili Dr. Olga Bogomolets gibi çok sayıda ünlü isim katıldı.
“Suriye’de yaşananları anlatabilmek mümkün değil”
İlk konuşmayı Vicdan Hareketi Genel Koordinatörü Yavuz Dede yaptı.
Vicdan Hareketi’nin 110 ülkeden destekle kurulduğunu ifade eden
Yavuz Dede, kendilerine Türkiye’den ve dünyadan 2 binin üzerinde
STK’nın destek verdiğini açıkladı. Konuşmasının devamında
“Suriye’de yaşananları anlatabilmek mümkün değil” diyen Dede,
eylemlerin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne kadar devam edeceğini
söyledi. Dede, “Bu süre zarfında sosyal medya üzerinden çeşitli
etkinliklerin gerçekleştireceğiz. 45 ülkeden aramızda bulunan
katılımcılarımız da kendi ülkelerinde farklı etkinlikler
düzenleyecekler” dedi.
20 Şubat Çağrısı
Türkçe basın bildirisini Vicdan Hareketi Sözcüsü Avukat Gülden
Sönmez okudu. Bildiride Gülden Sönmez, “Suriye’deki kadın ve çocuk
mahpuslar pazarlıksız, koşulsuz derhal serbest bırakılsın!”
çağrısında bulundu. Suriye’deki hapishanelerde mahpus kadın ve
çocukların yaşadığı acı drama dikkat çeken Sönmez, şunları
söyledi:
“Tüm insanlığı savaşlarda kadın ve çocukların korunması için etkili tedbirler almaya davet ediyoruz. Başta Birleşmiş Milletler ve İslam İşbirliği Teşkilatı olmak üzere tüm uluslararası mekanizmaları, Türkiye, Rusya ve İran başta olmak üzere gücü ve inisiyatifi olan tüm devlet liderlerini bu konuda çaba sarf etmeye davet ediyoruz. Dünyanın dört bir yanındaki tüm vicdanları bugünden itibaren ses yükseltmeye ve son Suriyeli kadın ve çocuk özgür oluncaya dek çaba sarf etmeye davet ediyoruz.”
Bildiri 3 dilde okundu
İngilizce basın bildirisini de Vicdan Hareketi’ne İngiliz asıllı
Belçika vatandaşı Gazeteci Colin Stevens okurken Arapça bildiriyi
ise harekete Kuveyt’ten dahil olan Hukukçu ve İnsan Hakları
Savunucusu Aisha Al Qassar okudu.
“Beni tecavüzle tehdit ettiler”
7 ay boyunca Suriye hapishanelerinde işkence gören ve zindanda
eşini kaybeden Suriyeli kadın Majed Sharbajy, hapishanede kendini
tecavüzle tehdit ettiklerini söyledi. “Çok defa eşimin gözleri
önünde başörtümü çıkarttılar” diyen Sharbajy, yaşadıklarını şöyle
anlattı:
“Orada yaşadıklarımızı ifade etmek mümkün değil. 3 ay boyunca
banyo yaptırmadılar. Bitlenmeler meydana gelmişti artık. İşkenceden
ölenler oluyordu yanımızda. Sonra da onları da toplu mezarla
gömüyordu işkenceden ölenleri. Bunu yapmalarının sebebi ise tüm
dünyadan bu zulmü saklamaktı. Bizimle birlikte birçok hamile kadın
vardı hapishanede. Hiçbirine ilaç verilmiyordu ve hepsi bu talebi
yinelemek için çığlık atarak seslerini duyurmaya çalışıyorlardı.
Sadece kadınlara değil erkeklere de işkence ediliyordu. 4 yaşında
bir erkek çocuk sürekli ağlıyordu ve onun taleplerini asla yerine
getirmiyorlardı. Orada yaşadıklarımızı özetlemem mümkün değil. Ama
rejimin her türlü işkenceyi yaptığını söylemek ve tutsak kadınların
seslerini dünyaya duyurmak istiyorum. Ben Birleşmiş Milletler’e de
başvuruda bulundum. Bir şeyleri değiştiremem belki ama tarih
karşısında üzerime düşeni yaptığımı düşünüyorum.”
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın da şunları söyledi:
“Suriye’de yaşananlar utanç verici bir durum. Barışı tesis etmesi gereken kurumların üzerine düşeni yapamadığı bir durumda atılan Vicdan Hareketi adımını önemli buluyorum. Hepimiz farklı inançlardan burada bir araya geldik. Yalnız göz yaşının rengi olmaz. Hepimiz insanız ve acılarımız aynı. Biz gücümüzü birleştirirsek sesimizin kelebek etkisi yapacağını düşünüyorum. Vicdan Hareketi’nin tüm faaliyetlerine 1 milyonu aşkın üyemizle tam destek olacağımızı ifade etmek istiyorum.”
“Suriyeli kadınlar cesur olmalı”
Srebrenitsa Annesi Nermina Lakota: “Suriye’de yaşananlara
şaşırmıyorum çünkü çok kısa bir zaman önce de bu soykırım
Srebrenitsa’da gerçekleştirildi. Biz bugün hala Srebrenitsa’da
öldürülen kardeşlerimizin cenazelerini bulmaya çalışıyoruz.
Suriyeli kadınlara tek önerebileceğim şey cesur olmaları ve savaş
suçlularını günün birinde mahkeme önüne çıkartmak için bu işin
peşini bırakmamaları. Suriyeli kadınların önlerinde Srebrenitsa
Anneleri gibi bir örneğin bulunuyor olması onlar için bir umut
kaynağı.”
“Kadınlar, çocuklar ve insanlık artık
ölmesin!”
Azerbaycanlı Sanatçı Azerin: “Suriye’de çocuklar ve kadınlar
öldürülüyor. İşkence görüyor ve zulme uğruyorlar. Burada sadece
sanatçı olarak bulunmak için değil vicdanını kaybetmemiş bir insan
olarak hazır bulunuyorum. Suriye’de yaşananlara biz yabancı
değiliz. Hocalı Soykırımı’nda da çocuklar ve kadınlar vahşice
katledilmişti. Maalesef dünya buna sustu ve göz yumdu. Aynı
Suriye’de olduğu gibi. Ben bugün tüm dünyayı vicdanının sesini
dinlemeye çağırıyorum. Ayrıca dünya üzerindeki tüm devletleri
kadınların ve çocukların öldürülmediği, hür yaşadığı bir dünyaya
çağırıyorum. Son olarak kadınlar, çocuklar ve insanlık ölmesin
artık diyorum.”
Tüm dünyadan 11 ayrı konuşmacı
Daha sonra ise şu isimler söz alarak Vicdan Hareketi’ne olan
desteklerini ifade etti: İngiltere Parlementosundan The Hon
Baroness Uddin, Mandela’nın Torunu ve Milletvekili Chief Mandela,
Malezya İktidar Partisi Milletvekili Mohamed Arif, Ekvadorlu
Milletvekili Ana Belen Marin Aguirre, Tanzanyalı Milletvekili Mgeni
Hassan Juma, Ukrayna Milletvekili Dr. Olga Bogomolets, Afganistan
Meclis Üyesi Fawzia Raufi, Avusturalyalı Milletvekili Maha Abdo
Oam, Pakistan Milletvekili Munaza Hassan, Kenya Müslümanları Yüksek
Konseyi Başkanı Yusuf Abdulrahman Nzibo ve Katar Kadınlar Spor
Komitesi Başkanı Lulva Al-Mary. Konuşmaların ardından açılan sergi
gezildi ve program sona erdi.